Talebe
Yönetici
- Katılım
- 14 Şub 2021
- Konular
- 598
- Mesajlar
- 4,094
- Tepkime puanı
- 11,887
- Puanları
- 113
- Meslek - Branş
- Öğretmen - Tarih
Talebe Hakkında ek bir bilgi sağlanmamış.
Yazarın son konuları
T.C. İnkılap Tarihi ve Atatürkçülük Dersi 2.Dönem 2.Sınava Hazırlık Çalışma Kâğıdı
Tarih Dersi 11. Sınıf 2.Dönem 2.Ortak Yazılı Sınava Hazırlık Çalışma Kâğıdı
Tarih Dersi 10. Sınıf 2.Dönem 2.Ortak Yazılı Sınava Hazırlık Çalışma Kâğıdı
Tarih Dersi 9. Sınıf 2.Dönem 2.Ortak Yazılı Sınava Hazırlık Çalışma Kâğıdı
TYT Tarih Kavram Haritaları
9.Sınıf Tarih 2. Dönem Sınav Öncesi Çalışma Soruları
Birinci Dünya Savaşı Öncesi Genel Durum, 1. Dünya Savaşı ve 1.Dünya Savaşının Sonu
Atatürk’ün Okuduğu Okullar Kavram Haritası
Akropol
Ahura Mazda
Tarih Dersi 11. Sınıf 2.Dönem 2.Ortak Yazılı Sınava Hazırlık Çalışma Kâğıdı
Tarih Dersi 10. Sınıf 2.Dönem 2.Ortak Yazılı Sınava Hazırlık Çalışma Kâğıdı
Tarih Dersi 9. Sınıf 2.Dönem 2.Ortak Yazılı Sınava Hazırlık Çalışma Kâğıdı
TYT Tarih Kavram Haritaları
9.Sınıf Tarih 2. Dönem Sınav Öncesi Çalışma Soruları
Birinci Dünya Savaşı Öncesi Genel Durum, 1. Dünya Savaşı ve 1.Dünya Savaşının Sonu
Atatürk’ün Okuduğu Okullar Kavram Haritası
Akropol
Ahura Mazda
4.3. XIX. YÜZYILDA SOSYAL HAYATTAKİ DEĞİŞİMLER
Nüfus ve Nüfuz
-XIX. yüzyılda devletler, gelişmenin ana unsurlarından biri olan nüfus gücü için çeşitli politikalar üretmiştir.
-Fetihler yapmak, hâkimiyet sahasını genişletmek ve saygınlık kazanmak isteyen devletler, özellikle askerî endişelerle nüfuslarını korumak istemiştir.
-Avrupa’da XVI. yüzyılda gelişen ve XIX. yüzyıla kadar etkili olan merkantilist ekonomi anlayışı, güçlü ve zengin bir devlet için nüfus artışını desteklemiştir.
-Sanayileşme sonucunda da kentler büyümüş ve göç hareketleri hız kazanmıştır.
-XIX. yüzyıldan itibaren nüfus, merkantilizm anlayışında olduğu gibi ulus devletler tarafından da zenginliği artıran bir araç olarak görülmüştür.
-XVIII. yüzyılın ikinci yarısından itibaren devletler, nüfuslarını tam olarak tespit etmek amacıyla nüfus sayımları yapma ihtiyacı duymuştur.
-Ülkeler demografik gücü, güçlü bir devlet için önemli saymıştır.
Ulaşım ve Haberleşme
-Sanayi Devrimi ile birlikte Avrupalı devletler yüksek kapasiteli, ucuz maliyetli ve güvenli bir taşıma sistemine ihtiyaç duymuştur.
-XVIII. yüzyılın ortalarından itibaren Avrupa’da yol ve kanal inşası gelişmiştir.
-Kapitalist devletler, hammadde ve pazarlara kolay ulaşabilmek için yeni bir ulaştırma aracı olan treni icat etmiştir.
-Buhar gücünün ulaşımda kullanılmasıyla ortaya çıkan tren ve demiryolu ağı, kapitalist devletlerin etkinliğini ve gücünü artırmıştır.
-Osmanlı Devleti’nde ilk demiryolu girişimleri, Islahat Fermanı’nın yabancı sermayeye imkân tanımasıyla gerçekleşmiştir.
-Osmanlılardan demiryolu imtiyazı alan İngiliz girişimciler, 1867’de 130 km uzunluğundaki İzmir-Aydın hattını inşa etmiştir.
-Osmanlı devlet yöneticileri; demiryolu yatırımlarıyla merkezî devlet otoritesinin ülkenin uzak bölgelerine kadar ulaştırılmasını, iç güvenliğin sağlanmasını, tarımsal vergilerin toplanmasını, savaş dönemlerinde cepheye asker ve malzeme sevk edilmesini amaçlamıştır.
-İnşa edilen demiryolları; Dömeke Savaşı’nda, Balkan Savaşlarında ve I. Dünya Savaşı’nda faydalı olmuştur.
-XIX. yüzyılda Avrupa’da haberleşme alanında da önemli gelişmeler yaşanmıştır.
-İlk olarak düzenli posta hizmetleri kurulmuş ve 1844’te telgrafın icat edilmesiyle Avrupa’daki büyük şehirler, haberleşme ağıyla da birbirine bağlanmıştır.
-Osmanlı Devleti’nde telgraf hattı ilk kez 1855’te kurulmuş ve bu hat İstanbul’u Avrupa’ya bağlamıştır.
Zorunlu Eğitim ve Askerlik
-XVIII. yüzyılda Prusya’da başlayan zorunlu eğitim uygulaması ile devlet, vatandaşlarının daha nitelikli eğitilmesini ve devlet politikalarına daha sadık hâle gelmesini amaçlamıştır. -Ulus devlet anlayışıyla oluşan modern eğitim sistemi; okulöncesi, ilköğretim, ortaöğretim, yükseköğretim ve sürekli eğitimin temeli üzerinde oluşturulmuştur.
-XIX. yüzyılda Osmanlı Devleti’nde meydana gelen modernleşme hareketlerinin özünde merkezileşme çabası yer almıştır.
-Modernleşme hareketleri kapsamında açılan eğitim kurumlarında ve askerî teşkilatlarda, padişaha sadık bir ordu ve toplum oluşması amaçlanmıştır.
Osmanlı Devleti’nde Modern Eğitim Kurumlan
-XVII. yüzyıldan itibaren siyasi, sosyal, ekonomik ve kültürel sebeplerle Osmanlı Devleti’nin klasik yapısı bozulmuş ve Osmanlı Devleti geri kalmıştır.
-İlk kez XVIII. yüzyıldan itibaren gerçekleştirilen reformlarla Osmanlı Devleti’nde çağdaşlaşma hamleleri yapılmıştır. -Avrupa devletleriyle girilen siyasi ve askerî rekabet çerçevesinde, Osmanlı Devleti’nde yeni kurumlar açılmaya başlamıştır.
-Hendesehane, çağdaşlaşma hareketinin ilk kurumudur.
-I.Mahmud, Osmanlı ordusunun yeniden güçlenmesi için çağdaş askerlik bilgisi bulunan subaylara ihtiyaç olduğunu düşünmüştür.
-Sadrazamın girişimiyle Conte de Bonneval (Kont dö Boneval) ülkeye davet edilmiştir. Bonneval, İslamiyet’i kabul ederek Ahmet adını almıştır.
-Humbaracı Ahmet Paşa olarak tanınan bu kişinin çalışmalarıyla 1734 yılında İstanbul Üsküdar’da askerî bir okul olan Hendesehane kurulmuştur.
-Hendesehane 1750 yılında kapanmıştır.
Mühendishane-i Bahr-i Hümâyun
-Kaptanıderya Hasan Paşa’nın önerisi ile 1775 yılında İstanbul’da kurulmuştur.
-Osmanlı donanmasının Ruslar tarafından 1770 yılında Çeşme’de yakılması üzerine Kaptanıderya Hasan Paşa, yeni ve güçlü bir donanma kurulmasını istemiştir.
-I.Abdülhamid Dönemi’nde açılan bu okulda, gençleri özendirmek için öğrencilere burs ve okulun adının bulunduğu padişah tuğralı madalyalar verilmiştir.
-Okulun ilk hocaları Hasan Paşa ve Baron de Tott’tur.
-Mühendishane-i Bahr-i Hümâyun, modern eğitim-öğretim anlayışı içerisinde günümüzde Deniz Harp Okulu adı ile varlığını sürdürmektedir.
Mühendishane-i Berr-i Hümâyun,
-Avrupa’daki gelişmeleri yakından takip eden III. Selim tarafından 1795’te İstanbul Eyüp’te kurulmuştur,
-Kara Mühendishanesi olarak da bilinen okul humbara, istihkâm ve mühendislik olmak üzere üç bölümden oluşmuştur.
-Mühendishane-i Berr-i Hümâyun, Birinci Dünya Savaşı’nın başladığı 1914 yılına kadar eğitim vermeye devam etmiştir.
Mekteb-i Harbiye,
- II. Mahmud’un isteğiyle 1834 yılında İstanbul Maçka’da kurulmuştur.
-1936 yılında Ankara’ya taşınan Mekteb-i Harbiye, günümüzde Millî Savunma Üniversitesine bağlı olarak eğitim ve öğretime devam etmektedir.
Mekteb-i Tıbbiye,
-II. Mahmud Dönemi’nde 1827 yılında İstanbul Şehzadebaşı’nda kurulmuştur.
-Modern bir tıp okulu olan Tıbbiye, Asâkir-i Mansûre-yi Muhammediye Ordusu’nun sağlık alanındaki ihtiyaçlarının giderilmesi amacıyla açılmıştır.
-II. Mahmud’un okulu ziyareti sırasında” Mekteb-i Tıbbiye-i Şahane” adını almıştır.
Mekteb-i Mülkiye
-Osmanlı Devleti’nin ilk sivil yüksekokulu olarak 1859 yılında İstanbul’da açılmıştır
-Modernleşme hareketinin uygulanabilmesi için gerekli olan çağdaş ve bilgili devlet adamlarının yetiştirilmesi amacıyla kurulmuştur.
-I. Dünya Savaşı yıllarında kapanan okul, 1936 yılında Ankara’ya taşınmıştır. Bu okul, günümüzde Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi olarak eğitim faaliyetlerini sürdürmektedir.
-Osmanlı Devleti’nde akademik ve askerî eğitim veren modern kurumların yanında mesleki eğitim veren çağdaş okullara da ihtiyaç duyulmuş ve bu konuda çalışmalar yapılmıştır.
-1869 yılında yayımlanan Maarif-i Umumiye Nizamnamesi ile mesleki eğitim önem kazanmıştır.
-Modernleşme amacıyla Sanat Mektepleri, Kondüktör Mektebi, Aşı Memurları Mektebi, Telgraf Memurları Mektebi, Rüsumat Memurları Mektebi, Dişçi Mektebi, Demiryolu Memurları Mektebi ve Çırak Mektepleri gibi meslek okulları açılmıştır.
-II. Mahmud, 1824 yılında yayınladığı bir fermanla İstanbul’da ilköğretimi zorunlu hâle getirmiştir.
-Azınlık okulları, yabancı devletlerin belirlemiş olduğu politikalara uygun olarak Osmanlı Devleti’ne yönelik yıkıcı faaliyetlere başlamıştır.
-Fransa, İngiltere, Amerika, İtalya gibi devletlerin Osmanlı denetiminden uzak, kendi okullarını açmasına neden olmuştur.
-Yabancı devletlerin, misyonerlerin ve azınlık okullarının sayısı 1860’lı yıllarda büyük bir artış göstererek yaklaşık 1.600 civarına ulaşmıştır.
-Yabancı okullar, gizli olarak yürüttükleri siyasi faaliyetlerden dolayı Osmanlı Devleti için büyük bir sorun olmuştur. Okullar, Maarif-i Umumiye Nizamnamesi’ne göre denetlenmiştir.
-1923’te imzalanan Lozan Barış Antlaşması’na kadar yabancı okullar sorunu çözülememiştir.
II. Abdülhamit Dönemi’nde Devlet Tarafından Açılan Okullar
-Sanayi-i Nefise Mektebi,Polis Mektebi, Kız Sanayi Mektebi ,Gümrük Mektebi, Mekteb-i Fünûn-ı Maliye, Lisan Mektebi, Aşiret Mektebi, Deniz Ticareti Mektebi, Hamidiye Ticaret Mektebi, Çoban Mektebi , Orman ve Maadin Mektebi, Tüccar Kaptan Mektepleri, Hukuk Mektebi, Sağır, Kör ve Dilsizler Mektebi, Fenn-i Resim ve Mimari Mektebi, Darü'I-Muallimin-i Aliyye , Zeytincilik ve Yağcılık Mektebi, Ameli Ziraat Mektepleri, Ziraat ve Baytar Mektebi, Sulama ve Direnaj Mektebi gibi okullar açılmıştır.
Sosyal Devlet ve II. Abdülhamid
-XIX. yüzyılın son çeyreğinde Almanya’da güçlenen sosyal devlet anlayışı, yaşanan sorunların siyasetle çözümlenmesini mecbur kılmıştır.
-Almanya’da 1883 yılından itibaren sağlık, kaza, yaşlılık ve engelli sigortalan çıkartılarak sosyal devlet anlayışında önemli ilerlemeler sağlanmıştır.
-XIX. yüzyılın son çeyreğinde Almanya’da güçlenen sosyal devlet anlayışı, Osmanlı Devleti’ni de etkilemiştir. -Osmanlı Devleti’nde sosyal yardımın bir devlet görevi olduğu bilincini oluşturmak ve refah devlet anlayışını kurumsallaştırmak için ilk çalışmaları II. Abdülhamid yapmıştır.
-II. Abdülhamid Dönemi’nde bu anlayışla başta hastaneler olmak üzere pek çok sosyal yardım kurumu açılmıştır.- -II. Abdülhamid Dönemi’nde Dârülaceze, Dârülhayr-ı Ali ve Himaye-i Etfal Cemiyeti gibi sosyal yardım kurumlan da açılmıştır.
-II. Abdülhamid döneminde 1895 yılında İstanbul’da kurulan Dârülaceze, Osmanlı Devleti’nde modern anlamda faaliyet gösteren ilk sosyal yardım kurumu olup günümüzde de varlığını sürdürmektedir.
-Dârülhayr-ı Ali de II. Abdülhamid Dönemi’nde açılan sosyal yardım kurumlarındandır.
-1908 yılında Kırklareli’de kurulan Himaye-i Etfal Cemiyeti, günümüzde Türkiye Cumhuriyeti Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığına bağlı Çocuk Hizmetleri Genel Müdürlüğü olarak faaliyetlerine devam etmektedir.
-Osmanlı Devleti’nin sosyal devlet anlayışı içerisinde gerçekleştirdiği diğer bir yenilik de emeklilik konusunda olmuştur.
-Emeklilik sistemi ile ilgili Osmanlı Devleti’ndeki ilk kurum, 1866 yılında askerler için kurulan Askerî Tekaüd Sandığıdır.
Sivil Toplum Kuruluşlarının Devlet Kurumuna Dönüştürülmesi
-XIX. yüzyıldan itibaren Osmanlı Devleti, özellikle eğitim ve sağlık alanlarında Avrupa’daki kurumlara ilgi duymuş bu kurumların benzerlerini oluşturmuştur.
-II. Mahmud Dönemi’nde, Evkaf Nezareti kurulmuş ve vakıf mallarına el konularak gelirleri ve yönetimleri merkezileştirilmiştir.
Nüfus ve Nüfuz
-XIX. yüzyılda devletler, gelişmenin ana unsurlarından biri olan nüfus gücü için çeşitli politikalar üretmiştir.
-Fetihler yapmak, hâkimiyet sahasını genişletmek ve saygınlık kazanmak isteyen devletler, özellikle askerî endişelerle nüfuslarını korumak istemiştir.
-Avrupa’da XVI. yüzyılda gelişen ve XIX. yüzyıla kadar etkili olan merkantilist ekonomi anlayışı, güçlü ve zengin bir devlet için nüfus artışını desteklemiştir.
-Sanayileşme sonucunda da kentler büyümüş ve göç hareketleri hız kazanmıştır.
-XIX. yüzyıldan itibaren nüfus, merkantilizm anlayışında olduğu gibi ulus devletler tarafından da zenginliği artıran bir araç olarak görülmüştür.
-XVIII. yüzyılın ikinci yarısından itibaren devletler, nüfuslarını tam olarak tespit etmek amacıyla nüfus sayımları yapma ihtiyacı duymuştur.
-Ülkeler demografik gücü, güçlü bir devlet için önemli saymıştır.
Ulaşım ve Haberleşme
-Sanayi Devrimi ile birlikte Avrupalı devletler yüksek kapasiteli, ucuz maliyetli ve güvenli bir taşıma sistemine ihtiyaç duymuştur.
-XVIII. yüzyılın ortalarından itibaren Avrupa’da yol ve kanal inşası gelişmiştir.
-Kapitalist devletler, hammadde ve pazarlara kolay ulaşabilmek için yeni bir ulaştırma aracı olan treni icat etmiştir.
-Buhar gücünün ulaşımda kullanılmasıyla ortaya çıkan tren ve demiryolu ağı, kapitalist devletlerin etkinliğini ve gücünü artırmıştır.
-Osmanlı Devleti’nde ilk demiryolu girişimleri, Islahat Fermanı’nın yabancı sermayeye imkân tanımasıyla gerçekleşmiştir.
-Osmanlılardan demiryolu imtiyazı alan İngiliz girişimciler, 1867’de 130 km uzunluğundaki İzmir-Aydın hattını inşa etmiştir.
-Osmanlı devlet yöneticileri; demiryolu yatırımlarıyla merkezî devlet otoritesinin ülkenin uzak bölgelerine kadar ulaştırılmasını, iç güvenliğin sağlanmasını, tarımsal vergilerin toplanmasını, savaş dönemlerinde cepheye asker ve malzeme sevk edilmesini amaçlamıştır.
-İnşa edilen demiryolları; Dömeke Savaşı’nda, Balkan Savaşlarında ve I. Dünya Savaşı’nda faydalı olmuştur.
-XIX. yüzyılda Avrupa’da haberleşme alanında da önemli gelişmeler yaşanmıştır.
-İlk olarak düzenli posta hizmetleri kurulmuş ve 1844’te telgrafın icat edilmesiyle Avrupa’daki büyük şehirler, haberleşme ağıyla da birbirine bağlanmıştır.
-Osmanlı Devleti’nde telgraf hattı ilk kez 1855’te kurulmuş ve bu hat İstanbul’u Avrupa’ya bağlamıştır.
Zorunlu Eğitim ve Askerlik
-XVIII. yüzyılda Prusya’da başlayan zorunlu eğitim uygulaması ile devlet, vatandaşlarının daha nitelikli eğitilmesini ve devlet politikalarına daha sadık hâle gelmesini amaçlamıştır. -Ulus devlet anlayışıyla oluşan modern eğitim sistemi; okulöncesi, ilköğretim, ortaöğretim, yükseköğretim ve sürekli eğitimin temeli üzerinde oluşturulmuştur.
-XIX. yüzyılda Osmanlı Devleti’nde meydana gelen modernleşme hareketlerinin özünde merkezileşme çabası yer almıştır.
-Modernleşme hareketleri kapsamında açılan eğitim kurumlarında ve askerî teşkilatlarda, padişaha sadık bir ordu ve toplum oluşması amaçlanmıştır.
Osmanlı Devleti’nde Modern Eğitim Kurumlan
-XVII. yüzyıldan itibaren siyasi, sosyal, ekonomik ve kültürel sebeplerle Osmanlı Devleti’nin klasik yapısı bozulmuş ve Osmanlı Devleti geri kalmıştır.
-İlk kez XVIII. yüzyıldan itibaren gerçekleştirilen reformlarla Osmanlı Devleti’nde çağdaşlaşma hamleleri yapılmıştır. -Avrupa devletleriyle girilen siyasi ve askerî rekabet çerçevesinde, Osmanlı Devleti’nde yeni kurumlar açılmaya başlamıştır.
-Hendesehane, çağdaşlaşma hareketinin ilk kurumudur.
-I.Mahmud, Osmanlı ordusunun yeniden güçlenmesi için çağdaş askerlik bilgisi bulunan subaylara ihtiyaç olduğunu düşünmüştür.
-Sadrazamın girişimiyle Conte de Bonneval (Kont dö Boneval) ülkeye davet edilmiştir. Bonneval, İslamiyet’i kabul ederek Ahmet adını almıştır.
-Humbaracı Ahmet Paşa olarak tanınan bu kişinin çalışmalarıyla 1734 yılında İstanbul Üsküdar’da askerî bir okul olan Hendesehane kurulmuştur.
-Hendesehane 1750 yılında kapanmıştır.
Mühendishane-i Bahr-i Hümâyun
-Kaptanıderya Hasan Paşa’nın önerisi ile 1775 yılında İstanbul’da kurulmuştur.
-Osmanlı donanmasının Ruslar tarafından 1770 yılında Çeşme’de yakılması üzerine Kaptanıderya Hasan Paşa, yeni ve güçlü bir donanma kurulmasını istemiştir.
-I.Abdülhamid Dönemi’nde açılan bu okulda, gençleri özendirmek için öğrencilere burs ve okulun adının bulunduğu padişah tuğralı madalyalar verilmiştir.
-Okulun ilk hocaları Hasan Paşa ve Baron de Tott’tur.
-Mühendishane-i Bahr-i Hümâyun, modern eğitim-öğretim anlayışı içerisinde günümüzde Deniz Harp Okulu adı ile varlığını sürdürmektedir.
Mühendishane-i Berr-i Hümâyun,
-Avrupa’daki gelişmeleri yakından takip eden III. Selim tarafından 1795’te İstanbul Eyüp’te kurulmuştur,
-Kara Mühendishanesi olarak da bilinen okul humbara, istihkâm ve mühendislik olmak üzere üç bölümden oluşmuştur.
-Mühendishane-i Berr-i Hümâyun, Birinci Dünya Savaşı’nın başladığı 1914 yılına kadar eğitim vermeye devam etmiştir.
Mekteb-i Harbiye,
- II. Mahmud’un isteğiyle 1834 yılında İstanbul Maçka’da kurulmuştur.
-1936 yılında Ankara’ya taşınan Mekteb-i Harbiye, günümüzde Millî Savunma Üniversitesine bağlı olarak eğitim ve öğretime devam etmektedir.
Mekteb-i Tıbbiye,
-II. Mahmud Dönemi’nde 1827 yılında İstanbul Şehzadebaşı’nda kurulmuştur.
-Modern bir tıp okulu olan Tıbbiye, Asâkir-i Mansûre-yi Muhammediye Ordusu’nun sağlık alanındaki ihtiyaçlarının giderilmesi amacıyla açılmıştır.
-II. Mahmud’un okulu ziyareti sırasında” Mekteb-i Tıbbiye-i Şahane” adını almıştır.
Mekteb-i Mülkiye
-Osmanlı Devleti’nin ilk sivil yüksekokulu olarak 1859 yılında İstanbul’da açılmıştır
-Modernleşme hareketinin uygulanabilmesi için gerekli olan çağdaş ve bilgili devlet adamlarının yetiştirilmesi amacıyla kurulmuştur.
-I. Dünya Savaşı yıllarında kapanan okul, 1936 yılında Ankara’ya taşınmıştır. Bu okul, günümüzde Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi olarak eğitim faaliyetlerini sürdürmektedir.
-Osmanlı Devleti’nde akademik ve askerî eğitim veren modern kurumların yanında mesleki eğitim veren çağdaş okullara da ihtiyaç duyulmuş ve bu konuda çalışmalar yapılmıştır.
-1869 yılında yayımlanan Maarif-i Umumiye Nizamnamesi ile mesleki eğitim önem kazanmıştır.
-Modernleşme amacıyla Sanat Mektepleri, Kondüktör Mektebi, Aşı Memurları Mektebi, Telgraf Memurları Mektebi, Rüsumat Memurları Mektebi, Dişçi Mektebi, Demiryolu Memurları Mektebi ve Çırak Mektepleri gibi meslek okulları açılmıştır.
-II. Mahmud, 1824 yılında yayınladığı bir fermanla İstanbul’da ilköğretimi zorunlu hâle getirmiştir.
-Azınlık okulları, yabancı devletlerin belirlemiş olduğu politikalara uygun olarak Osmanlı Devleti’ne yönelik yıkıcı faaliyetlere başlamıştır.
-Fransa, İngiltere, Amerika, İtalya gibi devletlerin Osmanlı denetiminden uzak, kendi okullarını açmasına neden olmuştur.
-Yabancı devletlerin, misyonerlerin ve azınlık okullarının sayısı 1860’lı yıllarda büyük bir artış göstererek yaklaşık 1.600 civarına ulaşmıştır.
-Yabancı okullar, gizli olarak yürüttükleri siyasi faaliyetlerden dolayı Osmanlı Devleti için büyük bir sorun olmuştur. Okullar, Maarif-i Umumiye Nizamnamesi’ne göre denetlenmiştir.
-1923’te imzalanan Lozan Barış Antlaşması’na kadar yabancı okullar sorunu çözülememiştir.
II. Abdülhamit Dönemi’nde Devlet Tarafından Açılan Okullar
-Sanayi-i Nefise Mektebi,Polis Mektebi, Kız Sanayi Mektebi ,Gümrük Mektebi, Mekteb-i Fünûn-ı Maliye, Lisan Mektebi, Aşiret Mektebi, Deniz Ticareti Mektebi, Hamidiye Ticaret Mektebi, Çoban Mektebi , Orman ve Maadin Mektebi, Tüccar Kaptan Mektepleri, Hukuk Mektebi, Sağır, Kör ve Dilsizler Mektebi, Fenn-i Resim ve Mimari Mektebi, Darü'I-Muallimin-i Aliyye , Zeytincilik ve Yağcılık Mektebi, Ameli Ziraat Mektepleri, Ziraat ve Baytar Mektebi, Sulama ve Direnaj Mektebi gibi okullar açılmıştır.
Sosyal Devlet ve II. Abdülhamid
-XIX. yüzyılın son çeyreğinde Almanya’da güçlenen sosyal devlet anlayışı, yaşanan sorunların siyasetle çözümlenmesini mecbur kılmıştır.
-Almanya’da 1883 yılından itibaren sağlık, kaza, yaşlılık ve engelli sigortalan çıkartılarak sosyal devlet anlayışında önemli ilerlemeler sağlanmıştır.
-XIX. yüzyılın son çeyreğinde Almanya’da güçlenen sosyal devlet anlayışı, Osmanlı Devleti’ni de etkilemiştir. -Osmanlı Devleti’nde sosyal yardımın bir devlet görevi olduğu bilincini oluşturmak ve refah devlet anlayışını kurumsallaştırmak için ilk çalışmaları II. Abdülhamid yapmıştır.
-II. Abdülhamid Dönemi’nde bu anlayışla başta hastaneler olmak üzere pek çok sosyal yardım kurumu açılmıştır.- -II. Abdülhamid Dönemi’nde Dârülaceze, Dârülhayr-ı Ali ve Himaye-i Etfal Cemiyeti gibi sosyal yardım kurumlan da açılmıştır.
-II. Abdülhamid döneminde 1895 yılında İstanbul’da kurulan Dârülaceze, Osmanlı Devleti’nde modern anlamda faaliyet gösteren ilk sosyal yardım kurumu olup günümüzde de varlığını sürdürmektedir.
-Dârülhayr-ı Ali de II. Abdülhamid Dönemi’nde açılan sosyal yardım kurumlarındandır.
-1908 yılında Kırklareli’de kurulan Himaye-i Etfal Cemiyeti, günümüzde Türkiye Cumhuriyeti Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığına bağlı Çocuk Hizmetleri Genel Müdürlüğü olarak faaliyetlerine devam etmektedir.
-Osmanlı Devleti’nin sosyal devlet anlayışı içerisinde gerçekleştirdiği diğer bir yenilik de emeklilik konusunda olmuştur.
-Emeklilik sistemi ile ilgili Osmanlı Devleti’ndeki ilk kurum, 1866 yılında askerler için kurulan Askerî Tekaüd Sandığıdır.
Sivil Toplum Kuruluşlarının Devlet Kurumuna Dönüştürülmesi
-XIX. yüzyıldan itibaren Osmanlı Devleti, özellikle eğitim ve sağlık alanlarında Avrupa’daki kurumlara ilgi duymuş bu kurumların benzerlerini oluşturmuştur.
-II. Mahmud Dönemi’nde, Evkaf Nezareti kurulmuş ve vakıf mallarına el konularak gelirleri ve yönetimleri merkezileştirilmiştir.
SON KONULAR