Ahmed Lütfi Efendi

Ahmed Lütfi Efendi
Ekteki resimleri görmek için kayıt olmalısınız
İstanbul’da doğdu. Babası nalıncı esnafına mensup Mehmed Ağa’dır. İlk tahsilinden sonra Mühendishâne-i Berrî-i Hümâyun’a girdiyse de kısa sürede buradan ayrılarak Amcazâde Hüseyin Paşa Medresesi’ne devam etmeye başladı; böylece ilmiye mesleğine intisap etmiş oldu. 1837’de nde bulundu ve aynı zamanda Takvimhâne mukabeleciliğine getirildi. Ardından Sadâret Mektûbî Kalemi’ne tayin edildi. Sadâret Mektûbî mümeyyizliğiyle birlikte Farsça mütercimliği de yaptı. Nisan 1845’te İmar Meclisi seyyar kâtibi olarak Vidin ve Niş taraflarında bulundu. İmar Meclisi’nin lağvedilmesi üzerine İstanbul’a dönerek zaptiye başkâtibi oldu. 1848’de geçici olarak vergi tahsili için Filibe’ye gönderildi. Dokuz ay sonra İstanbul’a dönünce tekrar Anadolu eyaleti teftiş kâtipliği ile taşraya çıktı.

Ahmed Lutfi Efendi 1852-1865 yılları arasında Takvimhâne musahhihliği, Tıbbiye Meclisi âzalığı, Tıbbiye Mektebi Türkçe hocalığı ve Matbuat nâzırlığı görevlerinde bulundu. Bu sırada İstanbul’da yapılan nüfus sayımına katılarak Boğaziçi’nde Yeniköy’den Kilyos’a kadar uzanan sahanın tahririni yaptı. Meclis-i Maârif âzası iken 1866’da vak‘anüvisliğe getirildi. Bir süre sonra kendisine İstanbul kadılığı pâyesi, ardından Anadolu kazaskerliği pâyesi verildi. 15 Ocak 1888’de Rumeli kazaskeri oldu. Normal hizmet süresini (müddet-i örfiyye) tamamladıktan sonra Şûrâ-yı Devlet âzalığı ile birlikte vak‘anüvislik hizmetini de sürdürdü. 18 Mart 1907’de vefat etti. Kabri Aksaray’da Sofular Camii hazîresindedir. Osmanlı vak‘anüvisleri arasında bu görevde en çok kalan Ahmed Lutfi Efendi, Arap ve Fars edebiyatına da vâkıf olup Mevlevî tarikatına mensuptu.

Eserleri. Ahmed Lutfi Efendi’nin en önemli eseri, Târîh-i Cevdet’e zeyl olarak yazdığı tarihidir. Eserde 1241-1296 (1825-1879) yılları arasında cereyan eden olaylar anlatılmaktadır. Lutfî Târihi adıyla şöhret bulan eser, Takvîm-i Vekāyi‘ ve bazı resmî belgelerden istifade edilerek sade ve resmî bir üslûpla kaleme alınmıştır. Eserin yurt içi ve yurt dışındaki çeşitli kütüphanelerde yazma nüshaları vardır. Müellif eserinin on beş cildini II. Abdülhamid’e takdim etmiş, bunlardan ancak ilk yedi cildini yayımlayabilmiştir (1290-1306). VIII. cilt halefi Abdurrahman Şeref tarafından bazı ilâvelerle (1328), IX, X, XI ve XII. ciltler ise Münir Aktepe tarafından neşredilmiştir (İstanbul 1984; Ankara 1988; Ankara 1989). XIII. (İÜ Ktp., TY, nr. 4812), XIV. (TTK Ktp., nr. Y 531/6) ve XV. (TTK Ktp., nr. Y 531/7) ciltler yazma halindedir. XVI. cilt ise eksik ve müsvedde halinde olup Arkeoloji Müzesi Kütüphanesi’nde (nr. 1346) bulunmaktadır.

Ahmed Lutfi Efendi’nin şiirleriyle şiir formunda bazı tarihî bilgileri ihtiva eden eseri, Dîvançe-i Vak‘anüvîs Ahmed Lutfî adıyla yayımlanmıştır (İstanbul 1302). Müellif ayrıca isimli eseri bazı ilâveler yaparak Tefhîmü’l-muallim adıyla Türkçe’ye çevirmiş ve Âsım Efendi tarafından Arapça’dan Türkçe’ye tercüme edilen Kāmus Tercümesi’ndeki kelimeleri alfabe sırasına göre tertip ederek 53.000 kelimelik Lugat-ı Kāmûs’u hazırlamıştır. Aslı Arkeoloji Müzesi Kütüphanesi’nde bulunan bu eserin elif ve bâ harflerini ihtiva eden ilk iki cüzü 1282 ve 1286 yıllarında basılmıştır.
 
BUNLAR DA İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR
SON KONULAR
Şems-i Tebrizi bởi Tarih_Dehası,
Şeyh Şâmil (1797-1871) bởi Talebe,
Venizelos bởi Tarih Öğretmeni,
Sait Molla bởi Tarih Öğretmeni,
Lord Gürzon bởi Tarih Öğretmeni,

Bu konuyu görüntüleyen kullanıcılar

Geri
Üst Alt