Batı Gök-Türk Hakanlığı
d-b-göktürk.jpg

Tardu’nun Başarılı Yılları: 582-603 582 yılında Doğu hakanlığı ile resmen ilgisini kesen Tardu, her iki kanadı kendi idaresinde birleştirmek için gayret sarf ediyordu. Doğu hakanlığına baskı yapan Çin’in Tülan hakana karşı kardeşi, T’u’li’yi tutarak iki kardeşi çarpıştırması üzerine Tardu Çin’e yürüdü. Kuzey Çin’de başarılarla ilerlerken yukarıda adı geçen general-diplomat Ç’ang Sun-şeng’in oyununa kurban oldu. Bu Çinli, Türk ordu efradı ve atlarının geçeceği yollardaki suları, pınarları zehirlemişti. Tardu böyle bir şeyin yapılacağını hatırına getirmediği için ağır zayiat ve telefat verdi. Çekilmek zorunda kaldı (600). Bu tarihe kadar Tardu Kağan batıda pek çok başarılar kazanmış, Hoten bölgesini imparatorluğa bağlamış, Şehinşah IV. Ormuzd “Türk-zade” (579-590) zamanında, Bizans–Sasanî savaşlarında, İran iç-işlerine müdahale etmiş, bir Türk başbuğu Derbend’i kuşatırken diğer bir Gök-Türk ordusu Herat, Budgis havalisine girmişti. Bu orduyu durduran ünlü Sasanî kumandanı Bahram Çupi’nin isyan edip Ormuzd’ı tahttan indirip oğlu Husrav Parviz’i tahta çıkarması, Sasanî imparatorluğunu karıştırmış, Bizans’ın müdahalesi ile mağlup edilen Bahram sonunda hakana sığınmıştı. Böylece Tardu’nun bir yandan, kısa müddet için de olsa, her iki hakanlığı kendi idaresinde birleştirmesi (598’e doğru), aynı zamanda İran üzerinde hakim bir durum kazanması, onun 598 yılında Bizans imparatoru Mauriacus’a gönderdiği mektupta ifadesini bulmuş görünmektedir: “Dünyanın yedi ırkının büyük şefi ve yedi ikliminin hükümdarı Hakan’dan Roma imparatoruna...” Çin kaynaklarına göre de bu tarihte Tardu, Ötüken, kuzey-batı Moğolistan, Aral Gölü havalisi, Kaşgar, Maveraünnehir ve Merv’e kadar Horasan sahaları üzerinde hakim bulunmakta ve ulu hakan olarak “Bilge Kağan” ünvanını taşımakta idi. Fakat Tardu, Gök-Türk birliğini gerçekleştirmek için çok şiddetli davranmıştı. 601’de Çin başkenti yakınlarında bir savaşta netice alamaması üzerine birçok Türk boyları ve yabancılar ayaklandılar. Tardu bunlarla başa çıkamadı ve Köke-na’ur havalisinde kayıplara karıştı (603).



Tardu Sonrası Kısa Zaafiyet Dönemi (603-619)

Tardu’nun sahneden çekilmesinden sonra, memlekette isyancıların sayısı arttı, nizam bozuldu. Doğu hakanlığında yeni bir kudret olarak beliren Şi-pi Kağan’a karşı, Tardu’nun torunu Sui’lerle işbirliğine kalktığı ve hatta ülkesini bırakarak Çin sarayında yaşamayı tercih ettiği için Şi-pi tarafından Çinliler’den teslim alınarak öldürüldü (619). Devlet meclisi’nin hakan ilan ettiği, Tardu soyundan Şi-Koei zamanında durum düzelmeğe başladı.



Tong Yabgu Zamanı (619-630)

Fakat asıl huzur, Tardu’nun küçük torunu olan T’ong-Yabgu devrinde (619-630) görüldü. Çin kaynağı T’an-shu’ya göre “akıllı ve cesur” olan bu hakan “mahir bir savaşçı ve şeçkin bir stratejist” idi. Orhun, Tola ırmakları ile Aral Gölü arasında yayılmış bulunan Tölesler’i kendine bağlamış, İranlıları mağlup etmiş, güneyde Kandahar’a kadar ilerlemişti. Ordusu birkaç yüz bin iyi yay kullanan süvarilerden kurulu idi. Merkezi Talas şehrinin 75 km. kadar güney doğusundaki ünlü Bin-yul (Bin-bulak= bin pınar) mevkiinde idi. Tang-shu’ya göre “o zamana kadar batıda onun derecesinde kuvvetli olanı görülmemişti”. Çin ile dostane münasebetler kurmuş olan T’ong-Yabgu çağında Hindistan’a gitmek üzere Gök-Türk İmparatorluğu’nu bir baştan bir başa geçerek yolları, şehirleri, dinî ve kültürel hayatı hakkında çok alaka çekici bir bilgi veren, Çinli Budist rahip Hiuen-Tsang, T’ong Yabgu’yu da ziyaret etmiştir.



Gök-Türk Tarihinin En Karanlık Yılı: 630

Gök-Türk İmparatorluğu’nun parlak bir devri yaşadığı yıllarda On-oklar ve Karluklar isyan ettiler. Bunları kendi mevkiini tehlikede zanneden Doğu hakanı Kie-li teşvik etmiş olmalıdır. Bir tartışma esnasında T’ong-Yabgu’nun, hakanlığın batı kanadı başbuğu olan amcası Se-pi tarafından öldürülmesi (630) ülkeyi karıştırdı. On-ok’lardan Nu-şi-pi’ler Se-pi’yi istemediklerinden kendileri hükümdar seçmeyi tercih ettilerse de, T’ong-Yabgu’nun oğlu Se-Yabgu üzerinde birleşildi. Bu defa Tölesler’in ayaklanması devletin Çin’e bağlanmasında birinci derecede amil oldu. 630 senesi büyük Gök-Türk tarihinin en karanlık yılıdır. Doğu hakanlığı bu sene Çin’e boyun eğmişti. Batı hakanlığı da aynı tarihte aynı akibete uğradı. Bundan sonra Aşına soyundan bir sürü “kağan”, bazan aynı zamanda birkaç “kağan” Batı Gök-Türk gruplarının başında görülüyorsa da, bunlar aynı zamanda Çin’in birer memuru durumunda idiler. Batı Gök-Türk ülkelerinin Çin’e ilhakı 658’de tamamlandı.