Selânik Vakası

Selânik Vakası

6 Mayıs 1876 tarihinde Selanik’te Fransa ve Almanya konsoloslarının linç edilmesiyle neticelenen olay.


Avrethisarlı bir Bulgar kızı İslâmiyet'i inceleyerek Müslüman olmaya karar vermişti. Bu maksatla Müslümanlığı tescil ettirmek için Selanik’e gitmek üzere yola çıktı. Ancak kızın niyetini öğrenen bâzı Hıristiyanlar, telgrafla Amerikan konsolosunu durumdan haberdar ettiler. Telgrafı alan ve koyu bir İslâm düşmanı olan konsolos, kıza mâni olmak için 150 kişilik bir Rum ve Bulgar çapulcusunu istasyona yığdı. Kız, istasyona geldiğinde, konsolosun emriyle harekete geçen kalabalık, kızı, hükümet konağına götürmekle görevli üç zaptiyenin elinden zorla aldılar. Hakaretlerde bulunarak yaşmağını ve ferâcesini parçaladılar. Gözü dönmüş saldırganlar sürüsünün elinden kurtulmak isteyen kız, Müslüman olduğunu haykırmaya ve imdat istemeye başladı. Kızın yardımına koşan birkaç Müslüman, fecî şekilde dövüldü. Kız da konsolosluk arabasıyla Amerikan konsolosluğuna götürüldü. Bir Osmanlı şehrinde, Bulgar da olsa Müslüman olmuş bir kıza yapılan saygısızca muamele ve mâni olmak isteyenlerin ağır şekilde hırpalanması, havanın elektriklenmesine sebep oldu.

Ertesi gün İslâmiyet'i kabul eden bir kızın zorla kaçırılıp tutulamayacağını ve bu işe hükümetin karar vermesi gerektiğini belirten Müslümanlar, Saatli Camide toplandılar. Kendilerini yatıştırmak isteyen Selanik Valisi Baytar Mehmed Refet Paşanın açıklamalarını yeterli bulmadılar. Refet Paşa ve vilayet görevlilerinin mani olmaları ihtimali üzerine medrese odalarını zapteden Müslümanlar, kızı almak gayesiyle Amerika Konsolosluğuna yürüdüler. Bu sırada Fransa ve Almanya konsolosları, kalabalığın önüne geçerek onları engellemek istediler. Ancak, kızın müftülüğe teslim edilmesi teklifine karşı Amerika Konsolosunun, evinde olduğunu, dolayısıyla kızın teslim edilemeyeceğini söylemeleri üzerine, zaten galeyana gelmiş olan halk tarafından öldürüldüler. Ancak İngiliz Konsolosu devreye girip Müslüman olan Bulgar kızını hükümete teslim edince olaylar yatıştı.

Selanik olayları üzerine, Osmanlı Devleti'yle Fransa, Almanya ve İtalya devletlerinin ilişkileri gerginleşmiştir. Bu devletler, gemilerini Selanik Limanına göndererek, hâdisenin müsebbiplerinin şiddetle cezalandırılmasını talep ettiler. Aksi takdirde Selanik’e asker çıkarılacağı bildiriliyordu. Fakat, Sultan Abdülaziz Han, bu istekleri kabul etmediği gibi, Balkanlar'a yeniden birkaç tabur sevk edilmesini ve Selanik’e harp gemileriyle asker gönderilmesini, olayda suçlu olan kimselerin de yabancılara teslim edilmeyip, Osmanlı mahkemelerinde yargılanmasını emretti. Padişahın emri doğrultusunda hareket edildi. Olayda ihmali görülen Selanik Valisi değiştirildi, konsolosları öldüren altı kişi yargılanarak idama mahkum edildiler. Fakat olaylara sebebiyet verenlere, yani kızı kaçıranlara hiçbir şey yapılamadı.

Dünyanın her tarafına binlerce misyoner göndererek, insanların Hıristiyanlaştırılması için milyarları sarf eden, inanç ve vicdan hürriyetini, insan haklarını savunuyor görünen Avrupa devletleri, İslâm dinini kendi isteğiyle kabul eden bir Bulgar kızının Müslüman olmasını kabul edememişlerdir. Ayrıca, konsolosları, devletin resmî emniyet görevlisinin elinden güpegündüz kız kaçıracak kadar aşağılık işlere tevessül etmişlerdir. Olaylarla ilgili olarak alınmasını istedikleri tedbirler hususunda da, Osmanlı Devletinin iç işlerine karışmaktan geri durmamışlardır.
 

Bu konuyu görüntüleyen kullanıcılar

Geri
Üst Alt