Konu Özeti Konu Anlatımı Yumuşama Dönemi’nde Türkiye’de Meydana Gelen Siyasi, Sosyokültürel ve Ekonomik Gelişmeler

  • Konbuyu başlatan Talebe
  • Başlangıç tarihi
  • Cevaplar 0
  • Görüntüleme 2K

Talebe

Yönetici
Katılım
14 Şub 2021
Konular
559
Mesajlar
4,059
Tepkime puanı
10,674
Puanları
113
Meslek - Branş
Öğretmen - Tarih
Talebe Hakkında ek bir bilgi sağlanmamış.
4.5. YUMUŞAMA DÖNEMİ’NDE TÜRKİYE’DE MEYDANA GELEN SİYASİ, SOSYOKÜLTÜREL VE EKONOMİK GELİŞMELER

-Türkiye, 1950’den sonra ulaştırma politikasında köklü bir değişime giderek kara yollarına yönelmiştir.

-Sanayide tüketim mallarının üretimine öncelik verilirken tarımsal üretimde de uzmanlaşmaya gidilmiştir.

-İç dinamiklerdeki bu değişim göç olayını tetiklemiştir.

4.5.1. Türkiye’de Göçler ve Türk Toplumuna Etkileri

-Türkiye, 1950’den sonra ulaştırma politikasında köklü bir değişime giderek kara yollarına yönelmiştir.

-Sanayide tüketim mallarının üretimine öncelik verilirken tarımsal üretimde de uzmanlaşmaya gidilmiştir.

-İç dinamiklerdeki bu değişim göç olayını tetiklemiştir.Göçler iç ve dış göç olmak üzere ikiye ayrılır:

İç Göçler

T-ürkiye’de köy-kent arasındaki gelir farklarının kent lehine artması, kentteki ulaşım ve haberleşme olanaklarının köye göre daha hızlı ve gelişmiş olması ve kentlerdeki sosyal imkânların çeşitliliği iç göçlerin yaşanmasında etkili olmuştur.

-Türkiye’ye biçilen tarım ülkesi rolünden sanayi ülkesi rolüne geçişin tarımın önemini azaltması da iç göçlere sebep olmuştur.

-Tarımla uğraşan kesim iş bulma arzusuyla şehirlere göç etmiştir.

-Sanayi tesislerinin özellikle batı kentlerinde veya kent yakınlarında kurulması iç göçün yönünü Trabzon, Rize, Malatya, Çorum, Kastamonu gibi illerden İstanbul, Ankara, İzmir, Mersin, Sakarya, Bursa gibi illere yöneltmiştir. -Türkiye’de yaşanan iç göç birçok sorunu da beraberinde getirmiştir.

-Büyüyen şehirlerde ulaşım, sağlık, kanalizasyon, içme suyu, yeşil alan, eğitim gibi toplum hizmetlerinde yetersizlikler ve çözüm bulunamayan ciddi sorunlar ortaya çıkmıştır.

Dış Göçler Türkiye,

-Batı Avrupa ülkelerine işçi göndermek üzere 1961’de Almanya, 1964’te Avusturya, Belçika ve Hollanda, 1965’te Fransa ve 1967’de İsveç ile ikili antlaşmalar yapmıştır.

-Türkiye’nin yurt dışına işçi göçüne sıcak bakmasının en önemli nedeni işçilerin yetişmiş insan gücü olarak dönecekleri Türkiye’de kalifiye eleman olarak çalışmalarının sağlanacak olmasıydı.

4.5.2. 12 Mart Muhtırası ve 12 Eylül Darbesi

-1960’tan itibaren Türk siyasi hayatını derinden etkileyen toplumsal hareketlilik, kentleşme ve sanayileşme toplumsal ayrışmalara da neden oldu.

-Toplumda laik-İslamcı, solcu-sağcı, Alevi-Sünni gibi gruplaşmalar ve bölünmeler yaşandı.

-İktidar değişiklikleri, muhtıralar ve darbeler Türkiye’de ciddi sorunlara neden oldu.

-Türkiye ilk darbeyi 27 Mayıs 1960’ta yaşadı.

-1961 Anayasası ile oluşan demokratik ortam sağ ve sol ideolojinin rahatlıkla örgütlenmesine fırsat verdi.

-1960-80 yılları arası, çok sesliliğin ve baskıların birlikte yaşandığı dönem oldu.Toplumda sağ- sol şeklinde kutuplaşan ideolojiler gelişti.

12 Mart Muhtırası

-1968 senato yenileme seçimlerinde yaklaşık 20 ilde AP ve CHP’liler arasında çıkan çatışmalarda 15 kişi ölmüş, 47 kişi yaralanmıştır.

-1969 seçimlerinde bir kez daha tek başına iktidar olan AP’nin içerisindeki eski DP’liler 41’ler Grubu olarak örgütlenerek parti içi muhalefete başlamıştır.

-1970 bütçesinin meclisten geçmemesi Süleyman Demirel’i istifaya mecbur bırakmıştır.

-Siyasi alanda yaşanan bu olayların yanında; mevcut hükümet, yaşanan bu sosyal ve ekonomik sorunlara çözüm getirememiştir.

Muhtıranın Arka Planındaki İç ve Dış Etkiler

-1960 Darbesi sonrası oluşturulan MGK (Millî Güvenlik Kurulu), askerî otoritenin sivil otoriteyi kontrol edeceği bir yapı ile hareket etti.

-Yeni seçim sistemi siyasette bölünme ve çatışmalara uygun ortam hazırladı.

-12 Mart Muhtırası öncesinde Türkiye’nin uluslararası boyutta yaşadığı; Haşhaş Sorunu, Arap-İsrail Savaşı’ndaki tavrı, Türkiye’nin kalkınma hamlesi, Kıbrıs Meselesi, U-2 Krizi gibi sorunlar, ABD’nin Türkiye’deki hükümete karşı eylemlere girebileceğinin ilk belirtileri oldu.

Muhtıranın Gelişimi

-Türkiye’de yaşanan kaos ortamından hükûmeti sorumlu tutan kuvvet komutanları, radikal sol askerî unsurların darbesini engellemek için kendilerine göre ehven-i şer (kötünün iyisi) olanı yaptılar.

-12 Mart 1971 günü saat 13.00’te tüm Türkiye’ye ilan edilen metin ve TBMM’ye verilen muhtırayla Başbakan Süleyman Demirel ve hükümetine yürütme görevinden el çektirildi.

-Muhtıra sonrası kurulan Nihat Erim, Ferit Melen hükümetleri ile 1973 genel seçimlerine kadar bir siyasi mutabakat oluşturulmaya çalışıldı, fakat başarılı olunamadı.

-AP, CHP ve MGP gibi partilerin yanında parlamento dışından gelenler ile oluşturulan bu hükûmetler, istenen başarıyı gösteremedi. 1973 seçimleri ile gelen Milliyetçi Cephe hükümetleri de bekleneni veremedi.

Muhtıranın Siyasi ve Sosyoekonomik Sonuçları

-Çoğunluğu parti dışı isimlerden ve konularının uzmanı olarak görülen kişilerden oluşturulan teknokratlar hükûmeti kuruldu.

Böylece toplumsal uzlaşı oluşturulmaya çalışıldı ise de olaylar birbirini izledi.

İsrail Başkonsolosu Efraim Elrom, marjinal sol örgüt üyeleri tarafından kaçırılarak öldürüldü.

Ardından Kızıldere Olayı, Deniz Gezmiş ve arkadaşlarının idamı, Marmara Yolcu Gemisi’nin kaçırılarak yakılması gibi olayların yaşanmasından dolayı birçok ilde sıkıyönetim ilan edildi.

-Muhtıra öncesi ülkede oluşan ortam servet sahibi Ermeni ve Rumları tedirgin etti ve yaklaşık 10 bin kişi altı yıl içinde ülkeyi terk etti.

1961 Anayasası’nda 1971 ve 1973’te yapılan değişikliklerle Anayasadaki liberal içerik, yargı güvencesi, temel hak ve özgürlükler zayıflatılarak devlet otoritesi sağlanmaya çalışıldı.

-12 Mart 1971 Muhtırası ile 12 Eylül 1980 Darbesi arasında koalisyonlardan oluşan dokuz hükümet kuruldu.

-Askerî müdahale ile başlayan dönem, diğer bir askerî müdahale ile son buldu.

12 Eylül Darbesi

-12 Mart Muhtırası sonrasında yapılan seçimler hiçbir partiye tek başına iktidar olma imkânı vermedi.

-Siyasette istikrarsızlığın yaşandığı bu dönemde ekonomiyi düzeltmekten uzak olan hükümetler, tepkileri azaltmak için popülist ekonomik politikalar uyguladı.

-Yüksek fiyat artışlarına işçi grevleri ve karaborsacılığın da eklenmesiyle ortaya çıkan kıtlık, ülkeyi darboğaza soktu. -Anarşi ve terör olayları daha da arttı.

Dış Gelişmeler

-1960-1971-1980 dönemlerinde ABD eksenli dış politikadan uzaklaşılıp SSCB ile iyi ilişkiler kurulması, ordu içerisindeki bazı grupları tedirgin etti.

-Darbeler sonrasında ABD ile kurulan ileri düzeydeki ilişkiler ve yapılan ikili antlaşmalar, bu grupların ABD ekseninde kalmak istediklerini göstermekteydi.

-24 Ocak Kararları’nı alan siyasi iktidara IMF ve Dünya Bankası gibi uluslararası kuruluşlar ve gelişmiş devletler hiçbir şekilde destek vermedi.

-Bununla beraber darbe gerçekleştikten sonra bu destekler gelmeye başladı.

Darbenin Gelişimi ve Sonrası

-Türkiye’de 1970’li yıllarda enflasyonun aşırı artmasıyla ülkede sosyal, ekonomik, politik ve kültürel alanda sorunlar arttı.

-Anarşi, terör, mezhep çatışmaları, ideolojik kamplaşma ve ayrışmalar artarak devam etti.

-Siyasi irade bu durum karşısında çözüm bulamadı.

-Türk Silahlı Kuvvetleri sabah saat 04.00’te ülke yönetimini Bayrak Harekâtı adı verilen darbe ile ele geçirdi.

-Aynı gün saat 13.00’te Kenan Evren, radyo ve televizyondan Millî Güvenlik Konseyi Başkanı sıfatıyla darbe bildirisini okudu.

-21 Eylül 1980’de emekli Deniz Kuvvetleri Komutanı Bülent Ulusu başkanlığında hükümet kuruldu. -Cumhurbaşkanlığı görevine Kenan Evren getirildi.

-Yasama, yürütme ve yargı yetkileri Millî Güvenlik Konseyi tarafından kullanıldı.

-Konsey, dönemin siyasi liderlerini tutuklatarak Hamzakoy ve Uzunada’ya gönderdi.

-Mevcut siyasi partiler kapatıldı.

-Kurulan yeni partilerle 1983’te seçimler yapılarak meclisin işlerliği sağlandı.

-15 Ağustos 1984’te PKK’lı teröristler tarafından Eruh ve Şemdinli’de yapılan saldırılarla terör olayları başladı.

-Bu, günümüze kadar süren terör eylemlerinin başlangıcı oldu.

-1982 Anayasası yapılan referandumda %92 oranında evet oyuyla kabul edildi.

-Darbeler Türkiye’de demokratik yaşantıda kesintiler meydana getirmiştir.

4.5.3. Televizyon Yayınlarının Türk Toplumuna Etkileri -Televizyon 1950’li yıllardan itibaren dünya genelinde önemli bir kitle iletişim aracı olarak kullanılmaya başlandı. -Türkiye’de televizyon yayını ilk olarak 1952’de İstanbul Teknik Üniversitesinde gerçekleştirildi,

-Devlet kurumu olan TRT’nin ilk deneme yayını 1968’de yapıldı.

-1971 Akdeniz Oyunları’nın naklen yayımlanmasıyla ilk uzun süreli canlı yayın yapılmış oldu.

-1984’te renkli televizyon yayınına geçildi.

-Televizyon kısa sürede radyodan daha etkili bir kitle iletişim aracı hâline geldi.

-Reklam ögeleri televizyon aracılığıyla daha hızlı bir şekilde toplumu etkilemeye başladı.

4.5.4. 1970-80 Yılları Arasında Türkiye’de Kültür ve Sanat

1970’lerde sinema sektöründe ekonomik sıkıntılar aşılmaya çalışılırken televizyonla rekabet yolları arandı.

1970’lerin ortalarında terör olaylarının artması ve yaşanan toplumsal karışıklıklar sinema, edebiyat ve diğer sanat alanlarında politik söylemin öne çıkmasında etkili oldu.

1970’li yılların müziğinde dönemin ruhuna uygun çok seslilik hâkimdi.

-Hayat pahalılığından bunalmış, köyden kente göç etmiş, kente uyum sağlayamamış yoksul kitleler arabesk müziğin gelişimini hızlandırdı.
 

Bu konuyu görüntüleyen kullanıcılar

Geri
Üst Alt