- Katılım
- 14 Şub 2021
- Mesajlar
- 3,357
- Tepkime puanı
- 10,155
- Puanları
- 113
- Meslek - Branş
- Öğretmen - Tarih
1.4. ANADOLU’NUN TÜRKLEŞMESİ
- Türkler, Orta Asya’daki ilk dönemlerinden itibaren boylar birliği şeklinde teşkilatlanmıştır.
- Bu teşkilatlanmada, Türk toplumunun en küçük yapısını oguş denilen aile oluşturmuştur.
- Oguşların birleşmesiyle urug yani sülale, urugların birleşmesiyle de boylar meydana gelmiştir.
- Boyların bir araya gelmesiyle oluşan topluluğa bodun yani millet; milletin oluşturduğu en büyük siyasi teşkilat olan devlete ise il veya el denilmiştir.
Türkiye Selçukluları’nda Teşkilat ve Sosyokültürel Yapı
- Türkiye Selçuklu Devleti, kuruluş döneminde bir taraftan Bizans'ı ve Haçlı saldırılarını bertaraf etmek diğer taraftan Türk beylikleri ve Eyyubilerle mücadele etmek zorunda kalmıştır.
- Türk devletlerinin genelinde olduğu gibi Türkiye Selçuklularında da tahta kimin geçeceği konusu kesin bir hükme bağlanmadığı için şehzadeler arasında taht kavgaları yaşanmıştır.
- Türkiye Selçuklularında veliahtlık müessesesi devam etmiş ve sultan, büyük veya küçük ayırt etmeksizin oğullarından birini veliaht seçmiştir.
- Veliahtlık, Eski Türk geleneğinde olduğu gibi babadan oğula, oğul küçük ise kardeşe geçse de bu durum da taht kavgalarını önlemeye yetmemiştir.
- Türkiye Selçukluları’nda eski bir Türk geleneği olarak ülke topraklarının, hanedan üyelerine paylaştırıldığı da olmuştur.
- Türkiye Selçuklularında devletin yönetim merkezi olan ve dergâh veya bârgâh olarak da anılan saray hem devletin idare merkezi hem de hükümdarın şahsî ikametgâhı olmuştur.
- Sultanın özel hayatını sürdürdüğü saray bölümüne harem denmiştir.
- Saray teşkilatında en önemli görevliye hâcip denmiş ve hâciplerin reislerine de “hâcibü’l-hüccab denmiştir.
- Konya’daki Alâeddin Köşkü, Kayseri’de Keykubâdiye Sarayı, Beyşehir’deki Kubâdâbâd Sarayı Alanya’daki Alâiye Sarayı Türkiye Selçukluları Dönemi’ne ait önemli saraylardandır.
- Türkiye Selçuklularında sultanın mutlak vekili olarak vezir görev yapmış ve sultan adına devleti idare etmiştir.
- Türkmenlerin, devletin devamında sorunlara neden olmaya başlaması, devlette gulâm sisteminin yaygınlaşmasına sebep olmuştur.
- Saray işlerini yapmak ve sultanın yakın hizmetini görmek için gerekli olan kişiler, gulâmhanede yetiştirilen kişilerden seçilmiştir.
- Ücretli askerlik uygulaması Türkiye Selçuklularında özellikle XIII. yüzyılın başlarından itibaren görülmüştür.
- Türkiye Selçuklu Devleti’nde askerî, idari, mali ve hukuki bütün devlet işlerinin karara bağlandığı ve en yüksek yönetim organına Divân-ı Saltanat veya Divân-ı Alâ denmiştir.
- Atabeg veya atabey uygulaması Türkiye Selçuklularında da devam etmiştir.
- Şehzadeler, melik unvanı ile küçük yaştan itibaren devlet işlerinde tecrübe kazanmaları için atabey denilen devlet adamlarının gözetiminde vilayetlere gönderilmiştir.
- Nâib-i Saltanat ve pervane gibi Büyük Selçuklularda bulunmayan görevliler Türkiye Selçuklu Devleti’nde bulunmuştur.
- Nâib-i Saltanat veya Niyâbet-i Saltanat, ilk defa Türkiye Selçuklularında görülmüştür.
- Büyük Selçuklu Devleti’nin geliştirdiği ikta sistemi, taşra teşkilatında Türkiye Selçukluları tarafından da uygulanmıştır.
- Türkiye Selçuklularında arazi işlerinden sorumlu olan ve bunlarla ilgili işleri düzenleyen menşur ve beratları hazırlayan görevliye de pervane denmiştir.
- Pervane üst düzey bir memuriyet olmamasına rağmen Dîvân-ı Alâ’nın üyelerinden kabul edilmiştir.
- Türkler, Orta Asya’daki ilk dönemlerinden itibaren boylar birliği şeklinde teşkilatlanmıştır.
- Bu teşkilatlanmada, Türk toplumunun en küçük yapısını oguş denilen aile oluşturmuştur.
- Oguşların birleşmesiyle urug yani sülale, urugların birleşmesiyle de boylar meydana gelmiştir.
- Boyların bir araya gelmesiyle oluşan topluluğa bodun yani millet; milletin oluşturduğu en büyük siyasi teşkilat olan devlete ise il veya el denilmiştir.
Türkiye Selçukluları’nda Teşkilat ve Sosyokültürel Yapı
- Türkiye Selçuklu Devleti, kuruluş döneminde bir taraftan Bizans'ı ve Haçlı saldırılarını bertaraf etmek diğer taraftan Türk beylikleri ve Eyyubilerle mücadele etmek zorunda kalmıştır.
- Türk devletlerinin genelinde olduğu gibi Türkiye Selçuklularında da tahta kimin geçeceği konusu kesin bir hükme bağlanmadığı için şehzadeler arasında taht kavgaları yaşanmıştır.
- Türkiye Selçuklularında veliahtlık müessesesi devam etmiş ve sultan, büyük veya küçük ayırt etmeksizin oğullarından birini veliaht seçmiştir.
- Veliahtlık, Eski Türk geleneğinde olduğu gibi babadan oğula, oğul küçük ise kardeşe geçse de bu durum da taht kavgalarını önlemeye yetmemiştir.
- Türkiye Selçukluları’nda eski bir Türk geleneği olarak ülke topraklarının, hanedan üyelerine paylaştırıldığı da olmuştur.
- Türkiye Selçuklularında devletin yönetim merkezi olan ve dergâh veya bârgâh olarak da anılan saray hem devletin idare merkezi hem de hükümdarın şahsî ikametgâhı olmuştur.
- Sultanın özel hayatını sürdürdüğü saray bölümüne harem denmiştir.
- Saray teşkilatında en önemli görevliye hâcip denmiş ve hâciplerin reislerine de “hâcibü’l-hüccab denmiştir.
- Konya’daki Alâeddin Köşkü, Kayseri’de Keykubâdiye Sarayı, Beyşehir’deki Kubâdâbâd Sarayı Alanya’daki Alâiye Sarayı Türkiye Selçukluları Dönemi’ne ait önemli saraylardandır.
- Türkiye Selçuklularında sultanın mutlak vekili olarak vezir görev yapmış ve sultan adına devleti idare etmiştir.
- Türkmenlerin, devletin devamında sorunlara neden olmaya başlaması, devlette gulâm sisteminin yaygınlaşmasına sebep olmuştur.
- Saray işlerini yapmak ve sultanın yakın hizmetini görmek için gerekli olan kişiler, gulâmhanede yetiştirilen kişilerden seçilmiştir.
- Ücretli askerlik uygulaması Türkiye Selçuklularında özellikle XIII. yüzyılın başlarından itibaren görülmüştür.
- Türkiye Selçuklu Devleti’nde askerî, idari, mali ve hukuki bütün devlet işlerinin karara bağlandığı ve en yüksek yönetim organına Divân-ı Saltanat veya Divân-ı Alâ denmiştir.
- Atabeg veya atabey uygulaması Türkiye Selçuklularında da devam etmiştir.
- Şehzadeler, melik unvanı ile küçük yaştan itibaren devlet işlerinde tecrübe kazanmaları için atabey denilen devlet adamlarının gözetiminde vilayetlere gönderilmiştir.
- Nâib-i Saltanat ve pervane gibi Büyük Selçuklularda bulunmayan görevliler Türkiye Selçuklu Devleti’nde bulunmuştur.
- Nâib-i Saltanat veya Niyâbet-i Saltanat, ilk defa Türkiye Selçuklularında görülmüştür.
- Büyük Selçuklu Devleti’nin geliştirdiği ikta sistemi, taşra teşkilatında Türkiye Selçukluları tarafından da uygulanmıştır.
- Türkiye Selçuklularında arazi işlerinden sorumlu olan ve bunlarla ilgili işleri düzenleyen menşur ve beratları hazırlayan görevliye de pervane denmiştir.
- Pervane üst düzey bir memuriyet olmamasına rağmen Dîvân-ı Alâ’nın üyelerinden kabul edilmiştir.
İlgili konular

Anadolu'nun Türkleşmesi
- Konbuyu başlatan Talebe
- Başlangıç tarihi

Anadolu'nun Türkleşmesi Sunusu
- Konbuyu başlatan Talebe
- Başlangıç tarihi

Anadolu’nun Kandilleri
- Konbuyu başlatan Talebe
- Başlangıç tarihi

Anadolu’nun Tapusu: Miryokefalon
- Konbuyu başlatan Talebe
- Başlangıç tarihi

Anadolu’nun İlk Fatihleri
- Konbuyu başlatan Talebe
- Başlangıç tarihi
En çok görüntülenen

Moğollar Sonrası Anadolu’da Mutasavvıflar
- Konbuyu başlatan Talebe
- Başlangıç tarihi

Haçlılar Karşısında Türkler
- Konbuyu başlatan Talebe
- Başlangıç tarihi

Türkiye'de Kurulan İlk Türk Devletleri
- Konbuyu başlatan Tarih Öğretmeni
- Başlangıç tarihi
Son konular

Türkiye'de Kurulan İlk Türk Devletleri
- Konbuyu başlatan Tarih Öğretmeni
- Başlangıç tarihi

1.: Yerleşme ve Devletleşme Sürecinde Selçuklu Türkiyesi Ünitesi Kazanımları ve Açıklamaları
- Konbuyu başlatan Tarih Öğretmeni
- Başlangıç tarihi