Naiplik (Nâiblik)

Naiplik (Nâiblik)
----------------------------------------------------------------

İdârî, dînî ve hukûkî konularda yetki sahibi olan kişilerin yetki ve vazifelerini vekil olarak yürüten kimselere verilen unvan


Birinin yerini alan, birinin yerini tutan, vekil mânâlarına gelen nâiplik, çeşitli devletlerde bir idârî unvan ve makam olarak yetkileri bazen çok genişleyen, bazen da daralan bir rütbe oldu

Memlûklerde, Dehli Sultanlıklarında Sultanın vekili veya temsilcileri ve eyâlet vâlileri bu ünvânı taşıdılar Sultandan sonra en yüksek mevkilerde işleri sultan nâmına idâre ettiler Murâbıtlar ve Muvahhidlerde en mühim eyâlet olan Endülüs genel vâlileri nâip unvânını taşıdılar Aynı zamanda veliahd olan Endülüs nâipleri Gırnata, İşbiliyye ve Kurtuba’da hüküm sürdüler Eyyûbîlerde ise nâip ünvânı, eyâlet vâlilerine verildi Bunların sayısı devletin kuruluşu sırasında altı iken, daha sonra yeni teşkil edilen eyâletlerle arttı Şam nâibi rütbe bakımından hepsinden üstün sayıldı

Osmanlı Devleti teşkilâtında şer’î mahkemelerin hâkimlerine nâiplik ünvânı verildi Kâdı vekili mânâsında kullanıldı Mevâli denilen büyük kâdılar bâzan hizmetlerinin tamâmını, bâzan da bir kısmını fiilen yapma*****, yerlerine kâdı vasıflarına hâiz ve ehliyet sâhibi birini vekil tâyin ettiler Anadolu ve Rumeli kazaskerleri vekilliğini yapan kâdılara nâiplik ünvânı verildi Esâsen İstanbul’da oturan Kazaskerler taşraya kendilerine vekâlet edecek kadılar gönderdiler, bu kâdılara nâip denildiMahkemeler tarafından bir işin araştırılması için vazifelendirilen bilirkişilerin araştırmalarını denetlemek üzere seçilen kimselere de nâip adı verildi Bâzan, bir kazâ, örfî müddetlerini tamamlayan ilmiye sınıfına mensup ilim sâhiplerine veya vazifede bulunan bir müderrise arpalık nâmı altında verildi Bu gibi hallerde uhdelerindeki kazalara gitmeyerek yerlerine birer nâip gönderdiler

Nâipler yaptıkları vazifelere göre şu kısımlara ayrılırlar

Arpalık nâibi; Şeyhülislamların ve eyâlet kâdılarının (mevâliler) vazifeden alınmalarından sonra, kendilerine verilen arpalıkların gelirini onlar adına idâre eden kimseler olup, tâyinleri Anadolu veya Rumeli kazaskerleri tarafından tasdik edilirdi

Ayak nâibi: Eyâlet kâdılarının yanında, kâdı adına esnafı denetleyen vazifeliye denirdi

Bâb nâibi: Eyâlet kâdısının yanında kâdıya yardımcı olan ve onun adına dâvâ dinleyen ve hüküm veren kimseye denirdi

Kazâ nâibi: Kazâlara bağlı nâhiyelerin şer’î (dînî) işlerine, kaza kâdısı adına bakan kimseye denirdi

Mevâlî nâibi: Eyâlet kâdılarının tâyin edildikleri eyâlete gitmedikleri durumlarda gönderdikleri vekile denirdi Nâip kâdıdan vekil olduğuna dâir bir vesika alır, bunu da o kâdılığın kazaskerine tasdik ettirirdi

Şer’iyye mahkemelerinin kaldırılmasıyla birlikte nâiplik ve nâipler de lağvolunmuştur

Osmanlılar zamânında sadrâzamlar hakkında saltanat vekîli mânâsında Nâib-i Saltanat tâbiri kullanılırdı Pâdişâhın vekili demek olan bu tâbir eski Türk ve İslâm devletlerinde de kullanılmıştır
 
Son düzenleme:

Bu konuyu görüntüleyen kullanıcılar

Geri
Üst Alt