Öğretmen ‘hiç’ edilirse!

  • Konbuyu başlatan Talebe
  • Başlangıç tarihi
  • Cevaplar 0
  • Görüntüleme 213
  • Etiketler
    öğretmen
  • Cevaplar: 0 Görüntüleme: 213
Bu soruyla başlayalım söze. Şahit olduklarımız, duyduklarımız ve yapılan istatistikler bunun mümkün olmadığını gösteriyor. Eğitilemeyecek çocukları zorunlu eğitime tabi tutmak, onları ısrarla okula kapatmak zaman ve enerji israfından başka bir şey değil!


Meslek liselerinde de durum sanıldığından daha kötü aslında.


Sınavla gidilebilecek hiçbir liseye giremeyen öğrenci genellikle bu okullara yönlendiriliyor. Ancak bu çocuklar teorik eğitimle burada da yüzleşince yine kaos başlıyor ve akademik derslerde ya bu öğrencilerin taşkınlıkları başlıyor ya da büyük bir sessizlik. Çünkü vurup uyuyorlar!


Anadolu liselerinin büyük çoğunluğu çoktan meslek lisesi kıvamına geldi ve bu maalesef çoklukla görmezden geliniyor. Düz liselerden hiçbir farkı olmayan bu liselerin büyük çoğunluğunda yine aynı potansiyele sahip, okumak istemeyen gençler var.


Birkaç gün önce sosyal medyada dolaşıma giren video milyonlarca insan tarafından izlendi ve büyük bir şaşkınlığa neden oldu. Oysa hiçbir öğretmen buna şaşırmadı zira bu videodakiler gerçekte olanların yanında hiçbir şeydi!


Sistemi planlayanlar hiçbir zaman bu sistemin uygulayıcısı olan öğretmenlerin fikrini sormadı. Öğretmenlerin bütün yetkileri zaman içinde bir bir kısıtlandı. Kendini özgürce ifade edemeyen, mesleğini kendi deneyimleriyle dahi buluşturamayan, sorumluluğu sınırsız yetkisi oldukça sınırlı hâle getirilen öğretmenin bu durumu, öğrencilerin gözünden kaçmadı elbette.


Arkadaşını döven, sağa sola söven, dersi kaynatan, öğretmenleriyle dalga geçen, devamsızlık yapan öğrencinin okuldan gönderilmesi zorlaştırıldı. Devamsızlıktan sınıfta kalan öğrencinin velisine okula gidip devamsızlıkları silme yetkisi tanındı. Disiplin kurulları öğrenci aleyhine karar vermeye çekinir hâle geldi.


CİMER veliler tarafından saçma sapan öğretmen şikâyetleriyle meşgul edildi. İftiralarla dolu bu şikâyetler dikkate alındı ve öğretmen sonunda videodaki Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi öğretmeni gibi sessizliğe ve çaresizliğe gömüldü.


Hasılı sistemi yürütecek öğretmen yoksa, öğretmen ‘hiç’ edilirse yapılacak her şey büyük bir 'HİÇ’ten öteye geçemez!


İlkokul mezunu, eğitimsiz veya farklı mesleklerden veliler öğretmene işini göstermeye başladı. Öğretmen dövüldüğünde yine öğretmen suçlanırken veya olay sümen altı edilirken, kimse ceza almazken, bir doktor dövüldüğünde fail anında hapse atılarak gözdağı verildi!


Mesela doktora işini gösteren hasta var mı? Olsa buna gülersiniz değil mi?


Ama öğretmene, okul müdürüne işini tarif eden veliler dolu her taraf! Öğretmeni tehdit edenler, okul önünde bekleyenler, CİMER’e şikâyet edenler, çocuğunu 'melek' zanneden milyonlarca veli, sürekli eğitim sisteminin içinde!


Anlatılacak o kadar sorun var ki!


Bu sistemle iyi öğrenci, ahlaklı vatandaş, düzgün insan çıkarma şansımız yok. Öğretmene geniş yetkiler verilmeli, veliler okuldan uzaklaştırılmalıdır. Gerekirse okulları “Kamu Yönetimi” bölümü mezunları yönetmelidir.


Eğitim sisteminde çok ciddi bir dönüşüme ihtiyaç vardır.


Öğretmene itibarı geri verilmeli acilen. Öğrenciden de bu kadar imtiyaz geri alınmalı! Koskoca Fatih Sultan Mehmet Han’ı hocalarına teslim eden 2. Murat Han, hocalarına sınırsız yetki de vermişti.


“Çocukların psikolojisi bozulacak” sözüyle geldiğimiz noktada bu kez çoğunluğun söylediği söz “çocuklarımız bozuldu” oldu ne yazık ki!..


Şimdi yeni baştan “Hoca-Talebe” ilişkisini tesis edecek Türk millî kültürünü bütün veçheleriyle yansıtacak çok ciddi bir eğitim reformuna ihtiyacımız var ve anladığımız kadarıyla o reformu çok yakında hep birlikte görüp yaşayacağız...



Meryem Aybike Sinan
 

Bu konuyu görüntüleyen kullanıcılar

Geri
Üst Alt