ANADOLU UYGARLIKLARI
Yaplan arkeolojik araştırmalar Anadoluda tarih öncesi dönemlerin yaşandığını göstermiştir. Başlıca örnekler şunlardır:
Yontma Taş Çağıyla ilgili buluntular, Antalya Karain ve Beldibi mağaralarında çıkarılmıştr.
Cilalı Taş Çağıyla ilgili buluntular. Konya, Çatalhöyük, Diyarbakır Çayönü ve Burdur Hacılar yerleşmelerinde elde edilmiştir.
Kalkolitik dönem ile ilgili buluntular. Denizli, Çivril, Beycesultan yerleşmeleri ile Burdur Hacılarda görülmüştür.
Tunç çağıyla ilgili buluntular. Çanakkale Truva, Kayseri, Kültepe, Yozgat–Alişar, Çorum–Alacahöyükde çıkarılmıştır.
- Anadolu'da Yazılı Devirlerin Başlaması : Anadoluya yazıyı Asurlular getirmiştir. Bu durum Kayseri Kültepede yapılan araştırmalardan anlaşılmıştır. Bulunan belgeler Anadolu'nun ilk yazılı belgeleridir. Böylece Anadolu'da Tarih devirlerine (yazılı döneme) girilmiştir.
HİTİTLER
Anadolu'ya Kafkasya üzerinden gelmişler Kızılırmak yayı içerisinde kalan Kapadokya adı verilen bölgeye yerleşmişlerdir.
İlk zamanlarda küçük krallıklar ve beylikler halinde örgütlenmişlerdir. Bu krallıkların birleşmesiyle merkezi bir devlet kurmuşlardır. Bu devlet Anadolu'da siyasal birliği sağlayan ilk devlet olmuştur. Hattuşaş'ı (Boğazköy) başkent yapmışlardır.
Ülkeyi yöneten krala büyük kral denilmiştir. Büyük hükümdar aynı zamanda baş rahip, baş komutan, baş yargıç idi.
İlk zamanlarda kral yaptığı işlerden dolayı Pankuş meclisine hesap verirdi. Kralın monarşik idaresi artınca Pankuş meclisinin önemi kalmamıştır. Yönetimde ana kraliçe Tavannanna söz sahibi idi.
Toplumsal yaşamda şu sınıflar görülmüştür. Asiller, özgürler ve köleler.
Hitit saraylarında "Anal" denilen kral yıllıklarını yazan katipler görevliydi. Bu yıllıklar tarih yazıcılığına örnektir.
Hitit kanunları daha çok insancıldı. İdam cezasını çok az uygulamışlardır. Kadınlara mirastan pay vererek, Özel mülkiyeti korumuşlardır. Ayrıca kölelere bedel ödeyerek özgür olabilme hakkını da tanımışlardır.
Hititler çok tanrılı bir dinsel yaşayışa sahiptiler. Komşu kavimlerin tanrılarına da önem vermişlerdir.
Hititler Kuzey Suriye'nin verimli topraklarına sahip olmak için Kadeş savaşını yapmışlardır. (M.Ö.1295) Ön Asya'da Asur tehlikesi belirince Kadeş anlaşmasını yapmışlar ve bu anlaşmayla Asur'a karşı ittifak kurmuşlardır (M.Ö. 1280).
M.Ö. 1200'lerde Ege denizinden gelen kavimlerin İstila hareketleri Hitit devletinin yıkılmasına neden olmuştur. Bu sırada bazı Hitit boyları Orta Toroslar'da ve Güneydoğu Anadolu'da "Geç Hitit Beylikleri" denilen beylikleri kurmuşlardır. Ancak Asurlular Geç Hitit Beyliklerine son vermiştir.
URARTULAR
D. Anadolu'da Van bölgesini kendilerine merkez yapmışlardır. Buraya ilk çağda Tuşpa denilmiştir.
Yaşadıkları topraklar tarıma elverişli değildi. Az sayıda olan tarıma elverişli toprakları, sulama kanalları ve barajlarla sulamışlardır.
Madeni eşya yapımında, taş işçiliğinde ve kuyumculukta başarılı olmuşlardır.
D. Anadolu'da kaleler yapmışlardır.
Hititlerin yıkılmasından Anadolu'ya yönelen Asur istila hareketlerini engellemişlerdir.
Çok tanrılı bir inanca sahiptiler. En büyük tanrıları savaş tanrısıydı. Öldükten sonra hayatın devamına inandıkları için mezarlara eşya koymuşlardır.
LİDYALILAR
Batı Anadolu'da Gediz ve Menderes ovalarının bulunduğu verimli topraklarda yaşamışlardır. Başkent Sarde (Sard) idi.
İlk madeni parayı bularak ticarete kolaylık sağlamışlardır.
Komşuları olan İyonlardan ticaretin önemini gördüler. Batı Anadolu'dan Mezopotamya'ya kadar uzanan büyük bir ticaret yolu yaptılar. Kral yolu denilen bu ticaret yoluyla Mezopotamya ile Batı Anadolu arasında ticari ve kültürel faaliyetlerde bulundular.
Ekonomik güçleri arttıkça orduya verdikleri önemi azalttılar. Orduya paralı asker aldılar. Bu durum askeri yapılarının zayıflamasına yol açmıştır. Perslerin saldırısıyla bağımsızlıklarını kaybettiler.
FRİGYALILAR
Boğazlar üzerinde Anadolu'ya gelerek Batı Anadolu ile Ankara yakınlarındaki Polatlı arasındaki bölgeye yerleştiler. Polatlı yakınındaki Gordion'u başkent yaptılar.
Çiftçi bir toplum oldukları için tarımı koruyan ağır ceza kanunları yaptılar.
Ülkelerinden geçen ticaret yollarından yararlandılar.
Çok tanrılı dinsel yaşayışları vardır. En büyük tanrı tanrıça Kibele idi.
Kralları için kaya mezarları yapmışlardır. Ayrıca tümülüs denilen mezarlar yapmışlardır. Tümülüs mezarlar, mezar odasının topraklarla örtülüp bir tepeye dönüştürülmesiyle oluşmuştur.
Tapates denilen dokumalar yaparak, bunları satmışlardır.
Kafkasya'dan gelen Kimmerler adlı kavimlerin saldırısıyla bağımsızlıklarını kaybetmişlerdir.
İYONLAR
M.Ö. 1200'lerde Yunanistan'da yaşayan Aka'lar, Dor'lar adı verilen bir kavimin istilasıyla karşılaştılar. Bu sırada Aka'ların bir bölümü Batı Anadolu'ya göç ettiler. Özellikle İzmir'in kuzeyindeki kıyı kesimine yerleştiler. Buradaki bazı adalara da yerleştiler. 12 tane şehir devleti kurdular. Başlıcaları Efes, Milet, Foça, İzmir, Bergama idi.
İyonlar, Anadolu ile Ege ve Akdeniz kıyılarında ticaret kolonileri kurdular. Ayrıca yaşadıkları topraklar, karadan Mezopotamya ile de bağlantılar içerisindeydi. Bu ticari konum İyonların Mısır ve Mezopotamya uygarlıklarında yararlanmalarını katkıda bulunmuştur. Bunun so sonucunda çok sayıda bilim adamı yetişmiştir. Başlıcaları; Tales, Pisagor, Heredot, Anaksimenes, Diojen.
Kolonicilik alanında birbiriyle rekabet ettikleri için merkezi bir devlet kuramamışlardır.
Anıtsal mimaride ve heykeltraşlıkta başarılı eserler ortaya koydular, Örneğin Artemis tapınağı.
Bağımsızlıklarına Persler son vermiştir.
Yontma Taş Çağıyla ilgili buluntular, Antalya Karain ve Beldibi mağaralarında çıkarılmıştr.
Cilalı Taş Çağıyla ilgili buluntular. Konya, Çatalhöyük, Diyarbakır Çayönü ve Burdur Hacılar yerleşmelerinde elde edilmiştir.
Kalkolitik dönem ile ilgili buluntular. Denizli, Çivril, Beycesultan yerleşmeleri ile Burdur Hacılarda görülmüştür.
Tunç çağıyla ilgili buluntular. Çanakkale Truva, Kayseri, Kültepe, Yozgat–Alişar, Çorum–Alacahöyükde çıkarılmıştır.
- Anadolu'da Yazılı Devirlerin Başlaması : Anadoluya yazıyı Asurlular getirmiştir. Bu durum Kayseri Kültepede yapılan araştırmalardan anlaşılmıştır. Bulunan belgeler Anadolu'nun ilk yazılı belgeleridir. Böylece Anadolu'da Tarih devirlerine (yazılı döneme) girilmiştir.
HİTİTLER
Anadolu'ya Kafkasya üzerinden gelmişler Kızılırmak yayı içerisinde kalan Kapadokya adı verilen bölgeye yerleşmişlerdir.
İlk zamanlarda küçük krallıklar ve beylikler halinde örgütlenmişlerdir. Bu krallıkların birleşmesiyle merkezi bir devlet kurmuşlardır. Bu devlet Anadolu'da siyasal birliği sağlayan ilk devlet olmuştur. Hattuşaş'ı (Boğazköy) başkent yapmışlardır.
Ülkeyi yöneten krala büyük kral denilmiştir. Büyük hükümdar aynı zamanda baş rahip, baş komutan, baş yargıç idi.
İlk zamanlarda kral yaptığı işlerden dolayı Pankuş meclisine hesap verirdi. Kralın monarşik idaresi artınca Pankuş meclisinin önemi kalmamıştır. Yönetimde ana kraliçe Tavannanna söz sahibi idi.
Toplumsal yaşamda şu sınıflar görülmüştür. Asiller, özgürler ve köleler.
Hitit saraylarında "Anal" denilen kral yıllıklarını yazan katipler görevliydi. Bu yıllıklar tarih yazıcılığına örnektir.
Hitit kanunları daha çok insancıldı. İdam cezasını çok az uygulamışlardır. Kadınlara mirastan pay vererek, Özel mülkiyeti korumuşlardır. Ayrıca kölelere bedel ödeyerek özgür olabilme hakkını da tanımışlardır.
Hititler çok tanrılı bir dinsel yaşayışa sahiptiler. Komşu kavimlerin tanrılarına da önem vermişlerdir.
Hititler Kuzey Suriye'nin verimli topraklarına sahip olmak için Kadeş savaşını yapmışlardır. (M.Ö.1295) Ön Asya'da Asur tehlikesi belirince Kadeş anlaşmasını yapmışlar ve bu anlaşmayla Asur'a karşı ittifak kurmuşlardır (M.Ö. 1280).
M.Ö. 1200'lerde Ege denizinden gelen kavimlerin İstila hareketleri Hitit devletinin yıkılmasına neden olmuştur. Bu sırada bazı Hitit boyları Orta Toroslar'da ve Güneydoğu Anadolu'da "Geç Hitit Beylikleri" denilen beylikleri kurmuşlardır. Ancak Asurlular Geç Hitit Beyliklerine son vermiştir.
URARTULAR
D. Anadolu'da Van bölgesini kendilerine merkez yapmışlardır. Buraya ilk çağda Tuşpa denilmiştir.
Yaşadıkları topraklar tarıma elverişli değildi. Az sayıda olan tarıma elverişli toprakları, sulama kanalları ve barajlarla sulamışlardır.
Madeni eşya yapımında, taş işçiliğinde ve kuyumculukta başarılı olmuşlardır.
D. Anadolu'da kaleler yapmışlardır.
Hititlerin yıkılmasından Anadolu'ya yönelen Asur istila hareketlerini engellemişlerdir.
Çok tanrılı bir inanca sahiptiler. En büyük tanrıları savaş tanrısıydı. Öldükten sonra hayatın devamına inandıkları için mezarlara eşya koymuşlardır.
LİDYALILAR
Batı Anadolu'da Gediz ve Menderes ovalarının bulunduğu verimli topraklarda yaşamışlardır. Başkent Sarde (Sard) idi.
İlk madeni parayı bularak ticarete kolaylık sağlamışlardır.
Komşuları olan İyonlardan ticaretin önemini gördüler. Batı Anadolu'dan Mezopotamya'ya kadar uzanan büyük bir ticaret yolu yaptılar. Kral yolu denilen bu ticaret yoluyla Mezopotamya ile Batı Anadolu arasında ticari ve kültürel faaliyetlerde bulundular.
Ekonomik güçleri arttıkça orduya verdikleri önemi azalttılar. Orduya paralı asker aldılar. Bu durum askeri yapılarının zayıflamasına yol açmıştır. Perslerin saldırısıyla bağımsızlıklarını kaybettiler.
FRİGYALILAR
Boğazlar üzerinde Anadolu'ya gelerek Batı Anadolu ile Ankara yakınlarındaki Polatlı arasındaki bölgeye yerleştiler. Polatlı yakınındaki Gordion'u başkent yaptılar.
Çiftçi bir toplum oldukları için tarımı koruyan ağır ceza kanunları yaptılar.
Ülkelerinden geçen ticaret yollarından yararlandılar.
Çok tanrılı dinsel yaşayışları vardır. En büyük tanrı tanrıça Kibele idi.
Kralları için kaya mezarları yapmışlardır. Ayrıca tümülüs denilen mezarlar yapmışlardır. Tümülüs mezarlar, mezar odasının topraklarla örtülüp bir tepeye dönüştürülmesiyle oluşmuştur.
Tapates denilen dokumalar yaparak, bunları satmışlardır.
Kafkasya'dan gelen Kimmerler adlı kavimlerin saldırısıyla bağımsızlıklarını kaybetmişlerdir.
İYONLAR
M.Ö. 1200'lerde Yunanistan'da yaşayan Aka'lar, Dor'lar adı verilen bir kavimin istilasıyla karşılaştılar. Bu sırada Aka'ların bir bölümü Batı Anadolu'ya göç ettiler. Özellikle İzmir'in kuzeyindeki kıyı kesimine yerleştiler. Buradaki bazı adalara da yerleştiler. 12 tane şehir devleti kurdular. Başlıcaları Efes, Milet, Foça, İzmir, Bergama idi.
İyonlar, Anadolu ile Ege ve Akdeniz kıyılarında ticaret kolonileri kurdular. Ayrıca yaşadıkları topraklar, karadan Mezopotamya ile de bağlantılar içerisindeydi. Bu ticari konum İyonların Mısır ve Mezopotamya uygarlıklarında yararlanmalarını katkıda bulunmuştur. Bunun so sonucunda çok sayıda bilim adamı yetişmiştir. Başlıcaları; Tales, Pisagor, Heredot, Anaksimenes, Diojen.
Kolonicilik alanında birbiriyle rekabet ettikleri için merkezi bir devlet kuramamışlardır.
Anıtsal mimaride ve heykeltraşlıkta başarılı eserler ortaya koydular, Örneğin Artemis tapınağı.
Bağımsızlıklarına Persler son vermiştir.