Duyunu Umumiye

Abdülhamid döneminin mali alandaki en önemli olayı, hiç şüphesiz "Düyun-ı Umumiye"dir. II. Abdülhamid 1877-1878 Osmanlı Rus Savaşı'ndan (93 Harbi) sonra toplanan Berlin Kongresi'ni (13 Haziran-13 Temmuz 1878) takip eden aylarda yeni bir kurulu düzen (statüko) oluştururken Osmanlı borçlarına da bir çözüm bulma gayreti içine girdi. Çünkü, 1878'de 1854-1876 dönemi içinde alınan 244 milyon lira borçtan 95 milyon lirası ödenmemiş durumdaydı. Buna 40 milyon lira iç borç tahvili de eklenince 135 milyon lira borç ediyordu. Bunun yıllık faiz oranı 10 milyon lira tutmaktaydı. Devlet, dış borçların ödenmesini ne kendi bütçe imkanlarıyla ne de yeni borçlanmalar kanalıyla ödeyemez hale gelince 1875 yılında dış borçlar üstündeki faiz ve anapara ödemelerini durdurduğunu, yani iflas ettiğini açıkladı.
Böyle bir ortamda II. Abdülhamid, yabancı devletlere borçlar konsolide edilmediği taktirde hiç kimsenin eline bir şey geçmeyeceğini, Avrupa'daki binlerce tahvil sahibinin her şeylerini kaybedeceklerini ve genel bir felaketin olacağını söyledi. Bunun üzerine telaşa kapılan Osmanlı Bankası ve diğer yerli alacaklılar, bazı Osmanlı gelirlerini, üzerinde yalnız kendi temsilcilerine denetim yetkisi verildiği taktirde konsolidasyonu kabul edeceklerini bildirdiler. Oluşturulacak bir komisyon vasıtasıyla kendilerine bırakılan gelir kaynaklarını toplayıp idare edecekler ve bu gelirleri tümüyle borçların ödenmesinde kullanacaklardı. Görüşmeler 10 Kasım 1879'da anlaşma ile sonuç-landı. Hükümet, bankerlere 1 Mart 1879'dan 1 Mart 1880'e kadar bir yıl için tuz ve tütün tekeliyle damga resmi, alkol vergisi, bazı belirli bölgelerdeki balıkçılık vergisi ve ipek böceği kozasından alınan dört ayrı dolaylı verginin net gelirleri artı İ 10'unu kiraladı. Anlaşmanın süresi 10 yıldı.
Osmanlı Hükümeti Batılı alacaklılarla görüşmelere başladı. Görüşmelerde yabancı devletlere ödenecek borçların arasına Rusya'ya verilecek savaş tazminatının da ilavesi sağlandı. İstanbul'da devam eden toplantılar 23 Kasım 1881'de tamamlandı. 20 Aralık 1881'de (Hicri takvime göre Muharrem ayında) II. Abdülhamid'in iradesi ile onaylanarak aynı gün yürürlüğe girdi. Anlaşmaya göre o sırada 191 milyon Osmanlı lirasını bulan borçlar 106 milyon liraya indirildi. Miktarı azaltılan borcun kalan bölümlerinin ödenmesi için Osmanlı Hükümeti, borcun tamamının ödenmesine kadar kesin ve geri dönüşsüz olarak gelirlerinin bir bölümünden vazgeçti. Bu gelirler tuz ve tütün tekellerinden, damga resminden, alkol vergisinden, balık vergisinden ve bazı bölgelerdeki ipek böceği kozası vergisinden oluşmaktaydı.
 

Bu konuyu görüntüleyen kullanıcılar

Geri
Üst Alt