Talebe
Yönetici
- Katılım
- 14 Şub 2021
- Konular
- 612
- Mesajlar
- 4,108
- Tepkime puanı
- 12,043
- Puanları
- 113
- Meslek - Branş
- Öğretmen - Tarih
Talebe Hakkında ek bir bilgi sağlanmamış.
Yazarın son konuları
T.C. İnkılâp Tarihi ve Atatürkçülük Dersi, 6-7-8. Üniteler Sorularıdır
Türk - İslam Devletleri Konu Tarama Testleri
3.Ünite Orta Çağda Dünya Konu Tarama Soruları (9.Sınıflar)
İlk ve Orta Çağlarda Türk Dünyası Konu Tarama Soruları ve Cevapları
İslam Tarihi Konu Tarama Etkinliği
5.Ünite (Osmanlı Yükselme Dönemi) Tarama Etkinliği
10. Sınıflar ÖSYM Sınavlarında Çıkmış Sorular (2.3.4 Üniteler)
Tarih Dersi 10.Sınıflar 1.Ünite konu tarama soruları
Karma Sınava Hazırlık Ve Konu Tarama Soruları
Tarih Dersi 10. Sınıflar 2.Yazılı İçin Karma Tarama Soruları
Türk - İslam Devletleri Konu Tarama Testleri
3.Ünite Orta Çağda Dünya Konu Tarama Soruları (9.Sınıflar)
İlk ve Orta Çağlarda Türk Dünyası Konu Tarama Soruları ve Cevapları
İslam Tarihi Konu Tarama Etkinliği
5.Ünite (Osmanlı Yükselme Dönemi) Tarama Etkinliği
10. Sınıflar ÖSYM Sınavlarında Çıkmış Sorular (2.3.4 Üniteler)
Tarih Dersi 10.Sınıflar 1.Ünite konu tarama soruları
Karma Sınava Hazırlık Ve Konu Tarama Soruları
Tarih Dersi 10. Sınıflar 2.Yazılı İçin Karma Tarama Soruları
TRUMAN DOKTRİNİ
Amerika'nın, özellikle Avrupa'da, ikti­sadî ve askerî mücadele tedbirleriyle Sov­yetler Birliği'nin yayılmasını "durdur-ma"ya çalışması siyaseti.
2. Dünya savaşından sonraABD ile Sov­yetler Birliği'nin yayılmacı çabalan gözle görülür bir hale geldi. Sovyet Rusya'nın önünde üç ana istikamet vardı: Iran üzerin­den Orta Doğu petrolleri; Basra Körfezi ile Hint Okyanusu; Türkiye üzerinden Boğaz­lar, Türkiye ve Yunanistan üzerinden Ege Denizi ve Akdeniz. Aslında bu bölgeler İn­giltere'nin "hayatî alâka ve çıkar alanları" idi. Fakat İngiltere II. Dünya Savaşı sıra-sındki yıkım dolayısıyla bu bölgeleri Sov­yet Rusya'ya karşı tek başına savunacak güçten de yoksun kalmıştı. İngiltere'ye gö­re, Sovyet Rusya'nın yayılmasını ve nüfu­sunun genişlemesini ancak ABD durdura­bilirdi. İngiltere 1947 Şubat'ında Amerikan hükümetine Türkiye ve Yunanistan hakkın­da iki muhtıra verdi. Bu muhtıralarda Tür­kiye'nin ve Yunanistan'ın Batı savunması için ehemmiyetleri vurgulanmış ve bu ülke­lere hem ekonomik yardım, hem de askerî yardım yapılması gerektiği belirtilmişti.
Bu muhtıralardan kısa bir süre sonra, Başkan Herry S. Truman Amerikan kong­resine 12 Mart 1947 günü bir mesaj gönde­rerek, çeşitli baskılar alanda bulunan Tür­kiye ve Yunanistan'a 400 milyon dolarlık askerî yardım yapılması için kendisine yet­ki verilmesini istedi. Bu mesajda ayrıca Türkiye'nin toprak bütünlüğünü koruması­nın Orta Doğu düzeninin korunması için bir zorunluluk olduğu belirtilmiş, Türkiye ile Yunanistan'ın birbirlerine bağlılıktan da "toprak bütünlüklerinin korunması" şeklin­de ifade edilmişti. Sonuçta, Amerikan kongresi 22 Mayıs'ta Yunanistan'a 300, Türkiye'ye ise 100 milyon dolarlık bir eko­nomik ve askerî yardım yapmayı kabul etti.
Truman Doktrini, savaş sonrası Ameri­kan dış-politikasında sonuçlan günümüze kadar gelen oldukça önemli bir doktrindir. İlk defa bu doktrin ile ABD ilgili Doğu Ak­deniz bölgesinde belirgin bir konum elde etmiştir. Truman Doktrini ile, bir yandan Avrupa'da Sovyetler Birliği'nin etkisi dengelenmeye çalışılmış; diğer yandan da eko­nomik ve askerî yardım yapılan ülkeler ABDnin nüfuzu altına sokulmuştur. Tru-man Doktrini aynı zamanda Orta Doğu ve Batı Avrupa ülkelerine yapılacak çeşitli yardımların da bir başlangıcını teşkü etmiş­tir. Bu doktrinin hemen arkasından, Avrupa devletlerine iktisadî yardımı öngören "Marshall Planı" gündeme gelmiş; daha sonra çeşitli yardımlar farklı adlar altında dünyanın yoksul ve güçsüz ülkelerine de verilmeye haşlanmıştır.
Adem KANDEMÎR
Amerika'nın, özellikle Avrupa'da, ikti­sadî ve askerî mücadele tedbirleriyle Sov­yetler Birliği'nin yayılmasını "durdur-ma"ya çalışması siyaseti.
2. Dünya savaşından sonraABD ile Sov­yetler Birliği'nin yayılmacı çabalan gözle görülür bir hale geldi. Sovyet Rusya'nın önünde üç ana istikamet vardı: Iran üzerin­den Orta Doğu petrolleri; Basra Körfezi ile Hint Okyanusu; Türkiye üzerinden Boğaz­lar, Türkiye ve Yunanistan üzerinden Ege Denizi ve Akdeniz. Aslında bu bölgeler İn­giltere'nin "hayatî alâka ve çıkar alanları" idi. Fakat İngiltere II. Dünya Savaşı sıra-sındki yıkım dolayısıyla bu bölgeleri Sov­yet Rusya'ya karşı tek başına savunacak güçten de yoksun kalmıştı. İngiltere'ye gö­re, Sovyet Rusya'nın yayılmasını ve nüfu­sunun genişlemesini ancak ABD durdura­bilirdi. İngiltere 1947 Şubat'ında Amerikan hükümetine Türkiye ve Yunanistan hakkın­da iki muhtıra verdi. Bu muhtıralarda Tür­kiye'nin ve Yunanistan'ın Batı savunması için ehemmiyetleri vurgulanmış ve bu ülke­lere hem ekonomik yardım, hem de askerî yardım yapılması gerektiği belirtilmişti.
Bu muhtıralardan kısa bir süre sonra, Başkan Herry S. Truman Amerikan kong­resine 12 Mart 1947 günü bir mesaj gönde­rerek, çeşitli baskılar alanda bulunan Tür­kiye ve Yunanistan'a 400 milyon dolarlık askerî yardım yapılması için kendisine yet­ki verilmesini istedi. Bu mesajda ayrıca Türkiye'nin toprak bütünlüğünü koruması­nın Orta Doğu düzeninin korunması için bir zorunluluk olduğu belirtilmiş, Türkiye ile Yunanistan'ın birbirlerine bağlılıktan da "toprak bütünlüklerinin korunması" şeklin­de ifade edilmişti. Sonuçta, Amerikan kongresi 22 Mayıs'ta Yunanistan'a 300, Türkiye'ye ise 100 milyon dolarlık bir eko­nomik ve askerî yardım yapmayı kabul etti.
Truman Doktrini, savaş sonrası Ameri­kan dış-politikasında sonuçlan günümüze kadar gelen oldukça önemli bir doktrindir. İlk defa bu doktrin ile ABD ilgili Doğu Ak­deniz bölgesinde belirgin bir konum elde etmiştir. Truman Doktrini ile, bir yandan Avrupa'da Sovyetler Birliği'nin etkisi dengelenmeye çalışılmış; diğer yandan da eko­nomik ve askerî yardım yapılan ülkeler ABDnin nüfuzu altına sokulmuştur. Tru-man Doktrini aynı zamanda Orta Doğu ve Batı Avrupa ülkelerine yapılacak çeşitli yardımların da bir başlangıcını teşkü etmiş­tir. Bu doktrinin hemen arkasından, Avrupa devletlerine iktisadî yardımı öngören "Marshall Planı" gündeme gelmiş; daha sonra çeşitli yardımlar farklı adlar altında dünyanın yoksul ve güçsüz ülkelerine de verilmeye haşlanmıştır.
Adem KANDEMÎR