Cerbe Deniz Savaşı
1560’ta vuku bulan ve Haçlı donanmasının hezimetiyle sonuçlanan, deniz savaşı.
Preveze yenilgisinin izlerini silmek isteyen Avrupalılar, Türkleri, Batı Akdeniz’den çıkarabilmek için, Turgut Reis'i Cerbe’de vurup askerini imha etmek gayesindeydiler. Ancak bu sayede Tunus ve Trablus, İspanya’nın eline geçerdi. Türklerin burayı yeniden ele geçirmeleri ise, yılları alırdı.
Mehdiye Kalesinin yıkılmasından sonra Turgut Paşanın elindeki en müstahkem kale, Cerbe Kalesiydi. Turgut Paşa, bilhassa son yıllarda burasını iyice tahkim etmişti. Cerbe Adası, Trablus’la Tunus’un arasında bulunduğundan, buradan her iki ülkenin de kontrolü kolay oluyordu. Bunun içindir ki, Haçlılar'ın ilk saldırı noktası, Cerbe Adası idi. Cerbe’de yenilen Türklerin, Trablus’u savunmaları zor olacaktı. Cerbe’de, bin kişilik bir Türk kuvveti vardı. Turgut Paşa’nın esas kuvvetleri Trablus’ta bulunuyordu ve bunların güçlü Haçlı donanmasına bir şey yapamayacakları meydandaydı.
Nitekim Haçlıların, Osmanlılar'a karşı hazırlanmış ve kesin bir zafer kazanmayı aklına koymuş olan iki yüz parçadan mürekkep müttefik donanması, ihtiyat olduğundan epey zamandır sefere çıkmayan Jan Andrea Doria kumandasında Cerbe önüne geldi. Turgut Paşa, bu muazzam kuvvete karşı koyamayacağını anlayarak Trablus’a çekilirken, acele olarak Mora sancakbeyi vasıtasıyla durumu İstanbul’a bildirdi.
Cerbe’yi almaya muvaffak olan İspanyol ve müttefikleri, Osmanlı donanmasına karşı acele orayı tahkim ettiler. Buna karşı Piyâle Paşa kumandasındaki Osmanlı donanması Cerbe Adası önüne geldi ve işte burada tarihte meşhur Cerbe Muharebesi yapıldı.
Haçlı donanmasının başında, başkumandan Andrea Doria bulunuyordu. Donanma iki yüz gemiden müteşekkil olup, buna 30 bin asker yüklenmişti. 22 yıldan beri, Preveze’den sonra, Hıristiyan âlemi böyle bir armadayı bir arada görmemişti.
Kaptan-ı Deryâ Piyâle Paşa komutasındaki Türk donanmasında ise Uluç Ali Reis, Seydi Ali Reis ve Turgut Paşa (Reis) gibi tecrübeli kaptanlar bulunuyordu. Donanma, 120 parçadan müteşekkildi. Bu tecrübeli deniz serdarları, yaptıkları harp dîvânında, düşmanı imha için, Preveze’de kullanılan taktiği uygulamaya karar verdiler.
Piyâle Paşa ve tecrübeli komutanları, Haçlı armadasını, 14 Mayıs 1560 sabahı, pek az bir zayiatla, birkaç saatte perişan ettiler. Düşman askerinin 20 bini imha edildi. Bu muharebe, Andrea Doria’nın Preveze’de Barbaros’tan yediği silleden sonra, müttefiklere vurulmuş ağır bir darbe oldu. Müttefik kuvvetlerin 60 büyük gemisi batırıldı. Büyükamiral Andrea Doria, yaralı ve perişan bir halde, alelade bir kayıkla, hayatını zor kurtardı.
Zaferi müteakip muhasara edilen Cerbe Kalesi, kısa sürede tekrar fethedildi. Kaledeki İspanyol Generali Alvaro bir gemiye atlayarak kaçmışsa da Turgut Paşa tarafından takip edilerek esir alındı. Adanın idaresi, Turgut Paşaya verildi.
Cerbe’de Türk zayiatı, Preveze’de olduğu gibi, hayrete değer derecede az olmuştur. Ancak birkaç küçük Türk gemisi batmış ve şehitlerin sayısı bini bulmamıştır.
1560’ta vuku bulan ve Haçlı donanmasının hezimetiyle sonuçlanan, deniz savaşı.
Preveze yenilgisinin izlerini silmek isteyen Avrupalılar, Türkleri, Batı Akdeniz’den çıkarabilmek için, Turgut Reis'i Cerbe’de vurup askerini imha etmek gayesindeydiler. Ancak bu sayede Tunus ve Trablus, İspanya’nın eline geçerdi. Türklerin burayı yeniden ele geçirmeleri ise, yılları alırdı.
Mehdiye Kalesinin yıkılmasından sonra Turgut Paşanın elindeki en müstahkem kale, Cerbe Kalesiydi. Turgut Paşa, bilhassa son yıllarda burasını iyice tahkim etmişti. Cerbe Adası, Trablus’la Tunus’un arasında bulunduğundan, buradan her iki ülkenin de kontrolü kolay oluyordu. Bunun içindir ki, Haçlılar'ın ilk saldırı noktası, Cerbe Adası idi. Cerbe’de yenilen Türklerin, Trablus’u savunmaları zor olacaktı. Cerbe’de, bin kişilik bir Türk kuvveti vardı. Turgut Paşa’nın esas kuvvetleri Trablus’ta bulunuyordu ve bunların güçlü Haçlı donanmasına bir şey yapamayacakları meydandaydı.
Nitekim Haçlıların, Osmanlılar'a karşı hazırlanmış ve kesin bir zafer kazanmayı aklına koymuş olan iki yüz parçadan mürekkep müttefik donanması, ihtiyat olduğundan epey zamandır sefere çıkmayan Jan Andrea Doria kumandasında Cerbe önüne geldi. Turgut Paşa, bu muazzam kuvvete karşı koyamayacağını anlayarak Trablus’a çekilirken, acele olarak Mora sancakbeyi vasıtasıyla durumu İstanbul’a bildirdi.
Cerbe’yi almaya muvaffak olan İspanyol ve müttefikleri, Osmanlı donanmasına karşı acele orayı tahkim ettiler. Buna karşı Piyâle Paşa kumandasındaki Osmanlı donanması Cerbe Adası önüne geldi ve işte burada tarihte meşhur Cerbe Muharebesi yapıldı.
Haçlı donanmasının başında, başkumandan Andrea Doria bulunuyordu. Donanma iki yüz gemiden müteşekkil olup, buna 30 bin asker yüklenmişti. 22 yıldan beri, Preveze’den sonra, Hıristiyan âlemi böyle bir armadayı bir arada görmemişti.
Kaptan-ı Deryâ Piyâle Paşa komutasındaki Türk donanmasında ise Uluç Ali Reis, Seydi Ali Reis ve Turgut Paşa (Reis) gibi tecrübeli kaptanlar bulunuyordu. Donanma, 120 parçadan müteşekkildi. Bu tecrübeli deniz serdarları, yaptıkları harp dîvânında, düşmanı imha için, Preveze’de kullanılan taktiği uygulamaya karar verdiler.
Piyâle Paşa ve tecrübeli komutanları, Haçlı armadasını, 14 Mayıs 1560 sabahı, pek az bir zayiatla, birkaç saatte perişan ettiler. Düşman askerinin 20 bini imha edildi. Bu muharebe, Andrea Doria’nın Preveze’de Barbaros’tan yediği silleden sonra, müttefiklere vurulmuş ağır bir darbe oldu. Müttefik kuvvetlerin 60 büyük gemisi batırıldı. Büyükamiral Andrea Doria, yaralı ve perişan bir halde, alelade bir kayıkla, hayatını zor kurtardı.
Zaferi müteakip muhasara edilen Cerbe Kalesi, kısa sürede tekrar fethedildi. Kaledeki İspanyol Generali Alvaro bir gemiye atlayarak kaçmışsa da Turgut Paşa tarafından takip edilerek esir alındı. Adanın idaresi, Turgut Paşaya verildi.
Cerbe’de Türk zayiatı, Preveze’de olduğu gibi, hayrete değer derecede az olmuştur. Ancak birkaç küçük Türk gemisi batmış ve şehitlerin sayısı bini bulmamıştır.