Talebe
Yönetici
- Katılım
- 14 Şub 2021
- Konular
- 547
- Mesajlar
- 4,047
- Tepkime puanı
- 10,674
- Puanları
- 113
- Meslek - Branş
- Öğretmen - Tarih
Talebe Hakkında ek bir bilgi sağlanmamış.
1.1. 1595-1700 YILLARI ARASINDAKİ SİYASİ GELİŞMELER
- XVII. yüzyılda Osmanlı Devleti’nin Fransa, Rusya, Avusturya, İspanya, Lehistan, Venedik ve Safevi devleti gibi stratejik rakipleri olmuştur.
1.2. UZUN SAVAŞLARDAN DİPLOMASİYE
- Avrupa’da Habsburg Hanedanlığı Mohaç Zaferi sonrası Osmanlı Devleti ile karşı karşıya gelmiştir.
- Habsburg İmparatorluğu’nun İngiltere ve Fransa gibi millî monarşilerle giriştiği mücadeleler, yeni bir mezhep olarak Protestanlığın yayılması, Osmanlıların siyasi ve ekonomik ilişkilerinde belirleyici olmuştur.
- Orta Avrupa’da Habsburglar başka Doğuda Safeviler, Osmanlılara karşı mücadele vermiştir.
- 1578’de başlayıp 1590’a kadar sürecek olan yıpratıcı Safevi savaşları, Osmanlıların Batı’daki sorunlarla ilgilenmesini engellemiştir.
- Kuzeyde de yeni bir güç olarak Rusya ortaya çıkmıştır.
- Osmanlılar, XVI. yüzyılın sonunda Fransa ve İngiltere’nin İspanyol hâkimiyetine girmesini engelleyecek politikalar izlemiştir.
- Venedik’in tarafsızlığını koruması, bölgede Osmanlılar için çok elverişli bir ortam oluşturmuştur.
Avusturya ile Uzun Savaşlar Dönemi
- Osmanlı Devleti’ne ödemesi gereken vergiyi ödememesi ve sınır boylarında yaşanan saldırılar nedeniyle Avusturya’ya 1593’te başlayan geniş bir cephede on dört yıl sürecek olan savaşlar başlamıştır.
- Osmanlı Devleti’nin Avusturya’ya savaş ilan etmesi üzerine papanın faaliyetleri sonucunda Avusturya, Erdel Prensliği, Eflâk ve Boğdan voyvodalıkları ile Lehistan gibi devletlerarasında Osmanlı’ya karşı bir Haçlı İttifakı oluşturulmuştur.
- 1594’te Viyana yolunda stratejik önemi olan Yanıkkale alınmışsa da Haçlı İttifakı karşı saldırıya geçmiş ve Estergon Kalesi’ni ele geçirmiştir.
- Kanuni Dönemi’nde kuşatılan ancak alınamayan Eğri Kalesi’nin fethinden sonra 1596’da, Haçova’da yapılan meydan savaşında Osmanlılar, Avusturya ve Erdel’in oluşturduğu müttefik orduya karşı büyük bir zafer kazanmıştır.
- Avusturya’nın, Macar topraklarındaki isyanlarla uğraşması ve Osmanlı Devleti’nin de doğuda Safeviler ile mücadeleye devam etmesi üzerine iki devlet arasında 1606 Zitvatorok Antlaşması yapılmıştır.
- Zitvatorok Antlaşması, Osmanlı Devleti’ne dış politikada prestij kaybettirmiştir.
- Bu süreçte dışarda Safeviler ve Avusturya, içerde de Celâli İsyanları ile uğraşan Osmanlılar, üç cephede birden mücadele etmek zorunda kalmıştır.
- Bu durum Osmanlı’nın uzun vadeli planlar yerine günü kurtarmaya yönelik pratik ve kısa vadeli siyaset üretmesine neden olmuştur.
Osmanlı- Safevi Savaşları (1578-1639)
- Yavuz Sultan Selim’in 1514 Çaldıran Zaferi ile başlayan Osmanlı-Safevi mücadelesi, Kanuni Dönemi’nde Osmanlı Devleti’nin üstünlüğü ile devam etmiş ve 1555 Amasya Antlaşması ile iki devlet arasında barış süreci başlamıştır.
- Safevi Devleti, XVI. yüzyıl sonlarından itibaren Karadeniz kıyılarına çıkmak için tüm Kafkasya'yı ve Batı Türkistan’ı ele geçirmek isteyen bir politika gütmüştür.
- Osmanlı Devleti ise Kafkasya'yı ele geçirerek Hazar Denizi’ne ulaşmayı ve böylece hem Rusya'nın güneye inmesini hem de Safevilerin Kafkasya’ya ve Batı Türkistan'a doğru yayılmasını engellemek istemiştir.
- XVI-XVIII. yüzyıllar arasında Osmanlı-Safevi ilişkilerinin kaderini jeopolitik, ekonomik ve dinî faktörler belirlemiş ve bu faktörler iki devlet arasındaki ilişkilerde önemli rol oynamıştır.
- Lala Mustafa Paşa komutasında Gürcistan üzerine harekete geçen Osmanlı ordusu, 1578’de Çıldır’da Safevi birliklerini yenilgiye uğratmıştır.
- Kafkasya’ya hâkim olmak için 1583’e kadar devam eden mücadelelerden sonra Özdemiroğlu Osman Paşa, Beştepe mevkisinde (Meşaleler Savaşı) İran ordusunu yenmiştir.
- 1585’te Tebriz’i, 1588’de de Karabağ’ı alan Osmanlılar; 1590’a kadar olan dönemde Gürcistan, Şirvan ve Dağıstan'ı ele geçirerek Hazar kıyılarına ulaşmıştır.
- 1590 yılında yapılan Ferhat Paşa Antlaşması ile Safeviler, Osmanlı üstünlüğünü tanımıştır.
- Bu antlaşmayla Tebriz, Karabağ, Gence, Gürcistan, Nihavend, Luristan ve Şehrizor Osmanlı idaresinde kalmıştır.
- Ferhat Paşa Antlaşması’ndan sonra Safeviler, Fransa ve Almanya ve Rus çarı ile ittifak kurmak istemiştir.
- Safeviler, Osmanlıların dışta Habsburglarla mücadelesini ve içte Celâli İsyanları’yla uğraşmasını fırsat bilerek Şirvan, Azerbaycan ve Gürcistan’ı geri almıştır.
- Anadolu’da devlet otoritesini yeniden kuran Sadrazam Kuyucu Murad Paşa’nın, Safeviler üzerine yürümesiyle Şah Abbas, Osmanlılardan barış istemiş ve sonuçta iki devlet arasında 1612 Nasuh Paşa Antlaşması imzalanmıştır.
- 1615’ten itibaren İran’ın antlaşma şartlarına uymaması nedeniyle iki devlet arasında savaş yeniden başlamış ve Şah Abbas’ın barış istemesi üzerine 1618’de Serav Antlaşması imzalanmıştır.
Sınırları Belirleyen Antlaşma: Kasr-ı Şirin (1639)
- Şah Abbas, Osmanlı Devleti’nde yaşanan isyanlardan faydalanarak 1623’te Bağdat’ı ve bütün Irak’ı Osmanlılardan geri almıştır.
- IV. Murad ordunun başına geçerek Safeviler üzerine yürümüş ve 1635’te Revan’ı, 1638’de de Bağdat'ı geri almıştır.
- Sonuçta iki devlet arasında 1639 Kasr-ı Şirin Antlaşması imzalanmış ve bu antlaşmayla bugünkü Türkiye-İran sınırı belirlenmiştir.
XVII. Yüzyılda Osmanlı Devleti’nin Dış Politikası
- Osmanlı Devleti XVI. yüzyılın sonlarından itibaren ülkede ekonomik ve sosyal sıkıntılar yaşamış, devlet idaresinde zafiyetler ortaya çıkmıştır.
- Avrupa’da 1618-1648 yılları arasında devam eden Otuz Yıl Savaşları nedeniyle Avusturya, Osmanlı Devleti’nin bu zafiyetinden yararlanamamıştır.
- Osmanlı Devleti, Otuz Yıl Savaşları’ndan sonra batıda stratejik rakibi olan Avusturya ile Erdel Meselesi yüzünden yeniden sıkıntılar yaşamaya başlamıştır.
- Avusturya üzerine sefere çıkan Fazıl Ahmed Paşa 1663’te Uyvar Kalesi’ni fethetmiş ve burayı eyalet hâline getirmiştir.
- 1664’te Osmanlı ve Avusturya arasında yapılan Vasvar Antlaşması ile Erdel’deki Türk hâkimiyeti onaylanmıştır.
- Osmanlı Devleti ile Lehistan ilişkilerin bozulmasında Kırım hanının, Lehistan topraklarına seferler yapması ve Eflâk ve Boğdan’daki Osmanlı egemenliğine karşı Lehistan’ın bazı girişimlerde bulunması etkili olmuştur.
- İki devlet arasındaki bu sorunlar yüzünden Sultan II. Osman (Genç Osman) Lehistan üzerine sefere çıkmıştır.
- Hotin Seferi olarak bilinen bu sefer, Lehistan’ın barış isteğiyle sonuçlanmış ve Kanuni Dönemi’ndeki sınırlar esas alınmıştır.
- IV. Mehmed Dönemi’nde Osmanlı Devleti ile Lehistan ilişkileri Leh-Rus ittifakı nedeni ile tekrar bozulmuştur.
- IV. Mehmed, Lehistan üzerine sefere çıkarak Kamaniçe’yi fethetti ve Podolya’ya hâkim oldu.
- 1672 yılında Bucaş ve 1676’daki Zoravna Antlaşmalarıyla Podolya ile Kamaniçe Osmanlı Devleti’ne, Ukrayna da Osmanlı himayesindeki Kazaklara bırakıldı.
- Osmanlı himayesinde Ukrayna’yı yöneten Kazak beyinin, Rusya’ya yanaşması nedeniyle Rusya üzerine Çehrin Seferi’ne çıkıldı.
- Osmanlı ordusunun bazı önemli kaleleri fethetmesi üzerine Rusya barış istedi ve 1681’de Rusya ile Osmanlı Devleti arasındaki ilk antlaşma olan Bahçesaray Antlaşması yapıldı.
- Osmanlı Devleti’nin XVII. yüzyılda karşı karşıya kaldığı bir diğer stratejik tehdit de Venedik’ti.
- IV. Murad Dönemi’nde Venedik yönetimindeki Girit’in bir korsan yatağı hâline gelmesi nedeniyle Osmanlı-Venedik ilişkileri bozulmaya başlamıştı.
- Korsan faaliyetlerin artması sonucu Osmanlı donanması, 1645’te Girit’i kuşatmış ve 1669’da Girit Adası tamamen Osmanlı yönetimine geçmişti.
Kutsal İttifak Osmanlılara Karşı
- Osmanlı Devleti, Köprülüler Dönemi’ndeki fetihlerle yeniden güç kazanmıştı.
- Fazıl Ahmed Paşa’dan sonra sadrazam olan Merzifonlu Kara Mustafa Paşa da fetihleri devam ettirmek istedi.
- Merzifonlu; Avusturya, Lehistan, Venedik ve Rusya ile ayrı ayrı yapılan savaşlarda elde edilen başarılara güvenerek genişleme siyaseti gütmüştü.
- Orta Macaristan’da Protestan Macarların lideri konumundaki Tökeli İmre; Avusturya’ya karşı Osmanlı’dan yardım isteyince Sadrazam Merzifonlu Kara Mustafa Paşa, Viyana üzerine sefere çıktı.
- Sadrazam Merzifonlu Kara Mustafa Paşa komutasında gönderilen ordu Viyana'yı ikinci kez kuşattıysa da (1683) kuşatma bozgunla sonuçlandı.
- Avusturya Kralı Leopold’un (Liopolt) Osmanlılara karşı yardım istemesi üzerine Lehistan, Venedik ve Alman prenslikleri bu yardım talebine olumlu cevap verdi.
- Osmanlı ordusuna Tökeli İmre, Kırım Hanı, Erdel, Eflak ve Boğdan beyleri yardım ederken Avusturya ordusuna da Haçlı kuvvetleri yardım etti.
- İki ateş arasında kalan Osmanlı ordusu ağır bir mağlubiyet aldı.
- Merzifonlu Kara Mustafa Paşa, orduyu Belgrat’a çekti.
- Viyana Kuşatması’nın hezimetle sonuçlanmasının siyasi olduğu kadar idari, sosyal, ekonomik ve kültürel sonuçları da önemliydi.
- II. Viyana Kuşatması’nın başarısız olmasında Avusturya’ya gelen desteklerin yanında Viyana’nın dört taraftan kuşatılmayacak kadar büyük olması da etkili oldu.
- Viyana Kuşatması sonrasında Osmanlı Devleti’ni Avrupa’dan atma amacıyla papanın teşvikleriyle Avusturya, Rusya, Lehistan, Venedik ve Malta’nın yer aldığı Avrupa-Hristiyan birliği (Kutsal İttifak) oluşturuldu.
- Osmanlı Devleti, bu ittifakta yer alan devletler ile aynı anda savaşmak zorunda kaldı.
- 1691’de Salankamen’de ve 1697’de Zenta’da yenilgiye uğrayan Osmanlı Devleti, 1699 yılında Karlofça Antlaşması’nı imzalamak zorunda kaldı.
- Karlofça Antlaşması ile Kutsal İttifak’a karşı on altı yıl süren savaşlar sona erdi.
- Müzakerelere katılan Rus temsilci, tam yetkili olmadığı gerekçesiyle Karlofça Antlaşması’nı imzalamamıştır.
- Rusya ile 1700 tarihinde İstanbul Antlaşması yapılmıştır. Bu antlaşmaya göre Karadeniz kıyısındaki Azak Kalesi Rusya’ya bırakılmış ayrıca Ruslar İstanbul’da daimî elçi bulundurma hakkı kazanmıştır.
Karlofça Antlaşması Sonrası Dış Siyaset
- Osmanlı Devleti, Karlofça Antlaşması’ndan sonra Avrupalılar için tehlike olmaktan çıkmaya başlamıştır.
- Bu antlaşmadan sonra Osmanlı Devleti daha önceki dönemlerde önem vermediği İngiltere, Hollanda ve Fransa gibi Avrupalı devletlerin siyasetlerinin etkisinde kalmaya başlamış ve denge siyaseti izlemek zorunda kalmıştır.
- XVII. yüzyıldan sonra Protestanlar arasında da Haçlı zihniyeti zayıflamış ve İngiltere, İsveç, Hollanda gibi devletler; Osmanlılarla iyi ilişkiler kurma politikası izlemiştir.
- İngiltere ve Hollanda gibi sömürgecilik faaliyetlerine hız veren devletler için de Osmanlı Devleti ile iş birliği yapmak çok önemli hâle gelmiştir.
- Karlofça Antlaşması Osmanlı Devleti’nin Avrupa’dan çekilmesinin sadece bir başlangıcıdır.
- Avusturya ve diğer birçok Avrupa ülkesi için Osmanlı Devleti tehlikeli olmaktan çıkıp asıl tehlikenin Batı’da Fransa olduğu görüşü öne çıktı.
- Osmanlı Devleti’nin izlediği dış politikanın yeniden şekillenmesinde ve konjonktürel ittifaklar kurmasında da etkili oldu.
- Fransa, Osmanlı Devleti nezdinde giderek itibarını kaybetmeye başladı ve bu boşluğu İngiliz ve Hollandalılar doldurdu.
- Osmanlı Devleti’ne karşı yapılan Haçlı Seferleri yerini Osmanlı ticaretinden daha fazla imtiyaz kopartma yarışına bıraktı.
- Resmen olmasa bile fiilen Osmanlı Devleti Otuz yıl Savaşları’ndan sonra yapılan Westphalia Barışı’yla (1648) gelişen Avrupa diplomatik kurallarına göre eşit bir statüde temsil edildi.
- Osmanlı Devleti içişlerinde ekonomik sorunlarla karşılaştı.
- Müslümanların hâkim millet olduğu olgusu zedelendi.
- Osmanlı Devleti kötüye giden işlerini düzeltmenin yolunun klasik düzeni tesis etmekle mümkün olacağı düşüncesi yıkıldı.
- Osmanlı ıslahatları Avrupa ilham alınarak yapılmaya çalışıldı.
- Osmanlı Devleti’nin Karlofça’da kaybettiği toprakları geri alma düşüncesi 1718 Pasarofça Antlaşması’na kadar devam etmiştir.
- XVII. yüzyılda Osmanlı Devleti’nin Fransa, Rusya, Avusturya, İspanya, Lehistan, Venedik ve Safevi devleti gibi stratejik rakipleri olmuştur.
1.2. UZUN SAVAŞLARDAN DİPLOMASİYE
- Avrupa’da Habsburg Hanedanlığı Mohaç Zaferi sonrası Osmanlı Devleti ile karşı karşıya gelmiştir.
- Habsburg İmparatorluğu’nun İngiltere ve Fransa gibi millî monarşilerle giriştiği mücadeleler, yeni bir mezhep olarak Protestanlığın yayılması, Osmanlıların siyasi ve ekonomik ilişkilerinde belirleyici olmuştur.
- Orta Avrupa’da Habsburglar başka Doğuda Safeviler, Osmanlılara karşı mücadele vermiştir.
- 1578’de başlayıp 1590’a kadar sürecek olan yıpratıcı Safevi savaşları, Osmanlıların Batı’daki sorunlarla ilgilenmesini engellemiştir.
- Kuzeyde de yeni bir güç olarak Rusya ortaya çıkmıştır.
- Osmanlılar, XVI. yüzyılın sonunda Fransa ve İngiltere’nin İspanyol hâkimiyetine girmesini engelleyecek politikalar izlemiştir.
- Venedik’in tarafsızlığını koruması, bölgede Osmanlılar için çok elverişli bir ortam oluşturmuştur.
Avusturya ile Uzun Savaşlar Dönemi
- Osmanlı Devleti’ne ödemesi gereken vergiyi ödememesi ve sınır boylarında yaşanan saldırılar nedeniyle Avusturya’ya 1593’te başlayan geniş bir cephede on dört yıl sürecek olan savaşlar başlamıştır.
- Osmanlı Devleti’nin Avusturya’ya savaş ilan etmesi üzerine papanın faaliyetleri sonucunda Avusturya, Erdel Prensliği, Eflâk ve Boğdan voyvodalıkları ile Lehistan gibi devletlerarasında Osmanlı’ya karşı bir Haçlı İttifakı oluşturulmuştur.
- 1594’te Viyana yolunda stratejik önemi olan Yanıkkale alınmışsa da Haçlı İttifakı karşı saldırıya geçmiş ve Estergon Kalesi’ni ele geçirmiştir.
- Kanuni Dönemi’nde kuşatılan ancak alınamayan Eğri Kalesi’nin fethinden sonra 1596’da, Haçova’da yapılan meydan savaşında Osmanlılar, Avusturya ve Erdel’in oluşturduğu müttefik orduya karşı büyük bir zafer kazanmıştır.
- Avusturya’nın, Macar topraklarındaki isyanlarla uğraşması ve Osmanlı Devleti’nin de doğuda Safeviler ile mücadeleye devam etmesi üzerine iki devlet arasında 1606 Zitvatorok Antlaşması yapılmıştır.
- Zitvatorok Antlaşması, Osmanlı Devleti’ne dış politikada prestij kaybettirmiştir.
- Bu süreçte dışarda Safeviler ve Avusturya, içerde de Celâli İsyanları ile uğraşan Osmanlılar, üç cephede birden mücadele etmek zorunda kalmıştır.
- Bu durum Osmanlı’nın uzun vadeli planlar yerine günü kurtarmaya yönelik pratik ve kısa vadeli siyaset üretmesine neden olmuştur.
Osmanlı- Safevi Savaşları (1578-1639)
- Yavuz Sultan Selim’in 1514 Çaldıran Zaferi ile başlayan Osmanlı-Safevi mücadelesi, Kanuni Dönemi’nde Osmanlı Devleti’nin üstünlüğü ile devam etmiş ve 1555 Amasya Antlaşması ile iki devlet arasında barış süreci başlamıştır.
- Safevi Devleti, XVI. yüzyıl sonlarından itibaren Karadeniz kıyılarına çıkmak için tüm Kafkasya'yı ve Batı Türkistan’ı ele geçirmek isteyen bir politika gütmüştür.
- Osmanlı Devleti ise Kafkasya'yı ele geçirerek Hazar Denizi’ne ulaşmayı ve böylece hem Rusya'nın güneye inmesini hem de Safevilerin Kafkasya’ya ve Batı Türkistan'a doğru yayılmasını engellemek istemiştir.
- XVI-XVIII. yüzyıllar arasında Osmanlı-Safevi ilişkilerinin kaderini jeopolitik, ekonomik ve dinî faktörler belirlemiş ve bu faktörler iki devlet arasındaki ilişkilerde önemli rol oynamıştır.
- Lala Mustafa Paşa komutasında Gürcistan üzerine harekete geçen Osmanlı ordusu, 1578’de Çıldır’da Safevi birliklerini yenilgiye uğratmıştır.
- Kafkasya’ya hâkim olmak için 1583’e kadar devam eden mücadelelerden sonra Özdemiroğlu Osman Paşa, Beştepe mevkisinde (Meşaleler Savaşı) İran ordusunu yenmiştir.
- 1585’te Tebriz’i, 1588’de de Karabağ’ı alan Osmanlılar; 1590’a kadar olan dönemde Gürcistan, Şirvan ve Dağıstan'ı ele geçirerek Hazar kıyılarına ulaşmıştır.
- 1590 yılında yapılan Ferhat Paşa Antlaşması ile Safeviler, Osmanlı üstünlüğünü tanımıştır.
- Bu antlaşmayla Tebriz, Karabağ, Gence, Gürcistan, Nihavend, Luristan ve Şehrizor Osmanlı idaresinde kalmıştır.
- Ferhat Paşa Antlaşması’ndan sonra Safeviler, Fransa ve Almanya ve Rus çarı ile ittifak kurmak istemiştir.
- Safeviler, Osmanlıların dışta Habsburglarla mücadelesini ve içte Celâli İsyanları’yla uğraşmasını fırsat bilerek Şirvan, Azerbaycan ve Gürcistan’ı geri almıştır.
- Anadolu’da devlet otoritesini yeniden kuran Sadrazam Kuyucu Murad Paşa’nın, Safeviler üzerine yürümesiyle Şah Abbas, Osmanlılardan barış istemiş ve sonuçta iki devlet arasında 1612 Nasuh Paşa Antlaşması imzalanmıştır.
- 1615’ten itibaren İran’ın antlaşma şartlarına uymaması nedeniyle iki devlet arasında savaş yeniden başlamış ve Şah Abbas’ın barış istemesi üzerine 1618’de Serav Antlaşması imzalanmıştır.
Sınırları Belirleyen Antlaşma: Kasr-ı Şirin (1639)
- Şah Abbas, Osmanlı Devleti’nde yaşanan isyanlardan faydalanarak 1623’te Bağdat’ı ve bütün Irak’ı Osmanlılardan geri almıştır.
- IV. Murad ordunun başına geçerek Safeviler üzerine yürümüş ve 1635’te Revan’ı, 1638’de de Bağdat'ı geri almıştır.
- Sonuçta iki devlet arasında 1639 Kasr-ı Şirin Antlaşması imzalanmış ve bu antlaşmayla bugünkü Türkiye-İran sınırı belirlenmiştir.
XVII. Yüzyılda Osmanlı Devleti’nin Dış Politikası
- Osmanlı Devleti XVI. yüzyılın sonlarından itibaren ülkede ekonomik ve sosyal sıkıntılar yaşamış, devlet idaresinde zafiyetler ortaya çıkmıştır.
- Avrupa’da 1618-1648 yılları arasında devam eden Otuz Yıl Savaşları nedeniyle Avusturya, Osmanlı Devleti’nin bu zafiyetinden yararlanamamıştır.
- Osmanlı Devleti, Otuz Yıl Savaşları’ndan sonra batıda stratejik rakibi olan Avusturya ile Erdel Meselesi yüzünden yeniden sıkıntılar yaşamaya başlamıştır.
- Avusturya üzerine sefere çıkan Fazıl Ahmed Paşa 1663’te Uyvar Kalesi’ni fethetmiş ve burayı eyalet hâline getirmiştir.
- 1664’te Osmanlı ve Avusturya arasında yapılan Vasvar Antlaşması ile Erdel’deki Türk hâkimiyeti onaylanmıştır.
- Osmanlı Devleti ile Lehistan ilişkilerin bozulmasında Kırım hanının, Lehistan topraklarına seferler yapması ve Eflâk ve Boğdan’daki Osmanlı egemenliğine karşı Lehistan’ın bazı girişimlerde bulunması etkili olmuştur.
- İki devlet arasındaki bu sorunlar yüzünden Sultan II. Osman (Genç Osman) Lehistan üzerine sefere çıkmıştır.
- Hotin Seferi olarak bilinen bu sefer, Lehistan’ın barış isteğiyle sonuçlanmış ve Kanuni Dönemi’ndeki sınırlar esas alınmıştır.
- IV. Mehmed Dönemi’nde Osmanlı Devleti ile Lehistan ilişkileri Leh-Rus ittifakı nedeni ile tekrar bozulmuştur.
- IV. Mehmed, Lehistan üzerine sefere çıkarak Kamaniçe’yi fethetti ve Podolya’ya hâkim oldu.
- 1672 yılında Bucaş ve 1676’daki Zoravna Antlaşmalarıyla Podolya ile Kamaniçe Osmanlı Devleti’ne, Ukrayna da Osmanlı himayesindeki Kazaklara bırakıldı.
- Osmanlı himayesinde Ukrayna’yı yöneten Kazak beyinin, Rusya’ya yanaşması nedeniyle Rusya üzerine Çehrin Seferi’ne çıkıldı.
- Osmanlı ordusunun bazı önemli kaleleri fethetmesi üzerine Rusya barış istedi ve 1681’de Rusya ile Osmanlı Devleti arasındaki ilk antlaşma olan Bahçesaray Antlaşması yapıldı.
- Osmanlı Devleti’nin XVII. yüzyılda karşı karşıya kaldığı bir diğer stratejik tehdit de Venedik’ti.
- IV. Murad Dönemi’nde Venedik yönetimindeki Girit’in bir korsan yatağı hâline gelmesi nedeniyle Osmanlı-Venedik ilişkileri bozulmaya başlamıştı.
- Korsan faaliyetlerin artması sonucu Osmanlı donanması, 1645’te Girit’i kuşatmış ve 1669’da Girit Adası tamamen Osmanlı yönetimine geçmişti.
Kutsal İttifak Osmanlılara Karşı
- Osmanlı Devleti, Köprülüler Dönemi’ndeki fetihlerle yeniden güç kazanmıştı.
- Fazıl Ahmed Paşa’dan sonra sadrazam olan Merzifonlu Kara Mustafa Paşa da fetihleri devam ettirmek istedi.
- Merzifonlu; Avusturya, Lehistan, Venedik ve Rusya ile ayrı ayrı yapılan savaşlarda elde edilen başarılara güvenerek genişleme siyaseti gütmüştü.
- Orta Macaristan’da Protestan Macarların lideri konumundaki Tökeli İmre; Avusturya’ya karşı Osmanlı’dan yardım isteyince Sadrazam Merzifonlu Kara Mustafa Paşa, Viyana üzerine sefere çıktı.
- Sadrazam Merzifonlu Kara Mustafa Paşa komutasında gönderilen ordu Viyana'yı ikinci kez kuşattıysa da (1683) kuşatma bozgunla sonuçlandı.
- Avusturya Kralı Leopold’un (Liopolt) Osmanlılara karşı yardım istemesi üzerine Lehistan, Venedik ve Alman prenslikleri bu yardım talebine olumlu cevap verdi.
- Osmanlı ordusuna Tökeli İmre, Kırım Hanı, Erdel, Eflak ve Boğdan beyleri yardım ederken Avusturya ordusuna da Haçlı kuvvetleri yardım etti.
- İki ateş arasında kalan Osmanlı ordusu ağır bir mağlubiyet aldı.
- Merzifonlu Kara Mustafa Paşa, orduyu Belgrat’a çekti.
- Viyana Kuşatması’nın hezimetle sonuçlanmasının siyasi olduğu kadar idari, sosyal, ekonomik ve kültürel sonuçları da önemliydi.
- II. Viyana Kuşatması’nın başarısız olmasında Avusturya’ya gelen desteklerin yanında Viyana’nın dört taraftan kuşatılmayacak kadar büyük olması da etkili oldu.
- Viyana Kuşatması sonrasında Osmanlı Devleti’ni Avrupa’dan atma amacıyla papanın teşvikleriyle Avusturya, Rusya, Lehistan, Venedik ve Malta’nın yer aldığı Avrupa-Hristiyan birliği (Kutsal İttifak) oluşturuldu.
- Osmanlı Devleti, bu ittifakta yer alan devletler ile aynı anda savaşmak zorunda kaldı.
- 1691’de Salankamen’de ve 1697’de Zenta’da yenilgiye uğrayan Osmanlı Devleti, 1699 yılında Karlofça Antlaşması’nı imzalamak zorunda kaldı.
- Karlofça Antlaşması ile Kutsal İttifak’a karşı on altı yıl süren savaşlar sona erdi.
- Müzakerelere katılan Rus temsilci, tam yetkili olmadığı gerekçesiyle Karlofça Antlaşması’nı imzalamamıştır.
- Rusya ile 1700 tarihinde İstanbul Antlaşması yapılmıştır. Bu antlaşmaya göre Karadeniz kıyısındaki Azak Kalesi Rusya’ya bırakılmış ayrıca Ruslar İstanbul’da daimî elçi bulundurma hakkı kazanmıştır.
Karlofça Antlaşması Sonrası Dış Siyaset
- Osmanlı Devleti, Karlofça Antlaşması’ndan sonra Avrupalılar için tehlike olmaktan çıkmaya başlamıştır.
- Bu antlaşmadan sonra Osmanlı Devleti daha önceki dönemlerde önem vermediği İngiltere, Hollanda ve Fransa gibi Avrupalı devletlerin siyasetlerinin etkisinde kalmaya başlamış ve denge siyaseti izlemek zorunda kalmıştır.
- XVII. yüzyıldan sonra Protestanlar arasında da Haçlı zihniyeti zayıflamış ve İngiltere, İsveç, Hollanda gibi devletler; Osmanlılarla iyi ilişkiler kurma politikası izlemiştir.
- İngiltere ve Hollanda gibi sömürgecilik faaliyetlerine hız veren devletler için de Osmanlı Devleti ile iş birliği yapmak çok önemli hâle gelmiştir.
- Karlofça Antlaşması Osmanlı Devleti’nin Avrupa’dan çekilmesinin sadece bir başlangıcıdır.
- Avusturya ve diğer birçok Avrupa ülkesi için Osmanlı Devleti tehlikeli olmaktan çıkıp asıl tehlikenin Batı’da Fransa olduğu görüşü öne çıktı.
- Osmanlı Devleti’nin izlediği dış politikanın yeniden şekillenmesinde ve konjonktürel ittifaklar kurmasında da etkili oldu.
- Fransa, Osmanlı Devleti nezdinde giderek itibarını kaybetmeye başladı ve bu boşluğu İngiliz ve Hollandalılar doldurdu.
- Osmanlı Devleti’ne karşı yapılan Haçlı Seferleri yerini Osmanlı ticaretinden daha fazla imtiyaz kopartma yarışına bıraktı.
- Resmen olmasa bile fiilen Osmanlı Devleti Otuz yıl Savaşları’ndan sonra yapılan Westphalia Barışı’yla (1648) gelişen Avrupa diplomatik kurallarına göre eşit bir statüde temsil edildi.
- Osmanlı Devleti içişlerinde ekonomik sorunlarla karşılaştı.
- Müslümanların hâkim millet olduğu olgusu zedelendi.
- Osmanlı Devleti kötüye giden işlerini düzeltmenin yolunun klasik düzeni tesis etmekle mümkün olacağı düşüncesi yıkıldı.
- Osmanlı ıslahatları Avrupa ilham alınarak yapılmaya çalışıldı.
- Osmanlı Devleti’nin Karlofça’da kaybettiği toprakları geri alma düşüncesi 1718 Pasarofça Antlaşması’na kadar devam etmiştir.
BUNLAR DA İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR