Ahmet Resmi

Ahmet Resmi


(ö. 1783) Osmanlı devlet adamı ve tarihçisi.

1700'de Girit'te doğdu. Tahsilini tamamlamak üzere geldiği İstanbul' da reîsülküttâblardan Tavukçubaşı damadı Mustafa Efendi' nin yanında yetişti ve daha sonra onun damadı oldu. Devlet hizmetine girerek Bursa mukâtaa' sı, Selanik, İstanbul ve Gelibolu baruthaneleri nezaretleri, küçük evkaf muhasebeciliği görevlerinde bulundu. Sadrazam Râgıb Mehmed Paşa tarafından III. Mustafa'nın tahta geçişini bildirmek üzere şıkk-ı sânî defterdarlığı pâyesiyle Avusturya' ya elçilikle gönderildi [369] Daha sonra maliye tezkirecisi ve Anadolu muhasebecisi oldu. Yedi Sene savaşları sonunda Prusya-Rusya yakınlaşmasının Osmanlı Devleti' ne zararlı olup olmadığını incelemek, ayrıca yolu üzerinde bulunan Osmanlı himayesindeki Lehliler' e teminat vermek için elçilikle Berlin' e gönderildi [370] Prusya kralının ifadesiyle, vazifesini “Zerâfet ve fetânetle” yapan Resmî. İstanbul'a döndüğünde [371] sadâret mektupçuluğuna tayin edildi. Ardından çavuşbaşı, matbah ve tersane emini, rûznâmçeci oldu. Moldovanî Ali Paşa' nın sadâretinde devlet işlerindeki bilgisi ve yararlığı düşünülerek 23 Kasım 1769'da sadrazam kethüdâlığına getirildi ise de kısa süre sonra sadâret değişikliği sebebiyle eski görevine iade edildi. Rûznâmçeci olarak bulunduğu Rus savaşında Avrupa' yı yakından tanımış olduğundan 24 Şubat 1771' de tekrar sadâret kethüdâlığına getirildi. Bu hizmette iken nişancılık pâyesiyle başmurahhas olarak Küçük Kaynarca Antlaşması görüşmelerine katıldı. İstanbul' a dönüşünde azledilen Ahmed Resmî, bundan sonra matbah emaneti, şıkk-ı sânî defterdarlığı, cizye muhasebeciliği ve rûznâmçecilikte bulundu. İleri yaşta gözden düştü ise de Halil Hamîd Paşa' nın sadrazamlığı sırasında kendisine önce süvari mukabeleciliği. sonra da rûznâmçecilik verildi. 30-31 Ağustos 1783 gecesi öldü. Üsküdar' da Karacaahmet Mezarlığı' na defnedildi.

Eserleri. Tarihe karşı özel bir merakı olan Ahmed Resmî Efendi, küçük hacimdeki eserlerinden ikisini Hadîkatü'l-vüzerâ'yı örnek alarak meydana getirmiştir. Bunlardan, muhtemelen 1750 yılında kaleme aldığı Halîkatü'r-rüesâ, kayınpederi Reîsülküttâb Mustafa Efendi'ye karşı duyduğu saygının mahsulü olup Koca Nişancı Celâlzâde Mustafa Çelebi'den başlayarak Râgıb Paşa'ya kadar gelen reîsülküttâbların hal tercümelerini toplamaktadır. Eser Râgıb Paşa'ya sunulduğunda, onun tavsiyesi üzerine daha çok Seimetü'r-füesâ adıyla anılmaya başlanmıştır. Daha sonra 1178'e [372] kadar ilâveler yaptığı bu eser, Süleyman Faik Efendi' nin Reîsülküttâb Mehmed Sâdık Efendi' ye [373] kadar gelen zeyliyle birlikte taş basması olarak ve yanlışlıkla Halîfetü'r-rüesâ adıyla yayımlanmıştır [374] Dârüssaâde ağalarının biyografilerini ihtiva eden Hamîletü'l-kübera adlı eserinin telifi ise, Kızlarağası Sünbül Ağa' nın korsanlarca şehid edilmesinin müellifın vatanı Girit' in fethine vesile teşkil etmesi gibi bir sebebe dayanmaktadır.

Ahmed Resmî Efendi' nin bir diğer biyografi denemesi, Alaybeyizâde Emin Mehmed Efendi' nin 1666'da telif ettiği Vefeyât' ına 1778'e kadar getirdiği zeyildir [375]

Viyana elçiliğinden dönüşte, seyahati sırasında gördüklerini. Avusturya' nın devlet idaresi ve politikası ile Viyana' nın durumu ve halkının yaşayışını bir rapor halinde tesbit ederek hükümete sunmuştur. Bu küçük Sefâretname çağdaş vekâyi'nâmelerde yer aldığı gibi ayrıca basılmış İstanbul [376] ve Hammer tarafından da Almanca' ya çevrilmiştir [377] Berlin dönüşü sunduğu raporda ise yolu üzerindeki Romanya, Polonya ve Prusya şehirleri. Büyük Friedrich’ in faaliyetleri ve ülkesi hakkındaki görüşleri yer almaktadır. Vekâyi' nâmelere konulan ve ayrıca müstakil olarak da yayımlanan bu Sefâretnâme [378], Almanca [379] ve Lehçe' ye tercüme edilmiştir.

Hazır bulunduğu 1768-1774 Osmanlı-Rus Savaşı hakkındaki görüş, tenkit ve intihalarını kaydettiği Hulâsatü'l-i'tibâr adlı eserini 1781‘de kaleme almıştır. Bu eser üç defa basılmış [380] ve H. F.von Diez tarafından Almanca' ya tercüme edilmiştir [381] Yine 1768-1774 harbi sırasında, Osmanlı teşkilâtında ve hususiyle ordunun iaşe ve ikmalinde görülen aksaklıkları, Sadrazam Halil Paşa' ya sunduğu 1770 tarihli Lâyiha'da [382] dile getirdiği gibi, Bucak ve Memleketeyn' i istilâ eden Ruslar' ın buralardan bir daha çıkarılamayacağı vehmine kapılan Sadrazam Muhsinzâde Mehmed Paşayı, tarihî hadiseleri zikrederek, devletin harp yerine hudut muhafazasına gayret göstermesi halinde Ruslar'ın geri çekileceğini telkin eden takrir'i [383] ile tenvir ve teselliye çalışmıştır. Ahmed Resmî Efendi' nin diğer eserleri arasında, Prusya' dan dönüşte tercüme ettiği Coğrafyayı Cedîd' i [384], 1754 te, Sadrazam Bahir Mustafa Paşa' nın ata düşkünlüğü vesilesiyle, bu hayvana duyulan sevgiyi dile getiren Arapça, Farsça ve Türkçe' deki tabir, darbımesel ve beyitlerle, atın tabiatı ve hasletleri hakkında yazdığı el-İstînâs fî ahvâli'1-efrâs [385] adlı risalesi ile Arapça nesirdeki kudretine delil sayılan ve Arapça darbımeselleri toplayan Zülâliyye adlı makâme' si ve Arapça Luğaz'ı [386] sayılabilir. [387]
 
BUNLAR DA İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR
SON KONULAR
Şems-i Tebrizi bởi Tarih_Dehası,
Şeyh Şâmil (1797-1871) bởi Talebe,
Venizelos bởi Tarih Öğretmeni,
Sait Molla bởi Tarih Öğretmeni,
Lord Gürzon bởi Tarih Öğretmeni,

Bu konuyu görüntüleyen kullanıcılar

Geri
Üst Alt