Konu Özeti Konu Anlatımı Osmanlı Devleti’nde Modern Orduya Geçiş

  • Konbuyu başlatan Talebe
  • Başlangıç tarihi
  • Cevaplar 0
  • Görüntüleme 11K
4.2. OSMANLI DEVLETİ’NDE MODERN ORDUYA GEÇİŞ

Zorunlu Askerlik Sistemi


-Fransız İhtilali sonrası gelişen Ulus-devlet kavramı zorunlu askerlik sisteminin başlangıcı oldu.

-XIX. yüzyılda Avrupa’da ortaya çıkan ulus-devletler, siyasi ve askerî güç olarak çok uluslu imparatorluklara karşı ciddi bir tehdit oluşturmuştur.

-Bu yüzyılda yaygınlaşan ve güçlenen milliyetçilik akımına bağlı olarak gelişen ulusal hareketler de imparatorlukların birliğini tehdit etmeye başlamıştır.

-1789 Fransız İhtilali sonrasında ortaya çıkan zorunlu askerlik sistemi , ulus devletlerin kurulmasında ve cumhuriyet rejimlerinin ortaya çıkmasında önemli rol oynamıştır.

- Fransa’da cumhuriyetin ilan edilmesinden sonra halkın vatanını savunması gerektiği anlayışı ortaya çıkmıştır. Bu anlayışa göre her birey, vatan savunmasından sorumludur ve gerektiğinde millet; ordu olarak görev yapmalıdır. -Fransız İhtilali’nden sonra yaygınlaşmaya başlayan ulusçuluk anlayışıyla birlikte, Avrupa’da millî ordu kavramı ulus devletlerin ayrılmaz bir parçası olmuştur.

-1789 İhtilali’nden sonra birçok cephede Avrupa devletleriyle savaşan Fransa, 1793’te ilan edilen bir anayasa bildirgesi ile askerlik zorunlu hâle getirilmiştir.

-Fransa’da ortaya çıkan zorunlu askerlik uygulaması Avrupa devletlerinde hızla yayılmaya başladı.

-Askerlik; milliyetçilik ve vatan sevgisi temeline oturtuldu -Zorunlu askerlik sisteminin yaygınlaşması,

-Ulus devletler, zorunlu askerlikle hem güçlü bir ordu meydana getirmiş hem de merkezî yapılarını güçlendirmiştir. -Bu sistemle ordu, milletin okulu olarak değerlendirilmiş ve orduya modernleştirme görevi de verilmiştir.



Osmanlı Ordusunda Modernleşme ve Yeniçerilerin Sonu

-Osmanlı Devleti gibi çok uluslu yapıya sahip devletler, ulusal bağımsızlık hareketlerini önlemek ve siyasi birliğini sağlamak için zorunlu askerlik sisteminden yararlanmak istemiştir.

-Osmanlı Devleti kuruluşundan itibaren askerî teknoloji alanındaki yeniliklere açık olmuştur.

- XVII. yüzyıldan itibaren Avrupa’da yaşanan siyasi rekabet ve XVIII. yüzyıldaki Sanayi İnkılabı, askerî teknolojideki gelişmeleri de hızlandırmıştır.

-Osmanlı devlet adamları, Avrupa’daki bu yenilikleri takip etmek için büyük çaba göstermiştir.

-Batı’daki teçhizat ve son model silahlar, ithal edilmeye başlanmıştır.

-Avrupa’daki kurumların benzerlerini örnek alan ıslahat hareketlerine girişmiştir.

-III. Selim ve II. Mahmud Batı tarzı reformlar yapmıştır.

-III. Selim Dönemi’nde Batı tarzında Nizam-ı Cedit Ordusu kurulmuştur.

-II. Mahmud Dönemi’nde ise Yeniçeri Ocağı kaldırılarak Asâkir-i Mansûre-i Muhammediye ordusu oluşturulmuştur. -1843’ten itibaren düzenli ordu anlamına gelen Asâkir-i Nizamiye ifadesi kullanılmaya başlanmıştır.

-Osmanlı Devleti, Batı tarzı yeni ordu kurma projeleriyle askerî rekabete ayak uydurmaya çalışmış ve bunun yanında merkezî idarenin otoritesini artırmayı amaçlamıştır



Nizam-ı Cedit Ordusu


-Avrupalı devletler karşısında alınan yenilgiler ve sürekli karşı karşıya kalınan saldırılar, III. Selim’i öncelikle askerî reformlar yapmaya zorlamıştır.

-Bunun için ilk olarak Yeniçeri Ocağı düzenlenmeye çalışılmış ve ocağın modernleşmesi için çalışmalar yapılmıştır. -1792’de Batı tarzında eğitilen ve teçhizatlandırılan Nizam-ı Cedit Ordusu kurulmuştur.

-Bu ordunun masraflarını karşılamak için de İrad-ı Cedit denilen yeni bir hazine oluşturulmuştur.

-Nizam-ı Cedit Ordusu, Filistin’i işgal eden Napoleon’u Akkâ’da mağlup ederek en önemli başarısını elde etmiştir.

-Bu durumdan cesaret alan III. Selim, vilayetlerde yeni birlikler kurulması için asker toplamaya girişmiş ve Anadolu’da da yeni kışlalar kurdurmuştur.

-Bu uygulama, Balkanlarda çok sert direnişle karşılanmıştır.

-Baskıların artması üzerine III. Selim, ordusunun gücünü kullanamadan Nizam-ı Cedit birliklerini 1807 yılında dağıtmak zorunda kalmıştır.



Yeniçeri Ocağı’nın Kaldırılması


- II. Mahmud Dönemi’nde, Alemdar Mustafa Paşa’nın sadrazamlığı sırasında Nizam-ı Cedit Ordusu örnek alınarak Sekban-ı Cedit isimli bir birlik oluşturulmuştu

-Kısa süre sonra çıkan isyan sonucu Alemdar Mustafa Paşa öldürülmüş ve Sekban-ı Cedit birlikleri de dağıtılmıştır. Böylece yeniçeriler, Osmanlı yönetimi üzerindeki güçlerini bir kez daha artırmıştır.

-Yeniçeri Ocağı’ndaki bozulmayı gören padişah bozulmayı düzeltmek için tedbirler almak istemiştir.

-Yeniçeri Ocağı, Sırp ve Yunan İsyanlarını bastırmakta da yetersiz kalmıştır.

-II. Mahmud bu durumun önüne geçmek için 1826’da Yeniçeri Ocağı içinde Eşkinci adı verilen talimli tüfekçi birliklerin kurulmasını sağlamıştır.

-1826’da Yeniçeri Ocağı kaldırıldı.

-Osmanlı tarihine “Vaka-i Hayriye” olarak geçen Yeniçeri Ocağı’nın kapatılması, Osmanlı Devleti’nde ordu ve devlet teşkilatındaki modernleşmenin asıl başlangıcı kabul edilmiştir.

-Vaka-i Hayriye Olayı’ndan sonra toplanan Meşveret Meclisi’nde, Yeniçeri Ocağı’nın kaldırılmasına karar verilerek bir ferman hazırlanmıştır. Bu ocağın yerine Asâkir-i Mansûre-i Muhammediye adıyla yeni bir ordu kurulmuştur.



Asâkir-i Mansûre-i Muhammediye Ordusu


-1843 yılından itibaren bu ismin yerine düzenli ordu manasına gelen Asâkir-i Nizamiye kullanılmıştır.

-Batı tarzında talim yapan bu yeni ordu, özellikle III. Selim Dönemi’ndeki Nizam-ı Cedit Ordusunun yapısı dikkate alınarak oluşturulmuştur.

Osmanlı Devleti’nde Zorunlu Askerlik Sistemine Geçiş -II. Mahmud Dönemi’nde, Asâkir-i Mansûre-i Muhammediye’nin asker sayısı yeterli düzeye ulaşmamıştır.

- Bunda zorunlu askerlik uygulamasına geçilememesi, yeni ordunun tam olarak teşkilatlanamaması ve savaşlarda alınan yenilgiler etkili olmuştur.

-Yeni ordunun yetersizlikleri nedeniyle eyaletlerde Redif-i Asâkir-i Mansûre Ordusu kurulmuştur.

-1839 Tanzimat Fermanı’nda, ulus devlet modelini andıran “muhafaza-i vatan” ifadesi yer almıştır.

-Tanzimat Fermanı’ndan sonra 1843 yılında çıkarılan bir kanunla askerlikte kura usulü getirilmiştir.

-Osmanlı tebaasının tamamı askerlik hizmetinden sorumlu tutulmuştur.

-Zorunlu askerlik sistemine ancak 1909’da geçilebilmiştir.

-1846’da çıkarılan bir kanunla sadece Müslümanlar askerlikle yükümlü kılınmış, gayrimüslimler zorunlu askerliğin dışında tutulmuştur

-1856 Islahat Fermanı’yla Osmanlı tebaasının hakta ve görevde eşit olduğu ilan edilmiştir. Böylece Osmanlı Devleti’nde hukuken zorunlu askerlik sistemine geçilmiş olsa da uygulama bu karar doğrultusunda olmamıştır.

-Gayrimüslimlerin isteksizliği de göz önünde bulundurularak bedel-i askerî (bedel ödeyerek) yoluyla gayrimüslimlere askerlik görevinden muafiyet getirilmiştir.

- 1870 tarihinde yeni bir kanun yayınlayan Osmanlı Devleti, muvazzaf askerlik süresini dört yıla indirmiştir.

Ticaret ve esnaflıkla uğraşanlar için bedelli askerlik uygulaması, belirli kurallara bağlanarak sürdürülmüştür.

-II. Abdülhamid Dönemi’nde, Almanya’dan gelen Von der Goltz (Fon Der Goltz) Paşa’nın öncülüğünde 1886 yılında yeni bir askere alma (ahz-ı asker) kanunu çıkarılmıştır.

-1889’da yine Goltz Paşa’nın çalışmaları sonucunda ilk seferberlik nizamnamesi çıkartılmıştır.

-II. Abdülhamid Dönemi’nde askere alma usulünde yapılan bir diğer önemli düzenleme de Hamidiye Süvari Alayları olmuştur.

-Bu hafif süvari birlikleri, Doğu Anadolu’daki aşiretlerin Osmanlı ordusuna katılması ile oluşturulmuştur.

- İttihat ve Terakki Cemiyeti iktidara geldikten sonra 1909’da gayrimüslimlerin de askere alınması kanunu çıkarılmış ve böylece Osmanlı Devleti’nde zorunlu askerlik sistemine geçilmiştir
 

Bu konuyu görüntüleyen kullanıcılar

Geri
Üst Alt