- Katılım
- 13 Şub 2021
- Mesajlar
- 4,879
- Çözümler
- 1
- Tepkime puanı
- 425
- Puanları
- 83
- Konum
- Türkiye
- Web sitesi
- tarihbilinci.com
- Meslek - Branş
- Tarih Öğretmeni
Yazarın son konuları
Bir öğretmen öldürüldü
MEB 2. Dönem 2. Yazılı Örnek Soru Kitapçıkları ve Çözümleri 12. Sınıf T.C. İnkılap Tarihi ve Atatürkçülük
MEB 2. Dönem 2. Yazılı Örnek Soru Kitapçıkları ve Çözümleri - Tarih 11
MEB 2. Dönem 2. Yazılı Örnek Soru Kitapçıkları ve Çözümleri- Tarih 10
MEB 2. Dönem 2. Yazılı Örnek Soru Kitapçıkları ve Çözümleri- Tarih 9
T.C İnkılâp Tarihi ve Atatürkçülük – 12 Proje Konuları
11.Sınıf Tarih Proje Konuları
10.Sınıf Tarih Proje Konuları
9.Sınıf Tarih Proje Konuları
Dosya indirmek için şartlarımız !
MEB 2. Dönem 2. Yazılı Örnek Soru Kitapçıkları ve Çözümleri 12. Sınıf T.C. İnkılap Tarihi ve Atatürkçülük
MEB 2. Dönem 2. Yazılı Örnek Soru Kitapçıkları ve Çözümleri - Tarih 11
MEB 2. Dönem 2. Yazılı Örnek Soru Kitapçıkları ve Çözümleri- Tarih 10
MEB 2. Dönem 2. Yazılı Örnek Soru Kitapçıkları ve Çözümleri- Tarih 9
T.C İnkılâp Tarihi ve Atatürkçülük – 12 Proje Konuları
11.Sınıf Tarih Proje Konuları
10.Sınıf Tarih Proje Konuları
9.Sınıf Tarih Proje Konuları
Dosya indirmek için şartlarımız !
AHBÂR
Yahudi âlimleri ve din adamları hakkında kullanılan Kur'anî bir tabir. Hahamlar.
Yahudiler, Ahbâr kelimesini belli bir grup âlim ve yahudiliği insanlara öğreten, yahudi şerîatını ve dinî hükümleri bilen kimseler için kullanmışlardır. Bunlar yahudiler arasında çıkan anlaşmazlıklara ve problemlere çözümler getirmekte idiler.
Kur'an-ı Kerim'de geçen Ahbâr kelimesi muhtemelen İbrânice'den Arapça'ya girmiş bir tabir olup, ayetlerde hristiyanların papazları ile birlikte zikredilerek her iki din mensuplarının din adamlarını ilâh edindikleri ve onların tavsiye ve direktiflerine uydukları bildirilmektedir.
"Onlar, Ahbâr'ını (hahamlarını) ve ruhbanlarını (papazlarını) ve Meryem oğlu İsa Mesih'i Allah'tan başka Rab'ler edindiler. Halbuki onlar, ancak "bir" olan ve kendisinden başka ilâh olmayan Allah'a ibadet etmekle emrolunmuşlardı. Allah onların ortak koştuklarından münezzehtir." (et-Tevbe, 9/31)
Ahbâr ve Ruhban tabirleri aynı sûrede birkaç ayet sonra tekrar zikredilirken onların insanlara yaptıkları haksızlıklar dile getirilmektedir:
"Ey iman edenler, Hahamlar ve papazlardan pek çoğu haksız yere insanların mallarını yerler, onları Allah'ın yolundan alıkoyarlar..." (et-Tevbe, 9/34)
Yahudiler arasında büyük bir itibar ve nüfûza sahip olan Ahbâr, dinî hükümleri arzu ettikleri gibi evirip çevirerek insanları kendilerine bağlamış ve Tevrat'ı istedikleri gibi yorumlayarak dini tahrif etmişlerdir.
Hz. Peygamber'in Medine'ye hicretinden sonra bu yahudi Ahbâr'ından ve ileri gelenlerinden olan Abdullah b. Selâm müslüman olmuş ve bunların dinde yaptıkları tahribatı müslümanlara anlatmıştır.
Tevrat'ın hükümlerini uygulamaları gerekirken hep bundan uzak kalan Ahbâr, Kur'an-ı Kerim'de "Allah'ın hükümleriyle hükmetmeyenler kâfirlerin ta kendileridir... Zalimlerin ta kendileridir... Fâsıkların ta kendileridir." şeklinde anlatılmışlardır. Bu ayetler Ahbârı ve onların yolunu izleyerek Allah'ın hükümlerinden uzak kalıp bunları uygulamayanların durumunu açıklamaktadır.
Ahmed AĞIRAKÇA
Yahudi âlimleri ve din adamları hakkında kullanılan Kur'anî bir tabir. Hahamlar.
Yahudiler, Ahbâr kelimesini belli bir grup âlim ve yahudiliği insanlara öğreten, yahudi şerîatını ve dinî hükümleri bilen kimseler için kullanmışlardır. Bunlar yahudiler arasında çıkan anlaşmazlıklara ve problemlere çözümler getirmekte idiler.
Kur'an-ı Kerim'de geçen Ahbâr kelimesi muhtemelen İbrânice'den Arapça'ya girmiş bir tabir olup, ayetlerde hristiyanların papazları ile birlikte zikredilerek her iki din mensuplarının din adamlarını ilâh edindikleri ve onların tavsiye ve direktiflerine uydukları bildirilmektedir.
"Onlar, Ahbâr'ını (hahamlarını) ve ruhbanlarını (papazlarını) ve Meryem oğlu İsa Mesih'i Allah'tan başka Rab'ler edindiler. Halbuki onlar, ancak "bir" olan ve kendisinden başka ilâh olmayan Allah'a ibadet etmekle emrolunmuşlardı. Allah onların ortak koştuklarından münezzehtir." (et-Tevbe, 9/31)
Ahbâr ve Ruhban tabirleri aynı sûrede birkaç ayet sonra tekrar zikredilirken onların insanlara yaptıkları haksızlıklar dile getirilmektedir:
"Ey iman edenler, Hahamlar ve papazlardan pek çoğu haksız yere insanların mallarını yerler, onları Allah'ın yolundan alıkoyarlar..." (et-Tevbe, 9/34)
Yahudiler arasında büyük bir itibar ve nüfûza sahip olan Ahbâr, dinî hükümleri arzu ettikleri gibi evirip çevirerek insanları kendilerine bağlamış ve Tevrat'ı istedikleri gibi yorumlayarak dini tahrif etmişlerdir.
Hz. Peygamber'in Medine'ye hicretinden sonra bu yahudi Ahbâr'ından ve ileri gelenlerinden olan Abdullah b. Selâm müslüman olmuş ve bunların dinde yaptıkları tahribatı müslümanlara anlatmıştır.
Tevrat'ın hükümlerini uygulamaları gerekirken hep bundan uzak kalan Ahbâr, Kur'an-ı Kerim'de "Allah'ın hükümleriyle hükmetmeyenler kâfirlerin ta kendileridir... Zalimlerin ta kendileridir... Fâsıkların ta kendileridir." şeklinde anlatılmışlardır. Bu ayetler Ahbârı ve onların yolunu izleyerek Allah'ın hükümlerinden uzak kalıp bunları uygulamayanların durumunu açıklamaktadır.
Ahmed AĞIRAKÇA
SON KONULAR
Ahura Mazda
bởi Talebe,