Vezir-i Azam Köprülü Mehmet Paşa

Köprülü Mehmet Paşa

Aslen Arnavut olup düzenlettiği vakfiyesinde Belgrat'ın Ruznik kasabasından olduğunu söylemektedir. Seyyit Yusuf adında bir zatın kızı olan zevcesi Amasya'nın, Köprü kasabasında doğmuş olup Köprülü Mehmet Paşa da azl edildiğinde zamanlarını orada geçirdiği için bundan dolayı kendisine Köprülü denilmiştir; kasabaya sonradan vezir köprüsü denilmesi Mehmet Paşa ile münasebeti dolayısıyladır.
Köprülü Mehmet Paşa'nın babasının adı Hüseyin ve onun babasının adı Ali imiş. Gençliğinde saraya alınarak saray mutfağı helvahanesinde hizmet ederken hasodalı Boşnak Hüsrev Ağa'nın (meşhur Hüsrev Paşa) IV. Murat zamanında silâhdarlığı esnasında Mehmet Ağa Enderunda büyük odaya alınıp orada hazine odasına terfi etmiş ve kendisini sevmeyen Silâhdar tarihi müellifinin kaydına göre serkeşliği ve kendisini beğenmiş olması sebebiyle süvari bölüklerinden birisine çıkarılmış ve yeniçeri ağalığıyla saraydan çıkan Enderundaki hamisi Hüsrev Ağa'ya intisap ile onun vezirliğinde hazinedarı olmuştur.
Köprülü, Hüsrev Paşa'nın katlinden sonra bazı voyvodalıklarda, ihtisap ağalığında ve tophane nazırlığı ile sipah ve silâhdar bölükleri ağalıklarında ve cebecibaşılıkta bulunup kapıcılar kethüdası veya imrahor olup Sultanzâde Mehmet Paşa, sadaretinde Beylerbeyilik ile Trabzon valiliğine tayin edilmiştir.
Bundan sonra bir müddet mâzul kalan Köprülü Mehmet Paşa, Sultan İbrahim'in yedinci hasekisine paşmaklık olarak verdiği Şam eyâletine mütesellim tayin edilmiş ve sonra Karaman beylerbeyi olmuştur. Köprülü Mehmet Paşa 1057 H.- 1647 M.'de hükümete karşı isyan eden Varvar Ali Paşa üzerine memur olmuş ise de muvaffak olamadıktan başka Varvar'ın eline esir düşüp tam öldürüleceği sırada İbşir Mustafa Paşa kuvvetleri yetişerek kendisini kurtarmışlardır.
Köprülü Mehmet Paşa'yı daha sonra Kudüs sancağıyla Trablus-Şam beylerbeyi görüyoruz; Mehmet Paşa dostu ve hemşehrisi olan Mimarbaşı Kasım Ağa'nın, Darüssaâde ağası Süleyman Ağa'ya tavsiyesi üzerine kubbe veziri tayin edilmiş ise de yalnız bir defa bayram tebriki günü divan-ı hümayuna gelebilip bayram ertesi vezir-i âzam Gürcü Mehmet Paşa'nın arzıyla vezirliği alınarak yine beylerbeyi rütbesiyle Köstendil sancağı verilip vezirliği için aracılık eden Kasım Ağa da Kıbrıs'a sürülmüştür.
İbşir Paşa vezir-i âzam olup İstanbul'a gelirken Vezirköprü kasabasında oturmakta olan Köprülü Mehmet Paşa kalkıp Kütahya yakınlarında İbşir'i karşılamış, iltifat görmüş ve İbşir Mustafa Paşa kendisine Trablus-Şam valiliğini tevcih etmiş ve Köprülü ile mahremâne görüşmüş ve bazı hususlarda fikrini almıştır; Köprülü Mehmet Paşa İznik'te İbşir Paşa'dan ayrılıp Trablus'a giderek oğulları Ahmet ve Mustafa Beyleri de ağırlıklarını getirmek üzere Vezirköprü'ye göndermiştir.
Köprülü'nün bu defaki şansı da rast gitmedi; İbşir Paşa'nın katli üzerine Trablus-Şam üzerinden alındı; oğulları yarı yoldan tekrar Vezirköprü kasabasına dönüp kendisi de Kütahya'dan İstanbul'a gelmiştir.
Köprülü, İstanbul'a gelince hemşehrisi Mimar Kasım Ağa vasıtasıyla Şamî-zâde ve diğer bazı kişilerle dostluk kurmuş ve nihayet 1066 Zilkade 25 ve 14 Eylül 1656 tarihinde Boynueğri Mehmet Paşa'nın yerine vezir-i âzam olmuştur. Köprülü cahil fakat kurnaz, hâdiselerden ders almış, vaziyete göre hareket eder, hissiyatını saklardı. Her zaman dikine gitmez, yapacağını bazen zamana bırakır ve fırsatı kaçırmazdı; Âl-i Osman'a son derecede sâdık olup pâdişâh kendisinden emindi. Vefatı 1072 Rebiulevvel 7 ve 1661 Ekim 31'de ve kabri Divanyolunda'ki medresesi yanındaki türbesindedir. Tarih olarak:
"Devlet-i Hân Muhammed'de Muhammed Paşa
Beş sene on gün üç ay oldı vezir-i âzam
Ahdiyâ oldı vefatına bu mısra tarih
Köprili mülk-i adem köprüsine basdı kadem"
tarihi söylenmiştir.
Devletin en buhranlı zamanında idareyi eline alın Köprülü'nün nasıl çalıştığı ve devleti ne hale getirdiği gözönüne alınacak olursa Silâhdar'ın bazı sebeblerden dolayı mâkul düşünmeyerek hissiyatına mağlûb olduğu görülür. Yalnız kendisine rakip saydığı Deli Hüseyin Paşa ile Seydi Ahmed Paşa gibi iki namdar veziri öldürmesi dolayısıyla sevilmemiş olabilir.
 
BUNLAR DA İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR
KÖPRÜLÜ MEHMET PAŞA (1575-1661)

Köprülüler ailesine adını veren Mehmet Paşa, 18.asır Osmanlı sadrazamlarındandır.Arnavut asıllı olup, kendisinin Edirne’de düzenlettirdiği vakfiyesinde Arnavut Belgrat’ının (Berat) Ruznik kasabasından olduğunu söylemektedir.

Köprü voyvodası (ağa, reis, yönetici, tahsil memuru) Yusuf Ağa’nın kızı olan eşi Ayşe hanım Amasya’nın Köprü kasabasında doğmuş olup, Mehmet Paşa da görevsiz zamanlarını orada geçirdiği için kendisine Köprülü denilmiştir. Kasabaya sonradan Vezirköprü denilmesi Mehmet Paşa ile bu münasebeti dolayısıyladır.
Genç yaşta gittiği İstanbul’da saray hizmetine girdi.Buradaki ilk görevi hassa aşçıları neferliği oldu.Daha sonra büyük odalı zümresine (saray adap ve erkanının öğrenildiği yer) daha sonra hazine-i amire (devlet hazinesi) hademeliğine geçti.Geçimsizliği ve itaatsizliği yüzünden sipahilik görevi ile saraydan çıkarıldığında 40 yaşını geçmişti.

Sadrazamlığa getirilen koruyucusu Boşnak Hüsrev Paşa’nın hazinedarlığını yaptı, onun katlinden sonra (1632) da bazı voyvodalıklarda, sekiz ay kadar da Amasya’da sancak beyliğinde bulundu. İstanbul’a dönüşünde ihtisap ağalığı (belediye işleriyle görevli memur) tophane nazırlığı, sipahiler ağalığı, cebecibaşılık (harp aletleri levazımı yapan sınıfın amiri) gibi çeşitli görevler üstlendi. Çorum sancakbeyi olarak katıldığı Bağdat seferinde (1638-1639) yaralandı, bu sırada Serdar-ı Ekrem (başkomutan) ve sadrazam Kemankeş Mustafa Paşa’nın hizmetine girdi.Kara Mustafa Paşa’nın yerine sadrazamlığa getirilen Sultan-zade Semin Mehmet Paşa tarafından Trabzon beylerbeyliğine atandı. Azlinden sonra (görevden alınma) bir süre boşta kaldı, yedinci hasekiye (padişahın gözdesi,eşi) paşmaklık olarak verilen (padişah eşlerine verilen toprak) Şam eyaletinin mütesellimliğine (yönetici) getirildi.(1647) O sırada isyan eden Sivas valisi Varvar Ali Paşa üzerine Karaman valisi sıfatıyla gönderildi, tutsak düştüyse de İpşir Mustafa Paşa tarafından kurtarıldı.1648-1656 tarihleri arasında Köstendil, iki kez de Trablusşam valiliği yaptı. Mehmet Paşa’nın görevde geç yükselmesinin sebebi, tahsili olmaması ve sarayın “Birun” denen dış hizmetlerinde kullanılması idi.

Sultan İbrahim’in tahttan indirilerek (1648) yerine 7 yaşındaki oğlu IV.Mehmet’in (avcı Mehmet) padişah olması, Çanakkale Boğazı önlerinde Osmanlı donanmasının bozguna uğraması sonucu Bozcaada, Semadirek, Limni adalarının Venedikliler tarafından ele geçirilmesi gibi olaylarla geçen bu dönem, Osmanlı devletinin en karışık ve huzursuz dönemlerinden biridir. Anarşi, rüşvet, zorbalık, kısa aralıklarla yapılan sadrazam değişiklikleri valide Hatice Turhan Sultan’ın (padişahın annesi) saltanat naibi (padişah vekili) sıfatıyla gösterdiği çabalara karşın devleti zayıflatmış bulunuyordu. Bu dönemde Osmanlı devletinin en çok ihtiyaç duyduğu şey huzur ve istikrardı.

Tecrübeli danışmanların şiddetli tavsiyeleri ile, devleti tek başına idare etmek ve valide Turhan Sultan’ın işe karışmaması şartıyla, tecrübeli ve yaşlı vezir Köprülü Mehmet Paşa Eylül 1656’da sadrazamlık makamına getirildi.Böylece Turhan Sultan devleti Köprülü ailesine teslim etmekle, kendisiyle birlikte Osmanlı tarihindeki kadınlar saltanatına da son vermiştir.

Sadrazamlığa getirildiğinde yaklaşık 80 yaşında olan Köprülü bu görevi kabul etmek için, o güne değin hiçbir vezirin aklından bile geçirmediği ölçüde geniş yetkiler istedi.(1652-1656 tarihleri arasında 10’a yakın sadrazam değişikliği olmuştur) Yaptıklarına asla müdahale edilmeyecek, hakkındaki şikayetler kendisi dinlenmeden değerlendirilmeyecek, atamalara ve azillere karışılmayacaktı. Bu şartların hepsini kabul eden Turhan Sultan Boynueğri Mehmet Paşa’dan aldığı mührü hümayunu (padişah mührü) Köprülü’ye verdi(1656). Bu tarih Osmanlı tarihinin dönüm noktalarındandır, çünkü en az 8 yıldan beri devam eden iktidar krizi bitmiş oluyordu.

Köprülü Mehmet Paşa sadrazamlığının ilk aylarında sert önlemlerle iç kargaşayı bastırdıktan sonra 1657 Haziran ortalarında donanmayla Çanakkale’ye geldi ve boğazı kapatan Venedik donanmasına saldırdı.Türklerin “kör kaptan” dedikleri amiralleri Mocegino’nun öldürülmesi üzerine Venedikliler Çanakkale Boğazı’nı açmak zorunda kaldılar. Bozcaada ve Limni geri alındı.

İsyan eden Erdel prensinin üzerine yürüdü ve Balkanlarda önemli başarılara imza attı. Uyvar fethedildi ve Erdel yeniden Osmanlı Devletine bağlandı.Arkasından Anadolu Beylerbeyilerin de desteklediği ve tamamen sadrazamı hedef alan Celali isyanı başladı. 31 paşanın idamıyla sonuçlanan bu isyanı bastırdı ve Anadolu’da Celali isyanlarının sonunu getirdi.1659’da Kırım Tatarları ile birlikte Rus ordusunu dağıttı.

Köprülü Mehmet Paşa’nın sadaretinde, devletin bünyesinde görülen çalkantılar ve isyanlardan ümide kapılan Fener Rum Patriği III.Partemies, Eflak voyvodası Konstantin’e halkı isyana hazırlamasını isteyen bir mektup göndermiş ancak mektubu götüren ulak yakalanmıştı. Köprülü tahkik için Patrik’i huzuruna çağırıp mektubunu göstermiş ve ne yapmak niyetinde olduğunu sormuştur. Patriğin niyeti anlaşılmakla birlikte Patrik Parmakkapı’da asılmıştır.Köprülü gösterdiği şiddet ile hem rakipleri arasında şiddet salmış, hem de Patriğin asılmasıyla halk arasında sevgi kazanmıştır.

Sadarete geldiği zaman, etrafındakilere devletin kendisinden, gösteriş değil hizmet beklediğini ifade eden Köprülü, hayatının sonuna kadar bu düstura sadık kalmıştır. Köprülü, devleti içine düştüğü kötü durumdan kurtarmış olmakla beraber, tarihçiler tarafından merhametsizliği dolayısıyla tenkit de edilmiştir.Rakiplerini ezmiş, isyan ruhunu Anadolu’da yok ederek en büyük Celali isyanına son vermiştir. IV.Murat’ın ölümünden sonra her bakımdan bozulan idareyi derleyip toparlamış, iç ve dış düşmanları sindirmiş, devlet otoritesini ve itibarını yeniden tesis ederek şan ve şöhret kazanmıştır. Kendisinden önce peş peşe gelen sadrazamların hiç biri bu önemli işlerin üstesinden gelebilecek kapasitede değildi.Köprülü bu boşluğu kapatarak devlete büyük hizmetlerde bulunmuştur. Köprülü Mehmet Paşa icraatlarında IV:Murat’ı kendisine model alarak, Osmanlı Devleti’ne Kanuni devrini adeta yeniden yaşatmıştır.

Hayatının sonlarına doğru patlak veren ve İstanbul’un hemen hemen üçte birini kül eden yangın felaketini (24 Temmuz 1660) izleyen kıtlığın ve salgın hastalıkların yeni felaketlere yol açmasını önlemiştir.

Köprülü Mehmet Paşa 5 yıldan biraz fazla sadrazamlık yaptıktan sonra 30 Ekim 1661 günü Edirne’de öldü.Cenazesi İstanbul’a getirilip Divanyolu’nda yaptırmış olduğu külliyedeki türbesine gömüldü. Yerine vasiyeti üzerine büyük oğlu Fazıl Ahmet Paşa sadrazamlığa getirildi.

Devlet-i Han Mehemmedde Mehemmed Paşa
Beş sene on gün üç ay oldı vezir-i azam
Ahdiya oldı vefatına bu mısra, tarih
Köprili mülk-i adem köprisine basdı kadem 1072 H
kıtasıyla sadaret müddeti ve vefat tarihi türbesinde gösterilmiştir.


Köprülü hayır işlerine de büyük önem vermiştir. Anadolu’da ve Rumeli’de cami, mescit, mektep, hamam ve dükkanlar yaptırıp; bunlar için mülk köylerinin bütün hasılatını vakfetmiştir. Döneminde yaptırılan bazı eserler şunlardır:
Yanova: Cami, mektep, dükkanlar, Körös nehri üzerinde değirmen.
Turhal: Han
Vezirköprü: Çeşme, namazgah, su yolu.
Lefke: Karaoğlan-Beli denilen yerde cami, mektep, han.
Şam: Cisr Şugur’da cami, mescit, mektep, han.
Gümüşhacıköy: Cami, mektep, han.
Bolu sancağı: Taraklı kasabasında cami ve mektep.
Hendek ile Sapanca arasında uzun bir köprü.
 
Köprülü Mehmed Paşa

On yedinci yüzyıl Osmanlı Sadrâzamlarından
. Babasının adı Hüseyin olup, Arnavutluk’un Berat Sancağının Rudnik köyünde doğdu. Gençliğinde Osmanlı sarayında hizmete alındı. İyi bir tahsil ve terbiye görerek yetiştirildi. Köprülü lakabı, Amasya’ya bağlı Köprü kasabasından evlenip orada ikâmet etmesindendir.

Osmanlı Devletinde saray mutfağı olan Matbah-ı âmirede hizmete başladı. Osmanlı sultanlarından Dördüncü Mehmed Han (1623-1640) devrinde, Silâhdâr Hüsrev Paşanın maiyetine girdi. Enderun’da başladığı hizmette, Hüsrev Paşanın vezirliği sırasında Hazînedarlığa yükseldi. Çeşitli voyvodalıklarda yaptığı hizmetler üzerine makam ve rütbesi yükseldi. Şam, Kudüs, Trablus eyâletlerinde vâlilik yapıp, 1650’de vezirlik rütbesi verildi. Sultan Dördüncü Mehmed Han (1648-1687) devrinde, Boynueğri Mehmed Paşadan sonra 15 Eylül 1656’da Sadrâzamlığa tâyin edildi.

Köprülü Mehmed Paşa, sadrâzamlığa getirilmesiyle, esaslı bir ıslâhat başlattı. Mâlî, adlî, askerî tedbirler alıp, Osmanlı Devletini daha da kuvvetlendirdi. Venediklilerin işgâline uğrayan Bozcaada’yı 31 Ağustos 1657’de, Limni Adasını da 15 Kasım 1657’de kurtardı. Osmanlı Devletine karşı Avrupa devletleriyle ittifak kurup, isyân eden Erdel üzerine, 1658 yazında sefere çıktı. 1 Eylül 1658’de Erdel’in kapısı vaziyetindeki Yanova teslim alınıp, Prens Georges Rakoczy kaçınca, yerine Akos Borcsai tâyin edildi. Yanova, Şebes ve Lagoş şehirleri Osmanlı Devletine katıldı. Erdel’in haracı kırk bin altına çıkarılıp, elli bin kuruş harp tazmînâtı alındı. Osmanlı ordusunun ve Vezir-i âzam Köprülü Mehmed Paşanın Avrupa kıtasında seferde olmasını fırsat bilen Celâlîler, Anadolu’da harekete geçti. Bunun üzerine Avrupa seferi dönüşünde görevlendirilen Köprülü, fesat yuvalarını dağıtıp, elebaşlarını yakalattı. Âsilerin üzerine kuvvet sevk edip, cezâlandırdı. Bu Celâli hareketlerinin bastırılmasında, Diyarbakır Vâlisi Murtaza Paşanın çok hizmeti geçti. Osmanlı Devletinin varlığı ve bekâsı için âsilere karşı sert tedbirler aldı.

Köprülü Mehmed Paşa, uzun yıllar çeşitli kademelerde vazîfe yaptıktan sonra, vezîr-i âzamlığının 5 yıl 1 ay 15. gününde seksen yaşlarındayken 29/30 Ekim 1661 gecesi vefât etti. Devlete hizmetinden çok memnun olan Sultan Dördüncü Mehmed Han, Köprülü Mehmed Paşanın oğlu Fâzıl Ahmed Paşayı Vezir-i âzamlığa tâyin etti. Köprülü; akıllı, zekî, hâdiselerden ders alır, vaziyete göre hareket eder, hissî hareket etmezdi. Her şeyi zamânında yapmaya dikkat ederdi. Devletin menfaatlerini her şeyden üstün tutardı.

Samsun’un Vezirköprü ilçesi ve Köprülü âilesi, Köprülü Mehmed Paşanın adıyla alâkalıdır. Kabri, İstanbul Çemberlitaş yakınında yaptırdığı kütüphânesinin bahçesindedir.

Âl-i Osman’a son derecede sâdık olup, pâdişâh kendisinden emindi. Devletin en buhranlı dönemlerinde idâreyi ele alıp, içeride fitne ve fesâdın kökünü kazıyan, dışarıda kaybedilen toprakları tekrar ele geçiren Köprülü Mehmed Paşa, pek çok hayır eserleri bıraktı. Türbesinin yanında medresesi ve çeşmesi, Taraklu Borlu (Safranbolu) da câmisi vardır. Tokat’ın Turhal kazâsında han, Samsun’un Vezirköprü kazasında çeşme ve namazgâhı, Anadolu, Rumeli ve adalarda pekçok câmi, mescit namazgâh, mektep, köprü, han, çeşme, değirmen ve dükkânlar yaptırdı. Bu eserlerin masraflarını ve tâmirâtının karşılanabilmesi için de pek çok arâzi vakfetti.
 

Bu konuyu görüntüleyen kullanıcılar

Geri
Üst Alt