Çağdaş Türk ve Dünya Tarihi Ders Kitabı Sorunu

Çağdaş Türk ve Dünya Tarihi ders kitapları değil ortaöğretim, üniversite öğrencilerinin dahi zorlanacağı tarzda yazılmış. Bu kadar şahıs ismi, kavram, farklı disiplinlerden bilgiler, öğrenmeyi zorlaştırmanın yanısıra derse karşı da olumsuz bir tepki uyanmasına yol açabilir. Uzun zamandır bu derse girmediğim için değişimi görememiştim. Yazın bilgileri tazeleme adına okuyayım dedim. Eski kitabı (müfredat değişmedi, sadece kitap yenilendi) çocuklara ağır diye eleştirirdim. O bunun yanında çok kolay. Şu anda hangi kitap okutuluyor bilmiyorum ama önceden İstanbul Üniversitesi'nde yardımcı kaynak olarak kullanılan Oral Sander'in Siyasi Tarihi bundan çok daha kolay. Üniversitede tarih alanında okutulan kitaplardan daha ağır bir kitap hazırlamak, herkesi her alandan hobisi olacak şekilde düşünmek, bunu yaparken de aşırı üst üste kısa bilgi bombardımanı yapmak pedegojik açıdan doğru değil. Niyetin güzel olması her zaman güzel sonuç vermiyor.

Daha önce yazdığım bir mesajdan alıntı yaparak bitireyim: "Ders kitapları sade, anlaşılır olmalı, hacim olarak çok geniş olmamalı. Osmanlı eğitim kurumlarına baktığımız zaman eğitim amaçlı yazılan kitaplar çok az sayfadan oluşmaktadır. Belki ünite sonlarında ek okuma ve izleme listesi verilerek oluşacağı düşülen sorun azaltılacaktır."

İl zümrelerinde dahi gündeme getirilen bu mesele çözülmedikçe maalesef tarih öğretimi fedakar ama yorgun öğretmelerin sırtında yol almaya devam edecek.
 
Son düzenleme:
Kitaptan bir konu: sayfa 118-119. Bu ifadeleri kaç tane yüksek lisans öğrencisi anlayabilir...

Resim
II. Dünya Savaşı sonrası New York, Paris’in elinden Batı sanatının başkenti unvanını aldı. Chagall (Şagıl), Ernst (Örnst), Lipehitz (Layfiz), Masson (Messin) gibi birçok tanınmış sanatçı Avrupa’dan Amerika’ya göç etti. Amerikalı sanatçılar gelenleri kabullenerek onların temsil ettiği sanat akımlarına dâhil oldular.
Savaş sonrası soyut ekspresyonizm, tuvalin ve renklerin kullanımında ortak özellikler barındıran sanatçıları bünyesine kattı. Bu hareket kendi içerisinde iki temel akıma ayrıldı. Birinci akım Harold Rosenberg (Herıld Rosınberg) tarafından ortaya konulan ve Jackson Pollock’ın [Ceksın Polık (Görsel 3.22)] katkı sağladığı Action Painting’di (Ekşın Peinting). İkinci akım, lirik ve düşünceye dayalı anlayıştan esinlenilmiş Color Field Painting’di (Kalır Fiyıld Peinting). Bu akım 50’li yılların başında soyut sanatın zirvesi oldu.
ABD’de soyut ekspresyonizme tepki olarak pop sanatı, op sanatı, hiperrealizm gibi akımlar doğdu. 1955-1965 yılları arasında etkisi görülen pop sanatının temsilcileri olan Roy Lichtenstein (Roy Liçestayn), Andy Warhol (Endi Varhol), Claes Oldenburg (Kıleys Oldınbörg) gibi sanatçılar şehirden etkilenen gerçekçi ve figüratif bir sanatı ortaya koydu. Bu akım halk kültüründen ve tüketim toplumundan beslenmekteydi.
1960’lı yılların ortalarında Avrupa ve Amerika’da görülen op [optical (optikıl)] ve sinetik sanat, sezgi ile ortaya konan illüzyonların merkeze alındığı resimleri konu aldı. Richard Vasarely’nin (Riçırd Vesırıli) temsil ettiği sinetik sanat büyük bir dikkat ve özen gerektirmekteydi.
1970’li yıllarda Amerika’da ortaya çıkan figüratif realizm sanayi toplumunun imaj ve nesnelerini eserlerinde işledi. Hiperrealizm ise figüratif realizmin ortaya koyduğu eserleri üretip düşünce boyutunu öne çıkardı. Bu akımın temsilcileri günlük hayatın en hor görülen şahsiyetlerini dahi konu edindiler.
 

Bu konuyu görüntüleyen kullanıcılar

Benzer konular

Geri
Üst Alt