Talebe
Yönetici
- Katılım
- 14 Şub 2021
- Konular
- 612
- Mesajlar
- 4,109
- Tepkime puanı
- 12,084
- Puanları
- 113
- Meslek - Branş
- Öğretmen - Tarih
Talebe Hakkında ek bir bilgi sağlanmamış.
Yazarın son konuları
T.C. İnkılâp Tarihi ve Atatürkçülük Dersi, 6-7-8. Üniteler Sorularıdır
Türk - İslam Devletleri Konu Tarama Testleri
3.Ünite Orta Çağda Dünya Konu Tarama Soruları (9.Sınıflar)
İlk ve Orta Çağlarda Türk Dünyası Konu Tarama Soruları ve Cevapları
İslam Tarihi Konu Tarama Etkinliği
5.Ünite (Osmanlı Yükselme Dönemi) Tarama Etkinliği
10. Sınıflar ÖSYM Sınavlarında Çıkmış Sorular (2.3.4 Üniteler)
Tarih Dersi 10.Sınıflar 1.Ünite konu tarama soruları
Karma Sınava Hazırlık Ve Konu Tarama Soruları
Tarih Dersi 10. Sınıflar 2.Yazılı İçin Karma Tarama Soruları
Türk - İslam Devletleri Konu Tarama Testleri
3.Ünite Orta Çağda Dünya Konu Tarama Soruları (9.Sınıflar)
İlk ve Orta Çağlarda Türk Dünyası Konu Tarama Soruları ve Cevapları
İslam Tarihi Konu Tarama Etkinliği
5.Ünite (Osmanlı Yükselme Dönemi) Tarama Etkinliği
10. Sınıflar ÖSYM Sınavlarında Çıkmış Sorular (2.3.4 Üniteler)
Tarih Dersi 10.Sınıflar 1.Ünite konu tarama soruları
Karma Sınava Hazırlık Ve Konu Tarama Soruları
Tarih Dersi 10. Sınıflar 2.Yazılı İçin Karma Tarama Soruları
Hükümdar İhtiyatı
Gazneli Sultan Mahmud adaletli olduğu kadar, aceleye kapılmadan ihtiyatlı ve isabetli karar veren bir hükümdardı.
Anlatıldığına göre, Herat şehrinde o ülkenin meşhurlarından bir bilgin ve onun güzel bir sarayı vardı. Sultan Mahmud'un Herat'a yaptığı gezilerden birinde, Sultan'ın yakın adamlarından Abdurrahman Hâk, o yaşlı bilginin sarayında konakladı. Sonra bir gün Sultan'a şunları söyledi:
- Konakladığım saray bir ihtiyarın mülküdür. Bu şahıs insanlara kendisini bir bilgin olarak tanıtmış. Fakat sarayda bir halvethane (yalnız başına ibadet yeri) var. İhtiyar gece oraya gidiyor ve sabaha kadar dışarı çıkmıyor. Orada ne yaptığını sordum. Bütün gece namaz kıldığını söylediler. Bir gece ansızın o halvethaneye gittim. Bir de baktım ki, adam bir şarap testisini ve putu önüne koymuş, putun önüne diz çökmüş! O putu ve şarap testisini aldım ve bir karar vermesi için size getirdim.
Sultan Mahmud, bu sözlerden ızdırap duydu ve dedi ki:
- O ihtiyarı getirin. Bu işin aslı nedir, inceden inceye araştıralım. Fakat sen önce elini başıma koy, doğru söylediğine benim canım ve başım üzerine yemin et! Sonra da gereken neyse yapalım.
Abdurrahman Hâk, Sultan'ın bu tavrı üzerine söylediklerinden utandı ve:
- Senin canın ve başın hakkı için, ben yalan söylemiştim, dedi. Sultan sordu:
- Peki yiğit adam, neden böyle yaptın?
- Sultanım, o adamın güzel bir sarayı vardı, ben orada konakladım. Eğer böyle söylersem, Sultan'ın din hususunda hamiyyet ve hassasiyeti vardır, derhal adamın öldürülmesini emreder ve sarayını da bana bağışlar, diye düşünmüştüm...
Sultan Mahmud, sabretme gücü verdiği ve aceleden meydana gelebilecek dertlerden koruduğu için Allah'a şükürler etti. Bir daha da Abdurrahman Hâk'a itibar etmedi.
Sultan Mahmud halkına çok iyi davranır, onlara ihsan ve şefkatle muamele ederdi. Adam öldürtmekten çekinmiş, esir aldığı hükümdarları da hapsetmekle yetinmiştir.
Erdoğan Merçil : Gazneli Mahmud (Ankara, 1987), s.79-80; Gazneliler Devleti, s.50
Gazneli Sultan Mahmud adaletli olduğu kadar, aceleye kapılmadan ihtiyatlı ve isabetli karar veren bir hükümdardı.
Anlatıldığına göre, Herat şehrinde o ülkenin meşhurlarından bir bilgin ve onun güzel bir sarayı vardı. Sultan Mahmud'un Herat'a yaptığı gezilerden birinde, Sultan'ın yakın adamlarından Abdurrahman Hâk, o yaşlı bilginin sarayında konakladı. Sonra bir gün Sultan'a şunları söyledi:
- Konakladığım saray bir ihtiyarın mülküdür. Bu şahıs insanlara kendisini bir bilgin olarak tanıtmış. Fakat sarayda bir halvethane (yalnız başına ibadet yeri) var. İhtiyar gece oraya gidiyor ve sabaha kadar dışarı çıkmıyor. Orada ne yaptığını sordum. Bütün gece namaz kıldığını söylediler. Bir gece ansızın o halvethaneye gittim. Bir de baktım ki, adam bir şarap testisini ve putu önüne koymuş, putun önüne diz çökmüş! O putu ve şarap testisini aldım ve bir karar vermesi için size getirdim.
Sultan Mahmud, bu sözlerden ızdırap duydu ve dedi ki:
- O ihtiyarı getirin. Bu işin aslı nedir, inceden inceye araştıralım. Fakat sen önce elini başıma koy, doğru söylediğine benim canım ve başım üzerine yemin et! Sonra da gereken neyse yapalım.
Abdurrahman Hâk, Sultan'ın bu tavrı üzerine söylediklerinden utandı ve:
- Senin canın ve başın hakkı için, ben yalan söylemiştim, dedi. Sultan sordu:
- Peki yiğit adam, neden böyle yaptın?
- Sultanım, o adamın güzel bir sarayı vardı, ben orada konakladım. Eğer böyle söylersem, Sultan'ın din hususunda hamiyyet ve hassasiyeti vardır, derhal adamın öldürülmesini emreder ve sarayını da bana bağışlar, diye düşünmüştüm...
Sultan Mahmud, sabretme gücü verdiği ve aceleden meydana gelebilecek dertlerden koruduğu için Allah'a şükürler etti. Bir daha da Abdurrahman Hâk'a itibar etmedi.
Sultan Mahmud halkına çok iyi davranır, onlara ihsan ve şefkatle muamele ederdi. Adam öldürtmekten çekinmiş, esir aldığı hükümdarları da hapsetmekle yetinmiştir.
Erdoğan Merçil : Gazneli Mahmud (Ankara, 1987), s.79-80; Gazneliler Devleti, s.50
SON KONULAR