Oniki Levha Kanunları

Talebe

Yönetici
Katılım
14 Şub 2021
Konular
547
Mesajlar
4,047
Tepkime puanı
10,674
Puanları
113
Meslek - Branş
Öğretmen - Tarih
Talebe Hakkında ek bir bilgi sağlanmamış.
Oniki Levha Kanunları

Oniki Levha Kanunu Nedir?




Oniki Levha Kanunu, M.Ö 5. yüzyılın ortalarında, M.Ö 451- 449 yılları arasında Roma’da sınıf çatışması sonucu ortaya çıkmış ve sınıflar arasında uzlaşma sağlamak amacıyla hazırlanmış bir kanundur. O zamanda geçerli olacak hukukun tümünü kapsayacak biçimde hazırlanan Oniki Levha Kanunu Roma’nın daha sonraki hukuki gelişimine de temel olmuştur.

Neden Oniki Levha Kanunu?
Bu kanuna forum meydanında on iki bronz levha üstünde toplandığından “Oniki Levha Kanunu” adı verilmişti.

Oluşumu ve Tarihi
Bu kanun, Roma’nın Cumhuriyet Döneminin başında güçleri alabildiğine artan soylular sınıfı ile halk arasındaki toplumsal ve siyasal çatışmanın ve bunun yol açtığı sınıf kavgalarının halk tarafından kazanılmış sonuçlarından biridir. Bu çatışma ve kavgalar, halkın toplumsal, ekonomik, siyasal ve hukuki alanlarda soylular sınıfıyla eş duruma gelmeyi istemesinden ortaya çıkmıştır. Hukuk, söz konusu sınıf kavgalarının en önemli alanlarından biri oldu çünkü cumhuriyetin kuruluş yıllarında tüm hukuk hayatına soylular sınıfı egemendi. Devletin başında bulunan büyük memurlar hep soylular sınıfındandı. Hukuk bilimi de gene, yanlız soylular sınıfı arasından seçilmiş olan rahiplerin tekelindeydi. Böylece, hukuk bu çağda örf ve adet hukuku olarak, yani yazılı olarak saptanmış kesin ve belirli kurallardan oluşmadığı gibi, bu hukukun uygulanması da tek bir sınıfın tekelinde bulunduğundan, halka kapalı ve gizli idi. Bu durumda ise, halkın, soylu sınıfının keyfi davranışlarına uğrasına yol açıyordu. Bu nedenle Oniki Levha Kanunu, halkın hukukun yazılı olarak saptanması, herkes için erişilebilir ve bilinebilir kılınması isteğiyle ortaya çıktı. Uzun mücadeleler sonunda, M.Ö 451 yılında kurulan özel bir hükümet tarafından hazırlanan ve on levha üzerine yazılan kanuna M.Ö 449 yılında 2 levha daha eklendi. Böylece ‘Oniki Levha Kanunu’ adını alan kanun, ana iki önemli amacın ürünüdür:
1. Siyasal amaç:: Olanaklar elverdiği oranda, halk ile soylular sınıfı arasında hukuk eşitliğini sağlamak ve tüm yurttaşları yönetici sınıfının keyfi davranışlarından kurtarıp eş hukuk kurallarına bağlı kılmak.
2. Hukuki amaç: Örf ve adet hukukunu toplayıp yazılı olarak saptamak ve böylece hukuk konusundaki belirsizliği ve gizliliği ortadan kaldırmak
Bu bakımdan, Oniki Levha Kanunu bir yenilik getirmekten çok, eskiden beri geçerli olan örf ve adet hukukunun yazılı olarak saptanması yoluyla, yürülükte olan hukuku herkes için açık, kesin ve anlaşılabilir duruma getirmek düşüncesiyle hazırlanmıştır. Bu büyük Roma kanununun tam metni Galyalılar’ın istilası sırasında tahrip edildiğinden çağımıza kadar gelememiştir. Ancak, Romalı hukukçuların ve yazarların eserlerinde rastlanan bu kanunla ilgili bölümler toplanarak söz konusu kanunun niteliği ve kapsamı hakkında biraz bilgi edinmek mümkün olmuştur.

Kanunun İçeriği
Kişisel öç alma yasaklanmış, suçluları devletin cezalandıracağı kabul edilmişti. Dişe diş, göze göz diyebileceğimiz kısas usulü ancak tarafların anlaşamaması halinde geçerli kılınmıştır. Eğer bir kimse diğerinin bir organını kullanılamaz hale getirmişse, mesela bacağını kırmış veya gözünü kör etmişse bu hukuka aykırı bir eylemdir. Buna kısas uygulanır. Kısas zarar görenin öç alma duygusunu karşılar, ama bu emredici değildir. Taraflar belli bir bedel konusunda anlaşabilirler, fakat anlaşamazlarsa bu fiile maruz kalan aynen karşılık verebilir.
El veya sopa ile kemik kırılmışsa zarar gören hür bir kimse ise 300, köle ise 150 roma parası (as) ödenirdi. Diğer bütün hallerde, yani hukuka aykırı diğer fiillerde ceza 25 roma parası idi.
Yalan yere tanıklık ve hakimin rüşvet alması durumu için ağır cezalar öngörülmüştür.
Vatana ihanet ölümle cezalandırılıyordu. Oniki Levha Kanunu’nda yangın çıkarmaya ilişkin hükümler vardı, ancak M.Ö. V. yüzyılda bile kasten veya ihmal ile yakma arasında fark gözetilmişti. Böyle bir ayırım kasıtla ve ihmal ile adam öldürme arasında da yapılmıştı.
Kanun hırsızlık hakkında ayrıntılı hükümler getirmişti. Suçüstü hırsızlık ile suçüstü olmayan hırsızlık arasında fark vardı: Suçüstü veya gece hırsızlık yaparken yakalanan veya kendini silahla savunan hırsızın öldürülmesi caizdi, ancak malı çalınmak istenen kimsenin bağırarak halkı haberdar etmesi gerekirdi. Buna karşı suçüstü olmayan hırsızlık daha hafif cezaya tabi tutulmuştu, hırsız çaldığı malın değerinin iki katını ödemekle yükümlüydü.
Kamu adına takip edilen suçlar arasında sihir ve büyücülük de sayılmıştır. Başkalarının sağlığını ve hayatını kötü etkileyecek sihir ve büyü, başkasına ait ürünün kötü olması için edilen dualar ölümle cezalandırılıyordu.
Miras hukukunda mirasçı bırakmadan ölen kimsenin kanuni mirasçılığı düzenlenmiş, bu durumda mirasın akrabalık yönünden en yakın mirasçıya, böyle birisi yoksa devlete kalacağı hükmü konmuştur. Bunun yanında kişinin henüz hayattayken vasiyetnameyle mallarına mirasçı olacak kişi veya kişiler tayin edilebileceği belirtilmiştir.
12 Levha Kanununda toplum sağlığı ve ahlakı ile ilgili hükümler bulunmaktaydı. Ölülerin gömülmesi için lüks sayılabilecek harcamalar yapılması ve ölülerin şehir içine gömülmesi ve yakılması yasaklanmıştı. Mezara altın da konulamazdı.

Önemi
Hukukun uygulanmasında, soylular sınıfına mensup olan rahiplerin tekelinin kırılması, Oniki Levha Kanunu’nun çıkarılmasından ancak bir buçuk yüzyıl sonra sağlanabildi. Böylece hukuk bilimi rahiplerinden tekelinden kurtulmuş ve laik bir nitelik kazanmıştır. Oniki Levha kanunlarında modern Avrupa medeniyetinin üç temel düşüncesi yer almaktaydı:
1. Kişisel mülkiyet
2. Vasiyet
3. Kişisel Hak
Ayrıca Oniki Levha Kanunu ile kişiler arasında eşitliğin sağlanmasına, hürriyetin kayırılmasına, fertlere hukuki muhtariyet verilmesine, bilhassa dikkat edilmiştir. Ceza hukuku bakımından bile, cemiyetin sınıfları arasında fark gözetilmemektedir. Oniki Levha Kanunu, eski hukukun bilinmesi bakımından faydalı bir kaynaktır. Elimizde bulunan kaidelere bakarak, o devirde yaşanan hayat tarzlarını, adetlerini ve zihniyetlerini tahmin etmek mümkün olmaktadır. Ayrıca, çok muhafazakar olan Romalılar nezdinde, o devirde yürürlükte olan ana kaideler, çok sonraki asırlara kadar, az çok değişikliklere rağmen, esas sistemi itibariyle baki kalmış olduklarından, klasik devrin kurumların açıklanması bakımından da faydalı olmaktadırlar.

Sonuç
12 Levha Kanunu bir sınıf çatışması sonucu ortaya çıkmış, sınıflar arasında uzlaşma sağlamak amacıyla hazırlanmıştır. Kanunun bazı hükümleri ise tamamen reform gayesiyle getirilmiştir. Kanun önünde hiç kimseye ayrıcalık tanınamayacağı, zengin bir kişinin kefilinini yine zengin bir kişi olması gerektiği gibi hükümler bu niteliktedir. Bu kanunla halk, keyfi davranışlara karşı belli bir ölçüde de olsa güvenceye kavuşmuştur. 12 Levha Kanununun birçok hükmü zamanla değiştiği halde kanun hiçbir zaman açıkça yürürlükten kaldırılmamıştır, Roma anlayışına uygun olarak yeni hükümler eski hükümlerin yanında uygulamaya girmişti.

Kaynaklar

Meydan Larousse 1972, Cilt 9
Ziya Umur, Roma Hukuk, İstanbul, 1982
Özcan Karadeniz-Çelebican, Roma Hukuku, 4. Bası, Ankara, 1986
Belgin Erdoğmuş-Bülent Tahiroğlu, Roma Hukuku Dersleri, İstanbul, 2000
Ziya Umur, Roma Hukuku Lügatı, İstanbul, 1983
Belgin Erdolmuş, Roma Hukuku, İstanbul, 1992
 

Bu konuyu görüntüleyen kullanıcılar

Geri
Üst Alt