Yoga

  • Konbuyu başlatan Talebe
  • Başlangıç tarihi
  • Cevaplar 0
  • Görüntüleme 675
  • Etiketler
    yoga
  • Cevaplar: 0 Görüntüleme: 675

Yoga

Bu kelime Sanskritçe birleştirmek anlamına gelen Yuj kelimesinden gelmektedir
.

Hinduizm'de, insanın enerjilerini belli bir hedefe doğru yöneltmesidir. Zihinsel veya ruhî olarak bağımsız, fiziki şartların dışında Mutlakla bir birleşme hadisesidir. Bunun için geniş anlamda Karma-Yoga'dan bahsedilmektedir. Yani, ödevler, dini erkan ve pratikleri ile kişisel bir disiplindir. Bhakti yoğa ise, sofuca pratiklerle kişisel bir disiplindir. Jnâna-yoğa, murakebe ve tefekkürle icra edilen kişisel disiplindir. Tantra-yoğa, Tantra buyruklarına göre icra edilen kişisel disiplindir. Tapa-yoğa, Tanrının isminin tekrar edilmesiyle icra edilen kişisel disiplindir. Bütün bu hallerde yoğa, manevi bir yoldur. Burada söz konusu olan, egzersizlerle veya bir pratikle insanın güçlerini ve yeteneklerini yönlendirmek ve kontrol etmektir. Bunun için Bhagavad-Gîtâ birçok yoga metodu göstermektedir.

Batıda kullanıldığı gibi yoga kelimesi, vücudun ve ruhun fiziki egzersizler yoluyla özel bir disipline girmesi olayıdır. Bu ekseriya duruşlarla bir nefes tutma veya düşünceyi belli bir noktaya toplama ile olmaktadır. Hindde yoga egzersizlerinin, çok eski bir tarihi vardır. Upanişadlar, Bhagavad-Gita ve ilk Budist metinleri yoga taslaklarından bahsetmektedirler. Milâdi asrın başında yoga şekilleri Sûtra şekli altında yeniden gözden geçirilmiş ve ele alınmıştır. Yoga-sûtra, aslında patanjali geleneğine bağlı görülmüştür. Yoga'nın esas hedefi iyi anlamak için insanın hangi durumda olduğunu yakalamaktır. Patanjali için de Buddha gibi “Herşey acı vericidir.” Sadece vücud, fiziki acıların kaynağı değildir. İnsan vücudu nedeni ile anlamlar objesine köledir.

Onu dağıtan enerjiler arasında parçalandığı için, artık ona sahip değildir. O, düşüncesinde ve kalbinde istikrarsızlık ve dünyanın çoğulculuğunu yansıtmaktadır. İnsan, farklı objeler arkasında koşarak lafzen kendini kaybetmektedir. Fakat şükür ki, her ayrı anlamı kontrol imkanına sahiptir. Bunun için uygun egzersizlerle spiritüel yetenekleri içinde uyumsuz unsurlarla bütünleşmek gerekmektedir. Sonunda spiritüel varlık, maddi tabiatlı unsurlardan ayrılmış olacaktır. Bunun için yoğa, spiritüel varlığı izoleye ve orijinal safiyetine döndürerek, normal insan durumunu yüceltmektedir. Bu yüksek seviyeye ulaşmak için yogaya mensub olan kişinin üçlü dayanağa ihtiyacı vardır.

Birincisi, sağlam bir zihinsel dayanağı olması gerekir. Maddi tabiatlı bütün unsurları bilmesi ve ayırım yapması gerekir. Çünkü onlardan tedricen uzaklaşması icab eder. Bu zihinsel yetenek, ona üstadı tarafından öğretilir ve bir Darshana ile sağlanır. Yoganın bütün vakti orada geçer. Sâmkhya darshana, kainatın unsurlarının sayılması üzerine dayanır. Bu felsefi bir sistemdir. Bu sistem, spiritüel varlığın (purusha) yirmi üç prensipten oluşan, maddi tabiat içinde mündemiç olduğunu öğretmektedir. İşte bütün dağılmaların ve sapmaların kaynağı bu mündemiç olma durumundan kaynaklanmaktadır.

İkincisi, yoğa mensubunun, manevi bir yönetim yapısına ihtiyacı vardır. Yani, bir üstada ihtiyacı vardır. Araştırmalarında ona rehberlik edecek bir Guru'ya muhtaçtır. Guru ile geçeceği yolları bulabilecektir. Guru ile kendini manevi bir kontroî altında görmektedir.

Yoğa-sûtralar, sekiz üye saymaktadır. Bunlar, yoğa mensubunun tedrici şekilde kabul etmesi gereken sekiz pratik modeldir. Bunlar, ruhun merkezileşmesine yardımcı olmaktadırlar. Bu modellerin anlamı şudur:

1- Birinci sırada ahlakî kurallar vardır (Yama): Canlı varlıkları öldürmemek (Ahimsâ), doğru söylemek, çalmamak, perhize riayet etmek, bağış almamak.

2- Tamamlayıcı olarak riayet edilmesi gereken şeyler (Niyama): Temizlik, kanaat, zahitlik, veda etüdü, Rabb üzerinde zihinsel uygulama.

3- İstikrarlı olması gereken beden duruşları ile ilgili ve sağlığa iyi gelen şeyler.

4- Nefesi kontrol disiplini. Bu, nefes alıp verme ritmini tedrici şekilde yavaşlatmaktan ibarettir. Kısaca, nefes alıp vermeyi daha derinleştirmektir. Diğer yandan nefes tutmada bunun içindedir.

5- Dış uyarılara karşı, spiritüel bir bağımsızlık elde etme.

6 ve 7- dahili ve harici, kurgusal veya gerçek olan herhangi bir obje üzerinde dikkati toplamaktan ibarettir. Şayet, dikkat, bir şey üzerinde uzun müddet sabit kalmayı başarırsa; yoga saliki, yedinci menzile ulaşır. Bu da Dhyâna'dır (Sürekli murahebe).

8- Şayet akıl ve ruh objede kaybolursa bu Samâdhidir veya obje üzerine tam sabit olma olayıdır. Buna Batıda extase denir. Hindular iki şekil ortaya korlar. Ya Siye, seyre daldığı objeden ayrı olma bilincindedir. Yahut spiritüel varlığı içinde bizzat bilincinin muhtevasıdır. Alışılmış Hindu doktrinine göre Atman, mutlak tabiattan (Brahman) ayrı değildir. Netice olarak, birleşme olduğu zaman; Atman, Brahmandan ayrı olamaz. Samâdhi'nin bu ikinci şeklini belirtmek için, (Bu birinciden daha derindir) Batılı yazarlar enstase terimini kullanmaktadırlar. Bu bilgilere biraz daha açıklık getirmek için bazı ilavelere ihtiyaç duyulmaktadır: Samâdhi hali, alışılmış bir hal değildir. Bu hal, istisnai ve imtiyazlı bir haldir. Râmakrishna gibi bazı mistikler, bunu sık sık tanımışlardır. Yoğa dereceleri ile batıdaki spiritüel hayat menzilleri arasında bazı benzerlikler vardır. Batıdaki temizleyici yol, yoganın ilk beş derecesine uygun düşmektedir. Yoğanm ilk beş derecesi, sâliki dış dünyanın etkisinden korumaktadır. Aydınlatıcı yol, 6. ve 7.ci dereceye ve birleştirici yol ise, son menzile uygun düşmektedir.

Batı gelenekleri ile yoğa gelenekleri arasındaki fark, özellikle metafizik, filozofik ve dini kavramlarda bulunmaktadır. Hesychasme ile yoğa arasında daha çok benzerlik söz konusudur. Yoganın spiritüel veya kurtarıcı hedefi, batılılar tarafından çoğu defa bilinmez. Onlar, nefes tutma ve merkezileşmedeki ilk adımları öğrenmekle yetinmektedirler. İlk menziller ve son menziller çoğu defa ihmal edilmiştir.

Yoğa tabiatı icabı dini değildir. O, insanı kurtarmayı hedef almaktadır. Burada, ahlâk ve kişisel disiplin önemli bir role sahiptir. İnceleme ve ruhî uygulama, dini bir kişiliğe dayanmaktadır. Bu durumda, Rab (Ishvara)’ın geçişi bir uyarı rolü ve patanjali'nin öngördüğü gibi bir model rolü yoktur. Onun rolü, temel ve kesindir. Yoganın Aşkına açılması nedeniyle bazı doktrinlerde farklı şekillerde benimsenmiştir. Meselâ, Ateist Budizm, Ateist Jainizm, Shivaizm, Tantrizm ve Shaktisme farklı yoğa türlerine sahiptirler.
 

Bu konuyu görüntüleyen kullanıcılar

Geri
Üst Alt