Aralık Ayı Önemli Olayları

  • Konbuyu başlatan Talebe
  • Başlangıç tarihi
  • Cevaplar 0
  • Görüntüleme 737

Talebe

Yönetici
Katılım
14 Şub 2021
Konular
559
Mesajlar
4,059
Tepkime puanı
10,674
Puanları
113
Meslek - Branş
Öğretmen - Tarih
Talebe Hakkında ek bir bilgi sağlanmamış.
Aralık Ayı Önemli Olayları

İçinde bulunduğumuz Aralık ayında İslam Alemi ve insanlık için önemli şahsiyetlerin yaşam denilen uykudan, ahiret hayatına kavuşmasına şahit olduk. Özellik günümüz sosyal hayatındaki yozlaşmanın panzehiri olabilecek birçok esere imza atan bu insanların, yaşamları gibi ölümleri de büyük bir derstir bizim için. Maneviyatımız için dersler çıkarmamız gereken olayların yanı sıra yine bu ay içerisinde maddi hayatın notlarını da bulabiliyoruz. Batı hayranlığını ve onlara yaranma isteğini açıkça gösteren Birinci Meşrutiyet`in ilanını yazıyor tarih sayfaları. Meclis-i Mebusan`ın ilk işi ise Rusya`ya savaş ilan etmek olmuştu. Tarihe 93 harbi olarak geçen bu savaş sonucunda Ruslar, İstanbul önlerine kadar gelmiş ve Osmanlı`ya Ayastefanos Antlaşmasıyla ağır bir fatura kesmişti.

Ruslar`ın Müslüman coğrafyadaki son icraatı değildi tabiiki bu savaş. Daha yakın bir tarihte yaptığı Afganistan ve Çeçenistan işgalleriyle birçok Müslüman`ın kanına giren Ruslar, bu işgallerde ağır kayıplar da verdi. Sovyetler Birliği`nin on yıl süren Afganistan macerası 15 bin ölüye malolarak 1989`da ülkeden birliklerini çekmesiyle son bulmuştu.

Yavuz Sultan Selim`in Mısır seferiyle başlayan ve Kudüs fethiyle biten zaferi sonrasında, 400 yıl boyunca Filistin toprakları ve Kudüs`te refah ve saadet egemen oldu. Günümüzde zulmün her türlüsünün yaşandığı bu topraklarda, Osmanlı`nın hasreti bir çığ gibi büyümekte.

1 Aralık Türk Askerlerinin Kore`de Kunuri Zaferi(1950).

2 Aralık Namık Kemal`in ölümü (1888).

2 Aralık Mars`a ilk vasıta indi (1974)

3 Aralık Kıyafet Kanunu`nun kabulü (1934).

3 Aralık BM Kuvvetleri`nin Kore`den çekilmeye başlaması (1950).

3 Aralık Hasan Basri Çantay`ın vefatı (1967)

3 Aralık Pakistan-Hindistan Savaşı(1971).

4 Aralık İnönü, Churchill ve Roosevelt`in Kahire Konferansı (1934).

5 Aralık Nuruosmaniye Camii ibadete açıldı (1755)

5 Aralık Türk Kadınına seçme ve seçilme hakkının tanınması (1934).

6 Aralık Ali Kuşçu`nun vefatı (1474)

6 Aralık Fransa kralının Kanuni`den yardım istemesi (1525)

7 Aralık 2. Dünya Savaşı`nda Japonlar`ın Pearl Harbour baskını (1941).

8 Aralık Amerika`nın, Japonya`ya harp ilan etmesi (1941).

9 Aralık Kudüs`ün elimizden çıkışı (1917).

10 Aralık İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi`nin yayınlanması (1948).

10 Aralık Türkiye Cumhuriyeti İle Arnavutluk Hükümeti arasında Ankara`da `Dostluk Antlaşması` imzalandı (1923).

11 Aralık MGK Genel Sekreterliği kuruldu (1962).

11 Aralık Türkiye`nin Bağdat Büyükelçiliği İdare Ataşesi Çağlar Yücel, arabasında uğradığı silahlı saldırı sonucu öldürüldü (1993).

11 Aralık Rusların Çeçenistan`ı işgali (1994)

12 Aralık Etiyopya ile Eritre arasında 2 yıl süren savaşa son veren barış anlaşması, Eritre Devlet Başkanı İssaias Afevorki ve Etiyopya Devlet Başkanı Meles Zenavi tarafından Cezayiride imzalandı (2000).

13 Aralık Türkiye`nin Gümrük Birliği`ne katılması (1995)

14 Aralık Bosna Barış Anlaşması(1995)

14 Aralık George Washington`un ölümü (1799).

14 Aralık Şili`de ilk demokratik seçimler (1989).

15 Aralık 2. Sultan Selim`in ölümü (1574).

16 Aralık BM`nin Musul`u Irak`a vermesi (1925)

16 Aralık Londra Konferansı, dört büyükler Almanya konusunda uzlaşamadılar (1947).

17 Aralık Mevlana`nın irtihali (1273)

17 Aralık Türkiye`de ekmeğin karne ile verilmesi (1941)

17 Aralık Pakistan`ın, Hindistan`a karşı yenilgisi ve ateşkes (1971).

18 Aralık İmam-ı Gazali`nin irtihali (1111)

18 Aralık Demokratik Parti kuruldu. Kurucuları Ferruh Bozbeyli, Saadettin Bilgiç, Talat Asal ve Yüksel Menderes idi (1970).

19 Aralık Mustafa Kemal ve Heyeti Temsiliye`nin, Sivas`tan Ankara`ya hareketi (1919).

20 Aralık İmam–i Şafi`nin irtihali (820)

20 Aralık Brüksel Paktı İstişare Konseyi`nin Batı Birliği Askeri Organizasyonu NATO`ya katılmasını kararlaştırması (1950).

20 Aralık 1954 Seçimlerinden sonra bazı milletvekilleri DP`den ayrılarak `Hürriyet Partisi`ni kurdular (1955).

21 Aralık III. Murat`ın tahta çıkışı (1574).

21 Aralık Doğu Berlin`de iki Almanya arasında `Temel Anlaşma` imzalanması (1972).

21 Aralık Cenevre`de Orta Doğu Konferansı(1973).

21 Aralık Sovyetler`in Afganistan`ı işgali (1979).

21 Aralık ABD`nin Panama`yı işgali (1989).

22 Aralık I. Ahmet`in tahta çıkması (1603).

22 Aralık Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu kuruldu (1962).

23 Aralık I. Meşrutiyet`in ilanı (1876).

25 Aralık SSCB dağıldı (1991)

25 Aralık Türkiye Cumhuriyeti`nin ikinci Cumhurbaşkanı İsmet İnönü`nün ölümü (1973).

26 Aralık Rusların Afganistan`ı işgali (1979)

26 Aralık Uluslararası takvim ve saatin kabulü (1925).

27 Aralık Ayasofya`nın yapılışı (537)

27 Aralık İstiklal Marşı Şairi Mehmet Akif Ersoy`un ölümü (1936).

27 Aralık Erzincan Depremi(1939)

27 Aralık Eski Başbakanlardan Şükrü Saraçoğlu`nun ölümü (1953).

27 Aralık Mustafa Kemal ve Heyeti Temsiliye`nin Ankara`ya gelişleri (1919).

28 Aralık Türkiye Cumhuriyeti`nin ikinci Cumhurbaşkanı İsmet İnönü, Anıtkabir`e, Atatürk`ün karşısında hazırlanan yere gömüldü (1973).

29 Aralık İsmet Paşa`nın emri altına girmeyi kabul etmeyen Çerkez Ethem`in, Kütahya`da, Milli Kuvvetlere karşı saldırıya geçmesi (1920).

30 Aralık Yavuz Sultan Selim`in Kudüs`ü fethi (1517)

30 Aralık Gülhane Askeri Tıp Okulu`nun açılışı (1898). Batı hayranlığının faturası ağır oldu

1. Meşrutiyet ilan edildi

II. Abdülhamid Han`ın `Madem ki millet, kendi mukadderatını bir de kendisi idare etmek tecrümesinde bulunmak istiyor, milletin istediği olsun dedim ve eldeki layihalar arasında Mithat Paşa`nın küçük bir düzeltme ile onaylayarak bilinen Hatt-ı Hümayunu çıkardım. Mithat Paşa`nm layihasını öncelikle kabul etmek zorundaydım. Çünkü Mithat adının ebced hesabıyla `Deva-i Devlet` olduğunu keşf ve ilan etmiş olan hasta bir halka, yine onun hazırladığı devayı vermek zorundaydım...Başka türlü susturamazdım.` sözleriyle ilan edildi birinci meşrutiyet. 23 Aralık 1876`da Sadrazam Mithat Paşa ve taraftarlarının hazırladıkları Kanuni-i Esasi, Batılılara şirin gözükmek ve Gayri Müslimlerin haklarının Müslümanlarla eşit hale getirilmesi maksadını taşıyordu. Kanuni Esasinin ilanını Hıristiyanlar ve diğer azınlıklar sevinçle karşıladı. Mithat Paşa, Ermeni ve Patrikleri ziyaret ederek onlardan destek istedi. Böylece Osmanlı tarihinde ilk defa bir Sadrazam, Ermeni ve Rum patriklerini ziyaret ediyordu.

Gayrimüslimlerin de yer aldığı Meclis-i Mebusan`ın ilk işi Rusya`ya harp ilanı oldu. 93 harbi diye tarihe geçen bu savaş, Osmanlı Devleti için tam bir felaketti. Ruslar İstanbul önlerine kadar geldi. Bir milyondan fazla Türk, Bulgaristan`dan İstanbul`a hicret etti. Mütareke isteyen Sultan Abdülhamid, ilk iş olarak devleti parçalanma ve yok olma yoluna doğru götüren Meclis-i Mebusan`ı kapattı ve devlet idaresini eline aldı. Ayastefanos Antlaşması ile Osmanlı Devleti Makedonya, Batı Trakya, Kırklareli, Kars, Ardahan ve Batum`u kaybediyordu. Ancak İngiltere ile anlaşan Abdülhamid Han, Kıbrıs`ı geçici bir süre için kiralayarak yeniden topladığı Berlin Konferansı`nda kaybedilen toprakların bir kısmına sahip oldu. 23 Aralık 1876

Sovyetler Birliği Afganistan`ı İşgal etti

Afganistan Demokratik Cumhuriyeti Başbakanı Hafızullah Amin`in isteği üzerine Sovyet birlikleri 1979`da Afganistan`a girmişlerdir. Zamanla ülke içinde çeşitli gruplar Sovyet işgaline karşı birleşmişlerdir. Bu şekilde ülkeye sürekli Sovyet askeri gönderilmiş asker sayısı 115 bin gibi büyük bir sayıya ulaşmıştır. Bu durum ülkeyi daha kötü bir kaos ortamına sürüklemiştir. 1986`da iktidara Sovyet yanlısı Muhammed Necibullah gelmiş, ülkedeki iç savaş sürmüştür. Sovyetler Birliği`nin on yıl süren Afganistan macerası 15 bin ölüye malolarak 1989`da ülkeden birliklerini çekmesiyle sonlanırken, dağılma sürecine girmiş oldu. Sovyetlerin çekilmesiyle kısa zamanda iktidardan düşeceği düşünülen Necibullah iktidarı karşıt grupların mücadelelerinin de yardımıyla üç yıl daha devam etmiştir. 26 Aralık 1979

SSCB, dağıldı

1980`li yıllarda Sovyetler Birliği`nin izlediği glastnost (açıklık) ve perestroika (yeniden yapılanma) politikaları, 24 Ağustos 1991 SSCB Devlet Başkanı Gorbaçov`un, Komünist Partisi`nin feshedilmesi isteğini ve parti genel sekreterliğinden istifasını getirdi. Aynı gün, Estonya, Letonya ve Ukrayna bağımsızlığını ilan etti. Böylece, Sovyetler Birliği`nin dağılma süreci başlamış oldu. Sovyetler Birliıi, Kazakistan`ın başkenti Alma Ata`da yapılan toplantıda resmen tarihe karıştı. Eski SSCB`ye bağlı 11 cumhuriyetin lideri, Alma Ata`daki toplantıda `SSCB`nin son bulduğunu ve Bağımsız Devletler Topluluğu`nun kurulduğunu` açıkladılar. Toplantıda ayrıca, SSCB`nin BM Güvenlik Konseyi`ndeki daimi üyeliğinin Rusya`ya devredilmesi kararlaştırıldı. 25 Aralık 1991Ruslar Çeçenistan`ı işgal etti

Bağımsız Devletler Topluluğuna katılmayan Çeçenistan`da ise Devlet Başkanlığı`na Cevher Dudayev seçildi. Ruslarla federasyon anlaşması yapmayan tek devlet Çeçenistan`dı. İnguşlar bile başlangıçta Çeçenlerle birlikte hareket ettikleri halde, daha sonra Ruslarla İnguş Cumhuriyeti adı ile federasyon anlaşması yaptı. Ruslar, jeopolitik ve ekonomik önemi olan Çeçenistan`ın bağımsızlığını kabullenemediler. 1994`te Çeçen yönetimine muhalif güçleri destekleyerek savaşın tohumlarını atmaya başladılar. Muhaliflerin oluşturduğu Konsey, Rusya`dan para ve silah yardımı alarak Grozni`yi tehdit etmeye başladı. Başkanlığını Umar Avturkhanov`un yaptığı muhalif konseyin birlikleriyle Grozni iktidarı askerleri arasında çatışmalar yaşanmaya başladı. 26 Kasım 1994`te Grozni ve çevresindeki çatışmalarda hükümet, 200 muhalif askerin öldüğünü, 100 kadarının da esir alındığını açıkladı. Ancak Ruslar`ın bağımsız bir Çeçenistan tahammülsüzlüğü önce muhalifler eliyle, sonra da kendi güçleriyle Grozni hükümeti arasında çetin bir savaşın başlamasına sebep oldu. 11 Aralık 1994Kudüs`te refah ve saadetin başladığı tarih

Hz. Ömer`in Kudüs`ü fethiyle başlayan huzur ve saadet döneminden sonra Haçlıların işgaliyle Dünya yeniden bir kaosa girmişti. Selahaddin Eyyubi`nin Kudüs`ü yeniden fethiyle dünya bir kez daha huzur ve barışa kavuşuyordu. Kudüs ve Filistin, Yavuz Sultan Selim`in 30 Aralık 1517`de gerçekleştirdiği Mısır seferinin ardından da Osmanlılar`a geçti. Bu tarihten itibaren 400 yıl (1917 yılındaki İngiliz işgaline kadar) barış ve huzur vardı bu topraklarda. O dönemde Suriye ve Mısır`a yine bir Türk devleti olan Memluklar egemendi. Memluklar, Mekke, Medine ve Kudüs`ü ellerinde bulundurmakla devrin yükselen gücü Osmanlı`ya karşı İslam dünyasının lideri olma iddiasındaydı. Avrupalılar`ın tarih boyunca ilgi duyduğu ve Haçlı seferleri düzenlediği Kudüs ve çevresinde, dünyadaki dört Ortodoks Patrikliği`nden üçü bulunuyordu. Bu unsurlar, Osmanlı Devleti`nin geleceği için tehdit oluşturuyor ve İslam Birligi`nin önünde engel teşkil ediyordu.

Yavuz Sultan Selim, 30 Aralık 1516 günü Kudüs`e girdi. Mescid-i Aksa`da iki rekat hacet namazı kılarak mukaddes mekanları gezmeye başladı. Her taraftan padişahı yücelten sesler ve alkışlar yükseliyordu. Ama padişah bulunduğu mekanların kudsiliğini hatırlatarak, kendisini alkışlayanları susturdu. Bu hareketiyle alimlerin ve halkın sevgi ve takdirini kazandı.

Filistin halkı, 400 yıllık Osmanlı idaresinde, üç dine mensup halk, aralarında en küçük bir çatışma olmadan yaşadı. Birinci Dünya Savaşı`nda Kudüs`ün İngilizler tarafından işgal edilmesiyle Osmanlı yıkılma sürecinin sonuna gelirken dünya barışı yeniden tehlikeye girdi. 9 Aralık 1917 tarihinde İngilizlerin işgaliyle elimizden çıkan Kudüs ve çevresi, 1948`deki Siyonist devletin kurulmasıyla zulmün kol gezdiği topraklar oldu. 30 Aralık 1517Baki kalan bu gökkubbede hoş bir seda imiş...

İmam-ı Şafii`nin irtihali

İmam Şafii`nin adı Muhammed ibnu İdris`tir. İmamı Azam Ebu Hanife`nin vefat ettiği yıl olan Hicri 150 senesinde Filistin`in Gazze şehrinde dünyaya geldi. İttifakla rivayet edildiğine göre İmam Şafii`nin babası Kureyş kabilesine mensup olup, Peygamber efendimiz (s.a.s.)`in dedelerinden Haşim`in kardeşi Muttalip oğullarına dayanır. İmam Şafii`nin annesi Yemenli Ezd kabilesindendir. İmam Şafii henüz küçük yaşlardayken Gazze`de ilim tahsil etmeye başlamış ve Kur`an-ı Kerim`i hıfzetmişti. Mekke`ye gelince büyük hadis üstatlarından Peygamber efendimizin hadislerini ezberlemeye başladı. Şafii, İmam Malik himayesindeki ilim tahsili yaptı. 179 senesinde bu büyük imamın ölümüne kadar ondan ders aldı. İmam Malik ibnu Enes vefat edince, Şafii ilimden yeteri kadarı nasibini aldığı kanaatine vardı. Bir süre kadılık yapan İmam Şafii, görevini bırakıp kendini yeniden ilme verdi. Bağdat`ta Muhammed ibnu Hasan`ın eserlerini bizzat kendinden okudu. İmam Şafii daha sonra Mekke`ye döndü ve Harem-i Şerifte ders vermeye başladı.


İmam Şafii, Mısır`da Hicri 204 yılı Recep ayının son gecesi 54 yaşında vefat etti. Kabri Mısır`da Mukattana dağının eteğindedir. 20 Aralık 820

İmam-ı Gazali`nin irtihali

Asıl adı Muhammed`dir. Lakabları Hüccetü`l-İslam ve Zeynü-d-Din`dir. Gazali Hazretleri hicri 450/1058 yılında Horasan`ın Tus şehrinde doğdu. Ahmed b. Muhammed er-Redegani`den, İmam Ebu Nasr el İsmail ve İmam-ül Harameyn Ebu-meali el Cuceyni`den dersler aldı. Daha sonra 10-11 senesini riyazat, mücahade, manevi terbiye, kalbi amel ve ilimle geçirdi. Evvela Şam`a gitti. Sonra Kudüs yakınındaki Halilu-r rahman`ı, Mekke-i Mükerreme`yi ve Medine-i Münevvere`yi ziyaret etti. Bu arada İslam aleminde fitneler çoğalmış, fikirler bozulmuş, sünnet hayatı unutulmuştu. İnsanlara bir mürşid, bir imam lazımdı. 499/1105 yılında tekrar tedris hayatına döndü. İmam Gazali Hz.`leri hicri 505/1111 senesi cemaziyevvel ayının 14. Pazartesi günü sabah namazı vaktinde abdest tazeleyip namaz kıldı. Yanındakilerden kefen istedi, kefeni öpüp yüzüne sürdü, odasına gitti. Vefat etmiş olarak odasında bulundu. Gazali Hz.`lerinin yazdığı eserlerin başlıcaları: Cevahir`ul Kur`an, Fedailu`l Kur`an, Kavaidu`l Akaid, El Akidetu`l Kudsiyye, El Esmaü`l Hüsna, Ed-dureru`l Fahira, Kitabu`l İktisad, Fi`l İtikad, Er-risaletü`l Kudsiyyei İhya`u Ulumu`id Din, Mizanu`l Amel, Kimyay-ı Saadet, Kitabu Eyyuhel Veled, El Basit, El Vasit, Mişkatu`l Enva, Mukaşefetu`l Kulup, Hakikatu`r Ruh. 18 Aralık 1111

Hz. Mevlana`nın irtihali

Mevlana 30 Eylül 1207 yılında bugün Afganistan sınırları içerisinde yer alan Horasan Ülkesi`nin Belh şehrinde doğmuştur. Mevlana`nın babası Belh Şehrinin ileri gelenlerinden olup, sağlığında `Bilginlerin Sultanı` ünvanını almış olan Hüseyin Hatibi oğlu Bahaeddin Veled`tir. Annesi ise Belh Emiri Rükneddin`in kızı Mümine Hatun`dur. Alaeddin Keykubad`ın daveti ile Sultanü`I-Ulema Bahaeddin Veled, Konya`ya 3 Mayıs 1228 yılında ailesi ve dostları ile geldiler. Sultanü`l-Ulema 12 Ocak 1231 yılında Konya`da vefat etti. Mezar yeri olarak, Selçuklu Sarayının Gül Bahçesi seçildi. Halen müze olarak kullanılan Mevlana Dergahı`ndaki bugünkü yerine defnolundu. Sultanü`I-Ulema ölünce, talebeleri ve müridleri bu defa Mevlana`nın çevresinde toplandılar. Mevlana`yı babasının tek varisi olarak gördüler. Gerçekten de Mevlana büyük bir ilim ve din bilgini olmuş, İplikçi Medresesi`nde vaazlar veriyordu. Mevlana 15 Kasım 1244 yılında Şems-i Tebrizi ile karşılaştı. Mevlana Ancak beraberlikleri uzun sürmedi. Şems aniden öldü. Mevlana Şems`in ölümünden sonra uzun yıllar inzivaya çekildi. Daha sonraki yıllarda Selahaddin Zerkubi ve Hüsameddin Çelebi, Şems-i Tebrizi`nin yerini doldurmaya çalıştılar. Hayatını `Hamdım, piştim, yandım` sözleri ile özetleyen Mevlana 17 Aralık 1273 Pazar günü Hakk`ın rahmetine kavuştu. 17 Aralık 1273

H. Basri Çantay`ın irtihali

Çantayzadeler veya Çantay oğulları adıyla bilinen köklü bir aileden gelmekte olan Hasan Basri Çantay 1887 tarihinde Balıkesir`de dünyaya geldi. Babası güzel ahlak sahibi, ticaretle uğraşan Halil Cenabi Efendi, annesi iyiliksever ve güzel ahlaklı Hatice Hanımdır.

Hasan Basri İlkokulu`nu bitirdikten sonra Balıkesir idadisine kaydoldu. Çok başarılı olduğu okulunda okurken babasını kaybetti. Daha önce meydana gelen depremden dolayı bir hayli zarara uğrayan ticaretin başına geçince okulunu yarım bırakmak zorunda kalmıştır. Hasan Basri Çantay, Mehmet Ali Ayni`nin desteğiyle, tahsilini tamamlar, ayrıca hukuk, edebiyat ve felsefe dallarında da hayli mesafe kat eder. Çantay içinde bulunduğu durumu da dikkate alarak halka bir şeyler vermek için basın hayatına atılır. Hasan Basri hayatının geri kalan kısmını Kuran Meali`ne vakfetmiştir. Yazdığı üç ciltlik kitap şu ana kadar yazılmış en güzel meal olma özelliğini korumaktadır.

Hasan Basri Çantay, 4 Aralık 1964 yılında Hakk`ın rahmetine kavuşmuştur. Yazdığı hiçbir yazıdan dolayı telif almayan Hasan Basri, o paralarla ya öğrenci okutmuş, ya da okul yaptırmış veyahut kendi adıyla cami yaptırmıştır. Vasiyeti üzerine, Edirnekapı Şehitliği`ne defnedilmiştir. 3 Aralık 1967


Ayhan Kaya
 

Bu konuyu görüntüleyen kullanıcılar

Geri
Üst Alt